Adak nasıl yerine getirilir?

Adak, kişinin dinen yükümlü olmadığı halde, farz ya da vacip türünden bir ibadeti yapacağını vad etmesi ve Allah’a söz vermesidir. Eğer adanan şey ismen belirtilmiş ise, adak ister mutlak, ister mukayyet olsun, yerine getirilmesi kesinlikle vaciptir.
adak
Adayan kimse “adağım olsun” ya da “şu işi yaparsam adağım olsun” demiş ve neyi adadığını ismen belirtmemiş ise, niyet ettiği şeyin yerine getirilmesi vaciptir. Eğer adayanın herhangi bir niyeti yoksa mutlaka yemin keffareti ödemesi gerekir. Nitekim Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed: “Adağın keffareti, yemin keffaretidir.” buyurmuşlardır.

Kurban adayan bir kimse, bunu müsait olduğu herhangi bir zamanda yerine getirebilir. Dilimizde adak olarak ifade edilen durum bir çeşit ibadettir. Dinen adanan bir şeyin yerine getirilmesi vaciptir. Çünkü kişi Allah için söz vermiştir. Nitekim kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Adaklarını da yerine getirsinler.” (Hac, 22/29)

Peygamber Efendimiz “Bir kimse bir şey adar da adını koyarsa, belirttiği şeyi yerine getirmesi lâzımdır.” buyurmuştur. Ancak göz önünde bulundurulması gereken bir husus varsa, o da, adağın, adanan şeyi değiştirmediği, yani İlâhî takdire tesiri bulunmadığıdır. Peygamber Efendimiz bu mesele hakkında şöyle buyurmuştur: “Adak kaderden hiçbir şeyi değiştirmez. Ancak cimri kişiden adağı sebebiyle bir mal çıkarılır.”

Adağın, insanın saadetine ve bedbahtlığına bir etkisinin olmadığını bilerek bir şey adanır ve sonra yerine getirilirse kişi sevap kazanır. Adakta asıl amaç mutlaka Allah rızası olmalıdır. Bütün bu meselelerde Allah rızası şart koşulmalı eğer bir şey adanacaksa Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için yapılmalıdır.
Adakta vakit, yer, para, fakir gibi sınırlanmalar yoktur. Örneğin mübarek ramazan ayında bir kurban keseceğini adayan kimse, onu herhangi bir ayda kesebilir.

Bir adağın dini manada geçerli olması için adayanda ve adanan şeyde bir takım şartların bulunması gerekir.
a) Adayan adayanda bulunması gerekli şartlar şunlardır: Müslüman olmak, akıllı ve ergenlik çağına gelmiş olmak (çocuğun ve delinin adakları muteber olmaz. Çünkü bunlar hiç bir dini hükümle yükümlü değillerdir).

b) Adanan adakta bulunması gerekli şartlar: Adanan şeyin gerçekte mümkün olması ve dinen makbul bulunması gerekir. Adanan şeyin bir ibadet çeşidi olması gerekir. İbadet olmayan şeyi adamak muteber değildir. Adanan şey mutlaka farz ya da vacip cinsinden bir ibadet olmalıdır. Namaz, hac, oruç, sadaka, kurban gibi ibadetler adak olabilir. Adanan malın adama sırasında, adayanın mülkiyetinde bulunması ya da adağın mülke yahut mülk sebebine izafe edilmiş olması gereklidir. Buna göre sahip olunmayan bir malı sadaka olarak adamak uygun değildir. Adanan şey adayana önceden farz ya da vacip olmamalıdır. Vakit namazları, ramazan ayı orucu, farz olan hac ve vacip olan kurban gibi bir ibadet adanacak olursa bu geçerli olmaz. Çünkü adayan, adaktan önce bunlarla zaten yükümlüdür.

Adaklar mutlak ve mukayyet adaklar olmak üzere ikiye ayrılır.
a) Mutlak adaklar
Herhangi bir şarta bağlı olmayan adaklara mutlak adaklar denilmektedir; “Allah rızası için şu kadar gün oruç tutacağım” ya da “Allah rızası için kurban keseceğim” şeklinde verilen sözlerdir. Kişi bu adağını istediği zaman yerine getirir.

b) Mukayyet Adaklar
Her hangi bir şarta bağlı olan adaklara denir. “Allah hastama şifa verirse” veya “çocuğum okulu bitirirse, bir kurban keseceğim” şeklinde verilen sözlerdir. Dediği iş henüz gerçekleşmeden kurban kesmesi sahih değildir.

Adanan şey eğer koyun, keçi ve sığır gibi kurban olması caiz olan bir hayvansa, bu hayvan kesildiğinde onun etinden nezrin sahibi yiyemeyeceği gibi, usül ve fürû tabir edilen yakınları yani eşi, annesi, babası, dedeleri, nineleri, çocukları ve torunları yiyemeyeceği gibi nisab miktarı mal ya da parası olup dinen zengin sayılanlar da adak etinden yiyemezler. Adak kurbanının hepsinin fakirlere dağıtılması gerekir. Adak zenginlere verilmez. Bu etten adak sahibi ve yakınları yerse, yedikleri etin kıymetini tasadduk etmeleri gerekir. Yani yediklerinin bedelini bir fakire ödemeleri gerekmektedir. Ayrıca adak etinden yararlanan kimse, o etten adak sahiplerine ikram etse de caizdir, adak sahiplerinin yemesinde herhangi bir sakınca yoktur.

Ev, araba ve benzeri yeni bir şey alan kimse bir hayvan alıp keser de etini fakir fukaraya dağıtırsa, bu hem güzel bir davranış olur, hem de bir çeşit dua sayılır. Bu kimse daha önce bir adak niyeti taşımadığından dolayı bu hayvan adak olmaz.

Bir Cevap Yazın