Sultan Sencer dönemi olayları nelerdir?

Büyük Selçuklu Devleti’nin son büyük hükümdarı olan Sultan Sencer 1086 yılında bugünkü Irak sınırları içindeki Sincar şehrinde dünyaya geldi. Ahmed olan gerçek adının yanına doğduğu şehrin (Sincar) adın eklenmiştir.
sencer
Sultan Sencer’in annesi cariye olduğu halde, kendi gücü kuvveti ve zekasıyla halkın sevgisini kazanmış ve genç yaşında Büyük Selçuklu Devleti’nin tahtına çıkmıştır. Asya kıtasının hemen hemen tamamını hakimiyeti altında bulunduran devleti 40 yıl boyunca yöneterek, sembol haline gelmiştir. Sultan Sencer hayatının son dönemlerinde ise kendi menfaatlerini düşünen açgözlü, sinsi şehzadelerin ayak oyunlarına kanarak, halka kötü davranmaya başlayan ve bunun bedelini demir parmaklıklar ardında geçirdiği esaret yıllarıyla ödemiştir.

Sultan Sencer 12 yaşında iken Horasan’a vali tayin edilmiştir. Sultan Sencer’in hayatının birinci evresi büyük kardeşleri Sultan Berkyaruk, II. Melikşah ve I. Mahmut, dayısı Sultan I. Muhammed ve diğer Selçuklu emirleri ile taht için verdiği mücadele ve komşu devletlerle yaptığı savaşlarda geçmiştir. Sultan Sencer Horasan valisiyken 1102 yılında ordusuyla bölgeye saldıran Kaşgarlı Karahanlı hükümdarı Cebrail Hanı Tirmiz yakınlarında mağlup etmiştir. 1117 yılında Sultan Sencer, Gazneliler soyundan gelen Arslan Şahı mağlup ederek, Gazne’yi fethetmiş ve başka bir Gazneli olan Behram Şahı tahta oturtmuştur. Dışarıda elde edilen bu zaferlerin yanı sıra, aynı yıllarda Sultan Sencer içerideki fitne ve isyanları bastırarak, Selçuklu’ların dağılmasını ve çöküşünü önlemiştir. Sultan Sencer mücadelesini 30 yaşında saltanatı ele geçirerek sonuçlandırmıştır.

Tahta oturduktan sonra, başkent yaptığı Merv şehrinde o yıllarda birçok bilim adamı şair, edebiyatçı bulunmaktaydı. Bu dönemde Sultan Sencer bilim ve kültürün gelişmesi, bilimsel ve edebi konularla meşgul insanların çalışmalarını özgür bir şekilde sürdürebilmesi için gerekli olan şartları oluşturmuş, büyük ülkesinin önemli kentlerinde, bilhassa Merv’de çok sayıda medrese ve kütüphane kurmuş, ünü bütün dünyaya yayılan bilim adamları ve şairleri sarayına davet ederek, çalışmaları için destek vermiştir.

9 Eylül 1141 tarihinde hükümdarın hayatında zor bir dönem başlamıştır. O gün, Sultan Sencer’in tahtında gözü olan Harezm Şahı Atsız bin Muhammed’in kışkırtmasıyla Maveraünnehr’e giren Karahıtay ordusu Sultan Sencer komutasındaki Selçuklu ordusuyla karşılaşmıştır. “Katvan muharebesi” olarak geçen savaşta Karahıtaylar büyük ve kesin bir zafer kazanmıştır. Selçuklular yalnızca Dergam vadisinde on bin askerini kaybetmiştir. Katvan yenilgisi Büyük Selçuklu Sultanı Sencer’in hayatında başarılarla dolu gençlik ve olgunluk dönemlerinin bittiği ve kötü yılların başladığı bir andır. Sultanın mağlup olmasını fırsat bilen Harezm Şahı Atsız bin Muhammed birkaç defa daha isyan etmiş devletin başkenti ile Nişabur’u ele geçirmiştir. Sultan Sencer başkenti geri alarak, Atsız’ı af dilemek zorunda bırakmıştır. Ancak Sultan Sencer’in saltanatı eski şanına kavuşamamıştır.

Sultanlığa bağlı Belh Vilayeti’nde Emir Kumaç vergi toplamakla görevlendirilmişti. Ancak, Sultanın adını kullanarak halka zulmetmeye ve insanların ellerindeki her şeyi almaya başlamıştır. Buraki Türkmenler 1153 yılında Bahtiyar, Totı, Dinar, Arslan, Cagar ve Mahmut adlı emirlerin liderliğinde, on bin atlıyla Emir Kumaç’a karşı ayaklanmış ve kendisini uzaklaştırmışlardır. Emir Kumaç Belh’te yaşayan Türkmenleri Sultana şikayet etmiş, kendilerini isyankarlıkla ve Sultana saygı göstermemekle suçlamıştır. İyice yaşlanmış olan Sultan Sencer bu zatın laflarına kanarak kendi kavmine karşı sefere çıkmıştır. Belh Türkmenleri Belh’te yaşamaları için kendilerine toprak veren Sultan Sencer’e minnet duydukları için barış önerisinde bulunmuşlardır. Ancak Sultan Sencer isyanlarının gerçek nedenlerini anlatan kendi soydaşlarına kulak asmamış, taraflar arasında başlayan savaş Selçuklu ordusunun mağlubiyeti ve Sultan Sencer’in esir düşmesi ile sonuçlanmıştır. Sultan Sencer ise üç yıl kadar (1156 yılına) kadar kendi soydaşlarının elinde esarette yaşamıştır.

Sultan Sencer 26 Nisan veya 6 Mayıs 1157 tarihinde vefat etti ve Merv’de yaptırdığı Dârülâhire denilen muhteşem türbeye defnedildi. Sultan Sencer’in ünlü kümbeti “Darü’l-ahir” (Ahiret evi) kendisi hayattayken, onun emriyle inşa edilmiştir. Ortaçağ mimarisinin eşsiz örneklerinden olan bu bina Merv şehri yakınlarında ve Türkmenistan sınırları içinde yer almakta ve UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan bir anıttır.
Sultan Sencer’in anıt mezarı 12. yüzyılın ortalarında tanınmış mimar Muhammed bin Atsız tarafından inşa edilmiştir. Bu güzel yapıt Ortaçağ yazarlarından Reşidüddin (14. yüzyıl) tarafından “Dünyanın en büyük binası” olarak değerlendirilmektedir. El İsfizari (15. yüzyıl) mozoleyi “Dünyada en büyük binalardan birisi ve yıkılmayacak kadar sağlam” diye nitelendirmiştir.

Bir Cevap Yazın