Hedonizm nedir?

Mutlak iyinin yüzyıllardır tartışıldığı felsefe dünyasında hazzı odak noktasına alan hedonizm, insanların tüm eylemlerini haz alacak biçimde yapması gerektiğini savunan bir felsefe görüşüdür. Hazcılık olarak da bilinen hedonizm hazzı mutlak iyi olarak tanımlar ve en uygun davranış biçiminin sürekli haz verene yönelmek olduğunu söyler. İnsanoğlunun dünya üzerinde yaşamının gerçek ve sürekli devam eden hazzı bulmak olduğunu ileri süren hedonizm, M.Ö. 5. yüzyıl civarında ortaya çıkmış bir düşüncedir. Sokrates’in öğrencisi olan Aristippos tarafından ortaya atılan bir düşünce olan hedonizm, insanoğlunun tüm davranışlarının ve düşüncelerinin ardında mutlu olma istediği olduğunu belirtir. Haz almanın ve böylece mutluluğu yakalamanın insanın temel amacı olarak tanımlandığı hedonizmde bu durum yaşamın gereği olarak görülür.

İnsanoğlunu diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğin haz olduğunu söyleyen hedonizm takipçileri, duygusal hazlara yönelmek gerektiğini belirtir. İnsanın hayattan alabildiği bilginin yalnızca duyu organları ile algılayabildiği kadar olduğunu dile getiren hedonizm düşünürleri, bu sebeple insanoğlunun hazza yönelmesi gerektiğini savunur. Gerçeğin ve sürekli olanın yalnızca haz olduğunu savunan hedonizm, bilgeliği de farklı bir şekilde ele alır. Sürekli hazza varmanın tek yolunun bilgelikten geçtiğini söyleyen hazcılık, böylece gerçek mutluluğa erişebileceğini söyler. Aristippos ile ortaya çıktığı kabul edilen hedonizm daha sonraki dönemde Epikuros tarafından devam ettirilmiştir. Hedonizmin önemli isimlerinden biri olan Epikuros, bu görüşü Aristippos’tan farklı bir şekilde yorumlamış ve bedensel hazları bir kenara bırakarak ruhani hazzın önemsenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

Epikuros tinsel haz olarak tanımladığı bu ruhsal halin “dinginlik” olduğunu ve kişinin ancak ruhsal anlamda bilgeliğe vararak ebedi hazza ulaşabileceğine dair görüşler belirtmiştir. Ruhun dengeye kavuşması olarak belirttiği bu görüşü ile hedonizme farklı bir boyut kazandıran Epikuros, bedensel zevkleri tatmin etmek uğruna yapılan tüm eylemleri reddetmiş ve bunun yerine gerçek anlamda ruhani bilgeliğe ulaşılması gerektiğini belirtmiştir. Antik Yunan ve sonrası dönemde birçok düşünür tarafından farklı şekillerde yorumlanmış olan hedonizm, cinsel zevkler ile ilgili düşünce sistemlerinin de geliştirilmesine neden olmuştur. Uzakdoğu ve Mezopotamya kökenli felsefi düşüncelerin aksine bazı Avrupalı düşünürler, hedonizmi cinsel hazlar ile ilgili bir kavram olarak ele almıştır.

Cinsel hayata farklı bir heyecan katmak için yapılan değişimler ile Epikuros tarafından ortaya atılan hedonizm düşüncesi arasında büyük fark bulunmaktadır. Bazı Batılı düşünürler hedonizmi farklı bir cinsel hayat ile yeni heyecanları tatmak olarak yorumlamış ve sonraki dönemde cinsel heyecanı arttırmayı hedefleyen “hedonizm kampları” da kurulmuştur. Ancak bu tür görüşler bedensel zevkleri bir kenara bırakarak ruhsal dinginliğe ulaşmayı hedefleyen Epikuros hedonizminden kalın çizgiler ile ayrılmaktadır.

Bir Cevap Yazın