Londra Konferansı’nın önemi nedir?

İtilaf Devletleri sadece Damat Ferit Paşa’ya imzalatabildikleri Sevr Barış Antlaşması’nı yürürlüğe sokabilmek amacı ile Yunanlıların saldırılarına destek vermişti. Ancak Yunanlılar İnönü’de yenilgiye uğradılar. Üstelik daha yeni kurulmuş olan küçük bir ordu karşısında. Bu yenilgi üzerine itilaf devletleri diplomatik girişimlere başlamışlardır. Silah kullanarak yapamadıklarını diplomasinin inceliklerinden yararlanmak sureti ile gerçekleştirmek istemişlerdir.
londra-konferansi
Bu esnada TBMM hükümeti ile Sovyet Rusya arasında görüşmeler yapılmaktaydı. İtilaf devletleri bu görüşmeleri yakından takip ediyorlardı. TBMM hükümetinin Sovyetler Birliği ile iyi ilişki kurmasını engellemek ve Sevr Barış Antlaşması’nı TBMM’ye kabul ettirmek amacı ile itilaf devletleri Londra’da bir konferans toplamaya kara vermişlerdir. Konferansa itilaf devletleri ile Osmanlı Devleti, Yunanistan ve TBMM hükümeti birlikte çağrılması planlanıyormuş. İtilaf devletlerinin bu sinsi kararı 26 Ocak’ta Osmanlı Sadrazamı Tevfik Paşa’ya iletilmiştir. Ancak Mustafa Kemal Paşa eğer doğrudan bir davet olmaz ise konferansa katılmayacaklarını açıkça belirtmiştir. Bu konu TBMM’de görüşülmüştür. Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey “Londra’da açılacak olan bir mahkemeden korkmadığımızı, ürkmediğimizi kanıtlamak için bu konferansa katılmamız gerekir” demiştir. Yapılan tartışmalar neticesinde konferansa katılma kararı alınmıştır. Konferansa katılmak için Bekir Sami Bey başkanlığında bir kurul oluşturulmuştur.

TBMM’nin bu kurula Misak-ı Milli’yi yönerge olarak vermiştir. İtilaf devletleri TBMM hükümetini doğrudan davet etmediği takdirde seçilmiş olan bu kurulun konferansa katılmaması kararlaştırılmıştır. Bu kararlı tutum neticesinde itilaf devletleri İtalya aracılığı ile TBMM hükümetini de konferansa çağırmıştır. Nitekim 21 Şubat 1921 tarihinde toplanan konferans 12 Mart 1921 tarihine kadar devam etmiştir.

TBMM temsilcileri konferansa gecikmeli olarak katılmışlardır. Fakat konferansta bütün Türk ulusunun haklarını büyük bir ciddiyetle savunmuşlardır. Zira Tevfik Paşa söz sırası kendisine geldiği zaman Türk milletinin gerçek temsilcisinin TBMM olduğunu vurgulayarak itilaf devletlerini şaşkınlığa uğratmıştır.

1921 yılında gerçekleştirilmiş olan Londra Konferansı’nda iki tez karşı karşıya gelmiştir. Bu tezlerden biri itilaf devletlerinin temsil etmekte olduğu ve Sevr Barış Antlaşması’nı temel alarak üretilen tezdir. Diğeri ise TBMM tarafından konferansa katılan temsilcilerine yönerge olarak verilmiş olan Misak-ı Milli idi. Bu iki tezin hiçbir ortak noktası bulunmuyordu. Bekir Sami Bey, konferansta TBMM’nin isteklerini şöyle özetlemiştir:
“ Tam bağımsızlık vazgeçilmez bir unsurdur. Trakya sınırı 1913 yılında çizilen haliyle kalmalıdır. Ermenistan ve Gürcistan sınırları belirlenmiştir. Bu tanınmalıdır, Musul, İskenderun, Halep ve Antakya’yı içine alacak şekilde Güney sınırı çizilmelidir. Kapitülasyonlar kaldırılmalıdır.”

İtilaf devletleri Bekir Sami Bey’in bu isteklerini kabul etmemişlerdir. Misak-ı Milli’yi bilmediklerini ifade ederek Sevr Barış Antlaşması’nda bazı küçük değişiklikler yaparak bir teklif hazırlayıp Türk temsilcilerine sunmuşlardır.

Bu teklife göre, İzmir vilayeti Türkiye’ye verilecek, fakat şehirde Yunan askerleri bulundurulacak, iç güvenlik itilaf devletleri tarafından sağlanacak, İzmir valisi Milletler Cemiyeti tarafından atanacak ve Hıristiyan olacak, boğazlar komisyonu başkanı Türk olacak, Türk jandarma sayısı artırılacak, ülkemizde kalacak yabancı subay sayısı azaltılacak, Maliye Komisyonunda Türkiye Maliye Bakanı fahri başkanlık yapacak, Boğazlar bölgesi biraz küçültülecek, Ermenistan sınırı Milletler Cemiyeti tarafından çizilecek vs. Türk temsilciler bu garip istekleri kabul etmemiştir. Dolayısı ile Londra’da yapılmış olan bu konferanstan kesin bir sonuç elde edilememiştir. Ancak Bekir Sami Bey, İngiltere, İtalya ve Fransa ile ikili anlaşmalar yapma imkanı bulmuştur. Misak-ı Milli’ye aykırı olan bu antlaşmalar TBMM tarafından onaylanmamış ve Bekir Sami Bey görevden alınmıştır.

Londra Konferansı Türk tarihinde son derece önemli bir yere sahiptir. TBMM hükümeti itilaf devletleri tarafından resmen tanınmıştır. TBMM hükümetinin gücü artmıştır. Sevr antlaşmasının hiçbir surette kabul edilemeyeceği anlatılmıştır.

Bir Cevap Yazın