Soğuk Savaş nedir?

Siyasal ve askeri anlamda dünyanın en büyük ve en tehdit edici gerginliği olarak tanımlanabilecek Soğuk Savaş, 2. Dünya Savaşı sonrasından başlayarak Sovyetler Birliği’nin dağılmasına kadar devam etmiş bir süreçtir. 2. Dünya Savaşı’nın hemen ardından 1947 yılı itibarıyla başladığı kabul edilen Soğuk Savaş, 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin resmi olarak dağılmasıyla sona ermiştir. 1947 yılında kurulan Doğu Bloku ülkeleri ile Batı İttifakı yani günümüzdeki manasıyla NATO ülkeleri arasında süregelen hem siyasi hem de askeri bir gerginlik olan Soğuk Savaş, tüm dünya ülkelerini yakından ilgilendiren bir süreç olmuştur.

Polonya, Doğu Almanya, Macaristan, Bulgaristan ve Romanya gibi Doğu Bloku bünyesinde yer alan ve Moskova merkezinden yönetilen ülkeler, Batı ittifakı ülkeleriyle ticari, sosyokültürel, askeri ve daha birçok alanda büyük çaplı gerginlikler yaşamıştır. 2. Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından büyük oranda değişen Avrupa haritası, Doğu Bloku ülkelerinin Moskova yönetimi altına sığınmasına neden olmuş ve bununda bir sonucu olarak NATO ülkeleri bu oluşumun zıt kutbu olan bir güç haline gelmiştir. Komünist rejim altına giren Doğu Bloku ülkelerinin Moskova’dan yönetilmesinden rahatsızlık duyan ABD ve İngiltere liderliğindeki Batı İttifakı ülkeleri, bu bloktan “Demir Perde” olarak da bahsetmişlerdir.

İlk olarak 5 Mart 1946 tarihinde İngiltere’nin en ünlü devlet adamlarından biri olan Winston Churchill tarafından söylenen Demir Perde deyimi tüm Doğu Bloku ülkeleri için kullanıldığı gibi, Soğuk Savaş Dönemi’ni kast eden bir tabir olarak da yaygın bir biçimde kullanılmıştır. Varşova Paktı için de kullanılan bir tanım olan Demir Perde, Soğuk Savaş yıllarında kapitalist ülkelerin komünist ülkelere olan tepkisi olarak da görülebilir. Antikomünist Nato ülkeleri ile Varşova Anlaşması’na tabi olan komünist ülkeler arasında büyük gerginliklerin yaşandığı son derece uzun bir dönem olan Soğuk Savaş, dünyanın birçok ülkesinin savaş tehtidini ensesinde hissetmesine dahi neden olmuştur.

Soğuk Savaş Dönemi’nde ayrıca Çin Halk Cumhuriyeti ve Yugoslavya gibi hem Doğu Bloku bünyesinde hem de “Bağımsızlar Hareketi” bünyesinde yer alan ülkeler de olmuştur. Çin Halk Cumhuriyeti ile Yugoslavya komünist tutumla yönetilen ülkeler olsa da Moskova merkezden yönetilen hareket ile bazı temel fikir ayrılıklarına sahip olduğundan Soğuk Savaş dönem esnasında birçok olayda tarafsız bir tutum sergilemiştir. 2. Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından hem Batı hem de Doğu Bloku ülkelerinin çoğu zaman savaş açma tehditlerinde bulunması, dünya çapında birçok ülkenin bu gerginlikten etkilenmesine neden olmuştur. Hiçbir zaman taraflar arasında sıcak savaş olmasa da, birçok ülke bu dönemden etkilenmiş ve son olarak gerek dış baskılara gerekse de kendi halkının “isyanına” daha fazla dayanamayan Sovyetler Birliği 1991 yılında dağılmıştır. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Soğuk Savaş’ın da sona erdiği kabul edilmektedir.

Bir Cevap Yazın