İstiklal Marşının kabulü nasıl olmuştur?

istiklal-marsi2

Milli mücadele yıllarında orduyu harekete getirecek, askerin moralini yüksek ve canlı tutacak Osmanlı döneminde söylenen marşlara benzer herhangi bir marş bulunmamaktaydı. Osmanlı ordusunda yazılan ve söylenen marşlar,  padişahlar adına hususi olarak bestelenmiş Mecidiye ve Hamidiye gibi marşlarla askeri heyecana ve harekete getirecek, askerin moralini düzeltip yüksek tutacak ve kahramanlık destanlarını anlatan marşlar okunurdu. Fakat bu marşlardan hiçbirisi milli marş olma özelliğini göstermiyordu.

Anadolu’da başlayan milli mücadele hareketi neticesinde, 23 Nisan 1920 de Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılması milli marşımızın olması gerekliliği ihtiyacı doğurmuştur. Bunun marşın eksikliğini hissettirmiştir. Millet meclisinin açıldığı yıl 1920’nin son aylarında Anadolu batı cephesi kumandanı Albay İsmet Bey, dönemin Milli Eğitim Bakanı olan Hamdullah Suphi Beye milletimizin azmini, iradesini, imanını ve heyecanını gösterecek, canlı tutacak ve bağımsızlığın sembolü olabilecek bir milli marşın hazırlaması teklifinde bulunmuştur. Bu teklif kabul ederek 7 Kasım’da ödüllü bir yarışma açılmıştır. Çok kısa bir zamanda toplam olarak milli marş adına 724 şiir meclise geldi. Fakat bunların içinde milli mücadelenin büyüklüğünü azametini ve ehemmiyetini idrak ettirebilecek, anlatabilecek kuvvetli bir şiir yoktu. O tarihte milletvekili olan Mehmet Akif Ersoy, Hamdullah Suphi Bey tarafından ikna edilerek bir milli marş yazması istenmiştir. Bunun üzerine Mehmet Akif Ersoy, yazdığı şiiri Ankara’da bulunan Tacettin dergahında şimdiki milli marşımız olan istiklal marşı şiirini yazdı.

Bunun üzerine yapılan bütün şiirler kurulan bir heyet tarafından incelenerek içlerinden en uygun 7 tanesi seçilmiştir. Bu şiirler içinden en çok milli mücadeleyi ve ruhunu yansıtan Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı şiir kabul edilmiş ve 12 Mart 1921 tarihinde yazdığı bu şiir milli marş olarak kabul edilmiştir. İlk defa da Türkiye Büyük Millet Meclisinde mebuslar huzurunda 1 Mart 1920 de Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlık yaptığı oturumda, Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey tarafından okunmuştur. Bu şiir okunduğu zaman mecliste bulunan herkesi heyecanlandırmıştır.Bu şiir mecliste 4 defa okunmuş ve mecliste bulunanlar tarafından ayakta alkışlarla ve gözyaşları içinden dinlemiştir.

Bu marşın en büyük özelliği ülkemizin, yani Anadolu’nun büyük bir kısmı yabancı devletler tarafından işgal altında bulunduğu ve milletin açlık, yokluk içinde olduğu bir durumda yazılmıştır.

İstiklal Marşı, milletin bağımsızlık tutkusunun, vatan sevgisinin, manevi değerlerin ve milliyet sevgisi iç içe işlemiş bir şiirdir ve ayrıca bir milletin ölüm kalım savaşını anlatan büyük bir destandır.

 

Bir Cevap Yazın