I. Alaeddin Keykubad kimdir?

Anadolu Selçuklu Devleti’ne hükümdarlık etmiş olan üç Alaeddin Keykubad bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, babası I. Gıyaseddin Keyhüsrev olan 1190 yılında dünyaya gelen ve Mayıs 1237 yılında zehirlenerek öldürülen I. Alaeddin Keykubad’dır.
seluklusultanalaaddinke
I. Alaeddin Keykubad, tahtta bulunduğu süre boyunca yaptırdığı ve bir çoğu günümüze kadar erişen eserleri ile idari ve askeri açıdan hem şahsına hem de devletine kazandırmış olduğu prestijden dolayı Türkiye ve dünya tarihinin kaydettiği en dirayetli Anadolu Selçuklu sultanıdır. Anadolu Selçuklu Devletini dünyanın en zengin, en ihtişamlı devleti haline getiren Sultan I. Alaeddin Keykubad, Anadolu’yu baştan başa imar etmiş ve ilim kurumlarıyla donatmıştır. Bu yönüyle I. Alaeddin Keykubad,, Anadolu rönesansını gerçekleştirmiş büyük bir devlet adamıdır.

I. Alaeddin Keykubad, 1196 yılında babası I. Gıyaseddin Keyhüsrev’in tahtı kardeşi Rükneddin Süleyman’a bırakmak zorunda kalıp gurbet hayatına çıktığı zaman ağabeyi Keykavus ile beraber babasının yanında bulunmuştur. İlk öğrenimini ve eğitimini İstanbul’da atabey ve hocaları idaresinde almış olan I. Alaeddin Keykubad’ın lalası, Emir Bedreddin Gühertaş’mış. Gıyaseddin Keyhüsrev 1205’de İstanbul’dan dönüp tekrar Selçuklu tahtına geçince Alaeddin Keykubad’ı 6 yıl kalacağı Tokat’a melik tayin etmiştir. Meliklik döneminde bastırdığı paralarda “elMelikü’lmansur Alaüddevle ve’ddin Nâsıru emiri’lmü’minin” unvan ve lakabını kullanmıştır. Babasının 1211 yılında Alaşehir Savaşı sırasında ölmesi üzerine, ağabeyi İzzeddin Keykavus en büyük oğul olduğundan dolayı devlet erkanı tarafından Kayseri’de sultan ilan edilince, ağabeyinin hükümdarlığını kabul etmeyip Ermeni Kralı Leon ve Erzurum meliki olan amcası Mugisüddin Tuğrul Şah’ın desteğini alarak Kayseri’yi muhasara etmiştir. Ancak Alaeddin Keykubad bir sonuç alamayıp Ankara Kalesi’ne çekilmiş, erzak stoku tükenince teslim olmuş ve 1212 yılında hapse atılmıştır.Her ne kadar İzzeddin Keykavus kardeşini öldürmek istemişse de hocası Mecdüddin İshak buna engel olmuştur. Alaeddin Keykubad, İzzeddin Keykavus’un ölümü üzerine 1220 yılında hapisten çıkarılıp Sivas’ta hükümdar ilan edilmiştir.

I. Alaeddin Keykubad’ın tahta geçtiğini öğrenmiş olan dönemin Halifesi Nasır Lidinillah, hükümdara İslam dünyasının reisi sıfatı ile, Şeyh Şehabeddin Ömer b. Muhammed Sühreverdi’yi hil’at, menşur vesair hakimiyet alametleri ile Konya’ya göndermiştir. Sultan I. Alaeddin Keykubad, Şeyh ile buluşunca sarılıp elini öpmüş; o da İslamiyet ve adaletin yükselmesi için Alaeddin Keykubad’a dua etmiş ve, birlikte şehre girmişlerdir.
I. Alaeddin Keykubad, tahta geçer geçmez ilk olarak Eyyubi Hükümdarı el Melikü’l Adil’in kızı ile evlenerek bozulmuş olan ilişkileri düzeltme yoluna gitmiştir. Hatta en küçük oğlu İzzeddin Kılıç Arslan’ı veliaht tayin ederek, Selçuklu Eyyubi ittifakının devamlılığını da garanti altına almıştır.

