Nur cemaati nedir?

Özellikle ülkemizde 17 Aralık operasyonu ile başlayan ilginç gelişmeler yaşanmaktadır. Bu gelişmelerin karşımıza çıkardığı bir tarafta cemaattir. Şu an cemaat –hükümet kavgası hararetli bir biçimde devam etmektedir. Ve sonunun nereye gideceği bile kestirilememektedir. Burada cemaatin en büyük ayaklarından nur cemaatinden bahsedeceğiz.
Nurculuk Said-i Nursi tarafından Risale-i Nur adlı kitapta açıklanan düşüncelere dayanan ve yirminci yüzyılın başlarında ortaya çıkmış olan İslami bir harekettir. Said-i Nursi’nin yolundan giden talebelerine nur talebeleri ve nurcu sözcükleri kullanılmıştır. Ülkemizde en çok bilinen ve yayılan dini gruplardır. Sadakat konusunda diğer gruplara göre daha bir bağlıdırlar.
Nurculuğu benimsemiş kişiler Said-i Nursi’ye ait olan risalelerde belirtilmiş olan fikir ve düşüncelere sıkı sıkıya bağlıdırlar. Bu grup Sünni İslam’a bağlı olan bir dini gruptur. Bu cemaat bir takım ritüellere bağlı kalmakla beraber hiçbir zaman için tasavvuf tarikatı olarak görülmemiştir. Nurcular daha çok Risale-i Nur’ların okunması, anlatılması yorumlanması, değerlendirilmesi ve çoğaltılıp insanlara ulaştırılmasıdır. Diğer çalışmalar bu ana amaca hizmet etmek için yapılmakta olan faaliyetler olarak değerlendirilmektedir.
Nur cemaatinin inanç alt yapısını Said-i Nursi’nin düşünceleri oluşturmaktadır. Bu düşünceler ülkemizin çeşitli yerlerinde cemaat evlerinde öğretilmeye çalışılmaktadır. Özellikle üniversite öğrencilerinin barındığı evlerde bu çalışmaları görmek mümkündür.
1960 yılında Said-i Nursî vefat ettiği zaman cemaatin liderliğine Zübeyir Gündüzalp devam etmiştir. Ancak liderlik konusunda uzun süren tartışmalar ve çalışmalar olmuştur. Ancak Said Nursi’nin birikiminin aktarımından yetkili olan kişinin Zübeyir Gündüzalp olduğu belirtilmektedir. Nurcular arasında b dönemde fikir ayrılıkları ortaya çıkmış, bu ayrılıklar ikiye bölünmeye sebep olmuştur. Nurcular halk arasında Yazıcılar ve Okuyucular olarak iki ayrı gruba ayrılmışlardır. Yazıcılar İslam harflerini ibadet görerek, risaleleri ise Arap harfleri ile yazdıkları sebebi ile halk arasında yazıcılar ismini almışlardır.
Okuyucular grubu ise Yazıcıların aksine Latin harfleri ile matbaada risalelerin seri bir şekilde çoğaltılıp yayılmasından yanaydı. Okuyucular 1973 yılında iki gruba ayrılmıştır. Bu gruplardan biri olan Meşveret’in siyasete girmek istemesi nedeni ile ayrılık yaşanmıştır. 1982 yılında yapılan anayasa referandumunda Okuyucular arasında bir bölünme daha meydana gelmiştir. Bir grup Anayasaya evet dediği için bu gruba Şuracılar, diğer grup hayır dediği içinde bunlara Gazeteciler denilmiştir. Son dönemlerin gündemdeki cemaat önderlerinden Fethullah Gülen daha önceleri Okuyucular grubu ile sıkı ilişki içinde iken sonraları bağımsız ve nurculukla bağdaşmayan bir düşünce ile hareket etmeye başlamıştır.
Şunu da belirmek gerekir ki nurculuk faaliyetleri 1960 yıllarında sakıncalı görülmüş ve 20 Eylül 1965 tarihinde suç sayılmıştır. Belirli aralıklarla nurculuğa dair yasaklar konmuş, cemaat mensupları bir çok defalar yargılanmış ve büyük çoğunluğu beraat etmiştir.
Nurculuk cemaatinin kolları şunlardır:
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 1996 yılında açıklanan raporda Nur cemaatinin kolları ve faaliyetleri şu şekilde açıklanmıştır
1. Yazıcılar Gurubu (Ahmet Hüsrev Altınbaşak)
2. Kurdoğlu Gurubu (Mehmet Kurdoğlu)
3. Sözler Gurubu (Mustafa Sungur)
4. Suffe Gurubu (Mehmet Kırkıncı)
5. Zehra Gurubu (İzzettin Yıldırım)
6. Nesil Gurubu (Mehmet Fırıncı),
7. İstanbul Gurubu (Abdullah Yeğin,Hüsnü Bayram,Ahmet Aytimur)
8. İhlas Nur Gurubu (M.Said Özdemir)
9. Yazıcılar Gurubu (Ahmet Hüsrev Altınbaşak)
10. Med-Zehra Gurubu (Muhammed Sıddık Dursun)
11. Yeni Asya Gurubu (Yeni Asya Gazetesi, Mehmet Kutlular)

Bir Cevap Yazın