Genetik nedir?

genetik nedir,Kalıtım bilimi olarak da ifade edilen genetik, canlıların çeşitliliğini ve kalıtım (ırk, soya çekim, veraset, irsiyet) ile alakalı özelliklerini inceleyen bir bilim dalıdır. Binlerce yıl öncesinden bu yana insanoğlu bitkileri ve çeşitli hayvanları ıslah etmede ırksal özellikleri yani aslında genetiği kullanmıştır. Canlıların sahip olduğu özelliklerin atalarından geldiğinin bilincine varan insanoğlu, 19. yüzyıldan itibaren bu özelliklerin nasıl ortaya çıktığını ve nesil nesle de nasıl aktarıldığına yoğunlaşmıştır. Genetik biliminin, Avusturyalı bir bilim adamı ve din adamı olan Gregor Mendel ile başladığı kabul edilmektedir. Gregor Mendel yaptığı çalışmalarda kalıtımsal özelliklerin ardındaki fiziksel gerçekliklerin farkında olmasa da, bir takım özelliklerin nesilden nesle kalıtım birimleri tarafından aktarıldığını fark etmiştir. Günümüzün modern genetik biliminde kalıtımsal özellikleri aktaran bu birimlere gen denmektedir.

Dört tip “nükleotitten” yani organik bazlı bir kimyasal bileşikten oluşan zincir yapılı bir molekül olan DNA, belirli bölgelerinde bulunan ve karşılıklı sıralar halinde dizilen genlere ev sahipliği yapar. Uzun zaman boyunca bireylerin sahip olduğu özelliklerin ebeveynlerinin özelliklerinin “homojen” bir karışımı olduğu düşünülmüş olsa da, 19. yüzyıldaki çalışmalarıyla Gregor Mendel bu fikrin yanlış olduğunu ispatladı ve bu şekilde de genetik biliminin kapıları ardına kadar açıldı. Günümüzde dünyanın pek çok ülkesinde uzun süredir tartışılmıyor olmasına karşın ülkemizde hala popüler bir konu olan Evrim Teorisi’nin mimarı Charles Darwin’in ileri sürdüğü Pangenezis fikri sonraki süreçte Francis Dalton tarafından geliştirilmiş olsa da, günümüzde bireylerin deneyiminin yavrularına aktardığı genleri değiştirmediği bilinmektedir. Sadece ebeveynlerin kuvvetlendirdiği özelliklerin yavrulara aktarıldığını söyleyen Edinilmiş Özellik Kalıtımı Teorisi de geçen yıllar içinde yanlış olduğu ispatlanan genetikle alakalı düşüncelerdendir.

Bilindiği kadarıyla doğada iki zincirli bir yapıya sahip olan DNA, birbirini tamamlayan nükleotit iplikçiklerinden oluşur. Bu ifade, her bir nükleotit iplikçiğinin kendine eş olan yeni bir iplikçik oluşturmada kullanılan bir nevi “kalıp” olabilme özelliğine sahip olduğu manasına gelir. Genetik bilginin kopyalanmasını ve kalıtımsal özelliklerin nesilden nesle aktarılmasını sağlayan bu özellik, genetik biliminin de uzun zamandır incelediği en önemli doğal süreçlerden biridir. Moleküler seviyede gerçekleşen tüm bu olaylar insan gözü tarafından algılanamıyor olsa da, nükleotit iplikçiklerinin kalıp olarak kullanılma özelliği sayesinde kendine eş yeni bir iplikçik oluşturabilmesi fiziksel işleyen bir mekanizmadır. Günümüzün bilim dünyası ise canlının özelliklerinin DNA tarafından mı yoksa DNA’nın özelliklerinin içinde bulunduğu çevre tarafından mı belirlediği sorusuna cevap aramaktadır.

Bir Cevap Yazın