Jeopolitik nedir?

Jeopolitik sözcüğü politika ve dünya sözcüklerinin bir araya gelmesinden meydana gelmiştir. Dar anlamı ile dış politikanın belirlenmesinde coğrafi faktörlerin esas alınmasıdır. Geniş aması ile bir devletin politikası olarak tanımlanabilir. Kavramın isim babası İsveçli Rudolf Kjellen (1864-1922)’dir. K. Haushofer jeopolitiği içinde yaşadığı coğrafi bölgenin ve tarihî gelişmelerin etkisi altında değişen siyasal hayat şekli olan devletin, üzerinde yaşadığı yer ile ilişkisi olarak tanımlar. Suat İlhan jeopolitiği şu şekilde tanımlamıştır: “Bir ulusun, uluslar topluluğunun veya bir bölgenin; kendi coğrafi platformu üzerinde güç değerlendirmesini yapan, etkisi altında kaldığı o günkü dünya güç odaklarını, bölgedeki güçleri inceleyen, değerlendiren, hedefleri ve hedeflere ulaşma şart ve aşamalarını araştıran, belirleyen bir bilimdir.”
jeopolitik_balkanlar,_anadolu,_ortadoğu,_kafkaslar_ve_komşu_denizlerin_genel_.
Bir devletin veya içinde bulunmakta olduğu devletler grubunun güç dengeleri, dünyanın güç merkezleri, devletlerin amaçları ve bu amaçlara ulaşma koşulları jeopolitik bilimden faydalanarak belirlenmektedir. Bu durumu da göz önünde bulundurduğumuzda jeopolitiği şu şekilde tarif etmek gerekir: jeopolitik, ekonominin, coğrafyanın, sosyal, siyasal ve stratejik faktörlerin bir devletin dış politikasına etkisinin incelenmesidir.
Devletlerin mekan olarak büyüklüğü, küçüklüğü, yaşam şartlarına uygunluğu, yer altı ve yerüstü zenginlikleri, iklim durumu, ülkenin kültür seviyesi, ekonomik durumu, stratejik durumu, toplumsal yapısı vs. ta ilkçağlardan düşünürlerin, askerlerin, devlet idarecilerinin, yazarların, politikacıların dikkatini çekmiş ve bu özelliğe sahip olanlar ile düşünürler uzmanlık alanlarına göre ilgilenmişlerdir. Bu ilgi daha sonra ülkelerin izlemiş oldukları politikalar üzerinde son derece etkili olmuştur. Jeopolitik teorilerden faydalanarak siyasal politikalar belirlenmiştir. Bu teorileri üç ayrı grupta toplamak gerekir:

1- Deniz Hakimiyet teorisi: Bu teoriye göre dünya egemenliğinin anahtarı deniz yollarının kontrolündedir. Teori deniz yollarını diğer yollardan üstün görmektedir. ABD’li bir amiral olan Mahan, ilk jeopolitik teori olan deniz hakimiyet teorisinin sahibi olarak kabul edilmektedir. Deniz Harp Akademisi Başkanlığı başta olmak üzere çeşitli görevlerde bulunmuştur. Bu teori, bugün de kısmen geçerli olan bir teoridir. Ayrıca, Almanya ve Japonya üzerinde de etkileri olmuştur.

2- Hava Hakimiyeti Teorisi: Teorisyen Haushofer, 1869 yılında doğmuş,1903 yılında Harp Akademisi’nde Profesör olarak görev yapmıştır. Çağdaş teknolojinin en hızlı şekilde gelişmekte olduğu alan hiç şüphesiz hava gücüne yöneliktir. Dünya egemenliği hareket serbestliğine ve gelişen yeni teknolojiye daha kolayca uyabilen hava gücüne bağlıdır.

3- Kara Hakimiyet Teorisi: Dünyanın üçte biri karalardan meydana gelmektedir. Karalara egemen olan dünyaya da egemen olabilir. Bunun içinde Volga Nehri’nden başlayıp Orta Asya’yı ve Sibirya’yı öncelikle kontrol altına almak gerekmektedir. Oxford Üniversitesi’nde eğitim görmüş olan ve daha sonra burada coğrafya dersleri veren Mackinder, aynı zamanda Kraliyet Coğrafya Derneği üyesiydi.

Mackinder, deniz gücünün öneminin azaldığını ve kara gücünün daha önemli bir duruma geldiğini savunmuştur. Bu düşünceden hareketle şu tezi ileri sürmüştür: ” Kim Doğu Avrupa’ya hükmederse Dünyanın Kalbine hakim olur; kim Dünyanın Kalbine hakim olursa Dünya Adası’na hükmeder, kim Dünya Adası’na hükmederse Dünya’ya hakim olur.”
Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarından meydana gelen “Dünya Adasını” denetim altında bulundurmak ya da böyle bir hareketi önlemek amacı ile Osmanlı Devleti’nin hakim olduğu alanların ne derece önemli olduğu bu teoriler göz önüne alındığı zaman daha açıkça gözükmektedir.

Jeopolitiğin başlıca unsurları şunlardır:
a) Değişmeyen unsurlar
1-Ülkelerin siyasi sınırları
2-Ada,kıta, kenar, kıta iç devleti olma durumu
3-Toprak, coğrafi bütünlük, saha, fiziki yapı
b) Değişen unsurlar
1-Sosyo – kültürel değerler
2- Ekonomik değerler
3- Politik değerler
4-Askeri değerler

Bir Cevap Yazın