I. Alaeddin Keykubad 8 Mart 1220 tarihinde Venedik Dukalığı ile bir antlaşma imzalamıştır. Bu antlaşmaya göre, Venedik Dukası ve onun yerine geçecek olan despotlarla, Suriye ve başka yerlerdeki Venedikliler, onların gelip giden bütün tüccarları ile sultanın ülkesinin tamamında iki yıl boyunca sürecek bir barış yapılmıştır. Bu antlaşmaya göre, I. Alaeddin Keykubad’ın sahip oldukları ülkelerde, Venediklilerin geçişlerinden ve yaptıkları ticaretlerden %2’nin dışında başka bir vergi alınmayacağı gibi, değerli taşlar ve incilerden, işlenmiş ya da ham gümüş ile altından, zahireden gümrük dahi alınmayacaktı. Ayrıca, Venedik Dukasının hâkimiyetinde bulunan sahillerde sultanın tâbiiyetinde olan gemilerden tehlikeye düşen ya da zarara uğrayan olursa gerekli yardım yapılıp malları iade edilecekti. Yine I. Alaeddin Keykubad’ın tâbiiyetinde bulunan kimselerden adı geçen yerlerde ölen olursa malları, ortakları arayıncaya kadar muhafaza edilecek ve hiçbir zorluk çıkarılmadan teslim edilecekti.
I. Alaeddin Keykubad, 1222 yılında Alanya’yı fethederek, Türk denizcilik tarihinde önemli bir yeri olan Alanya tersanesini inşa ettirmiştir. Şehri sultana teslim etmiş olan Kyr Vart’ın kızı ile evlenmiştir.

I. Alaeddin Keykubad’ın Moğol istilasına karşı Harzemşah Hükümdarı Alaeddin Muhammed’in oğlu Celaleddin Mengüberti ile ittifak denemesi yapmasına rağmen, Mengüberti’nin dar görüşlü olmasından dolayı bu girişim sonuçsuz kalmıştır. I. Alaeddin Keykubad, Harzamşah hükümdarının yanlış stratejilerini durdurmak zorunda kalmış ve Yassıçemen Savaşı’nda Mengüberti’nin ordusunu bozguna uğratmıştır.

I. Alaeddin Keykubad’ın Suğdak seferi, Anadolu Selçuklu Devleti’nin karalarda ve denizlerdeki gücüne örnek teşkil etmektedir. Ticarî prestij açısından oldukça önemli olan Alanya, Ermeni Krallığı ve Suğdak seferlerinden sonra I. Alaeddin Keykubad Doğu Anadolu’da hüküm süren ve hutbeyi Anadolu Selçuklu sultanı adına okutan beyliklere karşı seferlere çıkmıştır. Çünkü bu beylikler Anadolu Selçuklu Devleti’nin otoritesini sarsan huzursuzluklar yaratıyorlardı. Anadolu’daki Türk birliğini sağlamak için harekete geçmiş ve ilk önce 1226 yılında Hısn-ı Keyfa Artukluları, 1228 yılında da Erzincan Mengücekleri üzerine seferler düzenlemiştir. Ayrıca, Trabzon Rum Devleti’nin Sinop’u ele geçirmesi üzerine bir sefer düzenlemiştir.

1235 yılında I. Alaeddin Keykubad Anadolu Selçuklu Devleti sınırları yakınında bulunan Eyyubi topraklarına bir sefer daha düzenlemiş ve Harran, Ruha (Urfa) ve Rakka’yı ele geçirmiştir. Ancak Eyyubî Sultanı Melik Kamil kısa bir süre sonra fethedilen yerleri geri almıştır.

1237 yılının bahar aylarında Amid Seferi için Harezmli, Rus, Rum, Gürcü, Ermeni, Frenk, Kıpçak ve Kürtlerden oluşan Selçuklu ordusunun hazırlıkları sona ermişti. Ramazan bayramını müteakip çıkılacak sefer öncesinde Sultan I. Alaeddin Keykubad çeşitli nedenler ile huzuruna gelen elçilere bayramın üçüncü günü büyük bir ziyafet tertiplemiştir. Ancak bu yemekte Çaşnigir Nusreddin Ali’nin sunmuş olduğu kızarmış kuş etini yedikten kısa bir süre sonra hastalanan Sultan, Keykubâdiye Sarayı’na dönmüşse de gece daha da ağırlaşmış ve 30-31 Mayıs 1237 tarihinde ölmüştür.

Bir Cevap Yazın