Türk edebiyatında mit ve mitolojinin yeri nedir?

Turk_Mitolojisi Mit kavramı basit, hayali, uydurma ve yalan anlamından son derece doğru ve kutsal bir öyküye kadar geniş bir anlamı ifade eder.  Mit (myht) kelimesinin kökeni yunanca anlatı ve hikaye olan mythos’tur.  Çoğu zaman bir yaradılış öyküsünü anlatan ve kutsal  ve gerçek kabul edilen anlatılara mit denir. Mitlerin kahramanları olağan üstü özelliklere sahip tanrı, tanrıça ya da yarı tanrılardır. İnsanlar hiçbir zaman mitlerin kahramanları değildir.

Mitoloji; yunanca mythos ve logos sözcüklerinin birleşmesiyle oluşmuştur. Mitbilim veya mit çalışmaları anlamına gelmektedir. Mitoloji ve edebiyat ilişkisine gelecek olursak, yaşayan mit demek onlara inanan insanların hayatlarını, davranışlarını onlara göre şekillendirmesi demektir. Eğer insanlar mitlere inanmıyor onlara göre yaşamıyorsa bunlara ölü mitler denir. Ölü mitlerin kuşaktan kuşağa eğlence ve bilgilenmek amacıyla, onlara inanmak dışındaki amaçlarla aktarılması da edebiyattan başka bir şey değildir. Çeşitli nedenlerle kutsallığını yitiren mitlere yalancı öykü adı verilir. Eski mısır uygarlığının eseri olan ölüler kitabı gibi metinler en eski yazılı mit kaynaklarıdır.  Mitler başta edebiyat olmak üzere pek çok güzel sanatlara iham kaynağı olmuştur.

Türk edebiyatındaki bazı mitolojik unsurları şöyle sıralayabiliriz.

  • LEYL:; İştar, Astarte, Afrodit, Venüs, Beltis, Artemis gibi çeşitli adlarla anılan aşk tanrıçasının yakın doğu edebiyatına ulaşmış en önemli temsilcisidir.
  • ABI-HAYA:  Bu motif Sümer mitolojisine dayanır. İnanna’yı hayata döndürmek için yer altına inen nedimesi ninşubur tanrı Enki den aldığı hayat suyu ve hayat yiyeceğini İnanna’nın üzerine saçarak onu hayata döndürür. Benzeri bir hikâye İskender ile aşçısı ve Hz. Hızırı aramaya çıkan Hz. Musa ve ona refakat eden Yuşa’nı başından geçer.
  • TEMMUZ: Eski Sümerde adı dumuzi dir. Değişik bölgelerde ve zamanlarda Asur, Marduk, Baal, Adonis, Attis, Osiris olarak adlandırılan ölen ve dirilen bitki tanrısıdır.
  • SİMURG/ANKA: Fars mitolojisinde Simurg; kadın, musiki, çeng ve diğer musiki aletleriyle ilişkisi olan efsanevi bir kuştur. Arap rivayetine göre yarısı aslan yarısı kartal olan bir kuştur.  Gece, gündüz, ilkbahar, son bahar ve kışa sembol olan Anka yağmur ve bereket tanrılarıyla da ilgilidir. Kaf dağında yaşadığı söylenen kuş divan edebiyatında yokluğu ve kanaati temsil eder.
  • ELBURZ; Deşt-i ajanah ve belh arasında yükselen Elbruz dağıdır. Simurg’un yuvası bu dağın tepesindedir. Simurg Rüstem’in babası Destan’ı deniz kıyısında terk edilmiş bulduğunda burada bulunan yuvasına getirir ve bakıp büyütür. Divan şairleri bu dağı yüksekliği ve haşmeti ile ele alırlar.

Bir Cevap Yazın