Orhan Şaik Gökyay kimdir?

BU VATAN KİMİN
Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır.
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.

Şiiri ile tanınan ünlü şair Orhan Şaik Gökyay 16 Temmuz 1902 tarihinde İnebolu’da dünyaya geldi. Bu sıralarda edebiyat öğretmeni olan babası Mehmet Cevdet Efendi, burada görev yapıyordu. 93 Harbi’nden sonra Filibe’den Anadolu’ya göç etmiş olan bir ailenin yedi çocuğundan birisidir. Annesi Şefika Hanım’dır. Asıl adı Hüseyin Vehbi’ olan ünlü şair, Rıza Nur’un Milli Eğitim Bakanlığı yaptığı dönemde “her öğrencinin bir Türk adı almasıyla ilgili genelgesi uyarınca adını “Orhan” olarak değiştirmişti.

Eğitim hayatına Kastamonu’da başlayan Gökyay, İdadi’nin (lise) dokuzuncu sınıfında okurken, ailesinin maddi sıkıntı yaşaması nedeniyle eğitimine ara vermek zorunda kaldı ve özel idarede katip olarak çalışmaya başladıktan sonra edebiyatla yakından ilgilenmeye başladı. Kastamonu’daki Açıksöz gazetesinde 1922 yılında “Annemin Mezarında” adını taşıyan ilk şiiri yayımlandı. Bu şiiri, kardeşi Kenan’a atfetmişti.

İzmir’in işgalinden büyük üzüntü duyan şair, “İzmir Rüyası” adlı ikinci şiirini kaleme aldı. Gökyay daha sonra eğitimini tamamlamak üzere Ankara’ya gitti. Ankara Darülmualliminin yani öğretmen okulunun son sınıfına kaydoldu. Bu okulu çok iyi derece ile bitirden Gökyay1923 yılından itibaren Piraziz, Samsun ve Balıkesir’de öğretmenlik yaptı. Balıkesir’de görev yaptığı sırada “Çağlayan” adında edebiyat dergisi çıkardı ve takma isimle bu dergide yazı ve şiirlerini yayımladı. 1924-1926 yılları arasında 15 günlük arayla çıkan bu dergide Mehmet Akif Ersoy, Tokadizade Şekip ve Hasan Basri Çantay gibi önemli şair ve yazarlarının da eserlerini yayınladı.
Şair daha sonra hem İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi’ne ve hem Yüksek Öğretmen Okulu’na kaydoldu. 1930 yılında öğrenimini tamamladıktan sonra tekrar öğretmenliğe başladı. Kastamonu, Malatya, Edirne, Ankara, Eskişehir ve Bursa’da edebiyat öğretmenliği yapan şair, en ünlü şiiri olan “Bu Vatan Kimin” şiirini Bursa’da kaleme aldı. Edirne’de görev yaparken öğretmen Ferhunde Sarıoğlu ile evlendi. Çiftin çocukları olmadı.

1938 yılında Dede Korkut hikâyelerini yayınlayan Gökyay, bundan dolayı “Dede Korkut’un torunu” unvanını aldı. 1939’dan itibaren öğretmenliğe Ankara’da, yeni kurulan Musiki Muallim Mektebi’nde (bugünkü Ankara Devlet Konservatuarı) öğretmen ve müdür olarak devam etti. Şair bestesini Necil Kazım Akses ile Ulvi Cemal Erkin’in müştereken yaptıkları Konservatuar Marşı’nın güftesini yazdı. En önemli araştırmalarından olan “Kabusname” ilk olarak 1944 yılında yayımlandı.

1944 yılında “Irkçılık-Turancılık davası” nedeniyle görevine son verildi, tutuklanarak İstanbul’a gönderilen Gökyay, işkence gördü. On bir kadar ay süren tutukluluk ve yargılanma sürecinden sonra beraat etti ve öğretmenlik mesleğine geri iade edildi. 1947 – 1951 yılları arasında Galatasaray Lisesi’nde öğretmenlik yapan şair, 1951 – 1954 yılları arasında Londra kültür ataşeliği ve öğrenci müfettişliği , 1954 – 1959 yılları arasında İstanbul (Çapa) Eğitim Enstitüsü’nde öğretmenlik görevlerinde bulundu.

1957 yılında Ünlü şair “Katip Çelebi Hayatı, Şahsiyeti, Eserleri” adlı kitabını yayımladı. 1959-1962 yılları arasında Londra’da bir okulda Türk Dili ve Edebiyatı okutmanı olarak görev yaptıktan sonra 1962 yılında yeniden Türkiye’ye döndükten sonra Çapa Eğitim Enstitüsündeki görevine tekrar başladı. 1967 yılında yaş haddinden emekli oldu.

Orhan Şaik Gökyay, emeklilikten sonra da eğitimciliğe devam etti. Eski görev yeri olan Çapa Eğitim Enstitüsü’nde, Marmara ve Mimar Sinan Üniversitelerinde ders verdi.

Gökyay, Türk Dili, Türk Folklor Araştırmaları, Çağrı, Nesil, Oluş, Ülkü, Türk Folkloru, Musiki Mecmuası, Tarih ve Toplum, gibi dergilerde eleştiri yazıları yayınladı. 1982 yılında eleştirilerini “Destursuz Bağa Girenler” adlı bir kitapta topladı.

1989 yılında İstanbul Üniversitesi tarafından kendisine fahri doktorluk diploması verdi. 1991 yılında Devlet Sanatçısı unvanı ile ödüllendirildi. Orhan Şaik Gökyay, 2 Aralık 1994 tarihinde öldü. Cenazesi Üsküdar’daki Nakkaştepe Mezarlığında toprağa verildi.

Şair önceleri aşık tarzına uygun genel olarak ulusal konuları işleyen lirik şiirler yazdı. 1940’lardan sonra edebiyat tarihi, folklor ve halk edebiyatı araştırmalarına yönelen Göçkyay, eski metinleri inceledi ve eklediği notlarla birlikte sadeleştirilmiş basımlarını hazırladı. Kendi şiirlerini kitap olarak yayınlamadı. Sadece 5 şiirini İngilizce çevirileriyle birlikte “Birkaç Şiir-Poems” adlı kitabında topladı.

ESERLERİ
Şiir
1- Birkaç Şiir-Poems (1976)

Sadeleştirme-Düzenleme
1- Dede Korkut (1938)
2- Bugünkü Dille Dede Korkut Masalları (1939)
3- Dedem Korkudun Kitabı (1973)
4- Katip Çelebi Hayatı, Şahsiyeti, Eserleri (1957)
5- Katip Çelebi’den Seçmeler (1938)
6- Kabusnâme (1944, Mercimek Ahmed’in Keykâvus’undan çeviri)
7- Eşkâl-i Zaman (1969, Ahmet Rasim’den)
8- Ferah-Cerbe Fetihnâmesi (1975, Zekeriyazâde’den)
9- Mevâ-idü’n Nefâis fi Kavaidi’l Mecâlis (Görgü ve Toplum Kuralları Üzerinde Ziyafet Sofraları) (2 cilt, 1978, Gelibolulu Mustafa Âli’den)
10- Hâlâtü’l Kahire mine’l Adâti’-z Zâhire (1984)

Eleştiri
1- Destursuz Bağa Girenler (1982)

Bir Cevap Yazın