Namık Kemal kimdir?

Namık Kemal ünlü Türk yazarların başında gelir. Aynı zamanda devlet adamı, şair, roman ve tiyatro yazarı ve gazetecidir. Türk milliyetçiliği öncülerindendir.

Hayatı

1840 yılında Tekirdağ’da doğmuştur. Asıl adı Mehmet Kemal’dir. Küçük yaşta annesini kaybetmesi nedeniyle dedesinin yanında yaşamaya devam etti. Dedesinin çeşitli illerdeki görevi nedeniyle önce Bayezid Rüştiyesi sonra Valide Mektebine gitti. Ancak dedesinin görevi nedeni ile yarım kaldı eğitimleri ve özel eğitimler almak zorunda kaldı. Bu sayede Arapça ve Farsça dillerini öğrendi. Aynı zamanda Vaizzade Seyid Mehmet Hamdi Efendi’den divan edebiyatı dersleri aldı. Bunların yanı sıra ilgi alanları olan avcılık, atıcılık, cirit dersleri aldı. 1855 yılında Bulgaristan/Sofya’da Binbaşı Eşref Bey, şiirlerini okumuştur. Bunun üzerine Mehmet Kemal’e “yazıcı, şair” anlamlarına gelen “Namık” ismini vermiştir. Yine Sofya’da evlenmiş, üç çocuk sahibi olmuştur.

1858 yılında İstanbul’a dönmüştür. Bab-ı Ali Tercüme Odası’nda önce stajyer olarak başladı. 1863 yılında da kâtip oldu. Osmanlı Cemiyeti’ne mensup gizli bir dernek olan İttifak-ı Hamiyet’e katıldı. Tasvir-i Efkâr gazetesinde eleştiri yazıları yazdı. Bu yazılarda Yeni Osmanlı Cemiyeti’nin görüşlerini bildiren yazılar yayınlaması üzerine 1867 yılında gazete kapatıldı ve Erzurum’a atandı. Erzurum’a gitmeyi reddeden Namık Kemal, Mustafa Fazıl Paşa’nın daveti ile Paris’e kaçtı. Mustafa Fazıl Paşa ile birlikte Londra’da “Muhbir” gazetesini çıkardılar. Bir süre sonra çıkan anlaşmazlık nedeni ile Namık Kemal Paris’e geri döndü. Burada Fransız hükümetini yaptığı “Genç Osmanlıların ülkeyi terk etmesi” yönündeki çağrı nedeniyle Londra’ya geri döndü. Burada Hürriyet Gazetesi’ni çıkardı. Gazetenin anlaşmazlıklar üzerine kapanması nedeni ile 1870 yılında Sadrazam Ali Paşa ile barıştı ve İstanbul’a döndü.

“Diyojen” isimli mizahi bir dergide imzasız fıkralar yayımladı. 1872 yılında İbret Gazetesi’ni çıkardı. Gazetedeki kendini eleştiren yazıları nedeni ile dönemin sadrazamı Mahmut Nedim Paşa gazeteyi kapatarak Namık Kemal’in İstanbul’dan uzaklaştırılması kararını almıştır. Bunun üzerine Namık Kemal, Gelibolu’ya atanmıştır. Burada kaldığı süre içinde “Vatan yahut Silistre” ve “Evrak-ı Perişan” eserlerini yazdı. Aynı zamanda başmuharrir anlamına gelen “BM” imzası ile İbret gazetesinde, isminin baş harflerinden oluşan “N.K.” imzası ile Hadika gazetesinde yazılarını yazmaya devam etti. 1872 yılı sonlarına doğru Osmanlı Hükümeti tarafından açığa alındı. Namık Kemal, İstanbul’a geri dönerek İbret gazetesinin başına geçti. Gazetede yazılan yazılar sebebi ile gazete tekrar kapatılarak Namık Kemal hakkında soruşturma başlatıldı.

1873 yılında Namık Kemal tiyatroya yönelerek Gelibolu’da yazdığı “Vatan yahut Silistre” oyununu sergiledi. Oyunun halkı etkileyerek olaylar çıkmasına neden olması sonucu İbret gazetesinde yazılar yayımlandı. Gazete bir daha açılmamak üzere kapatılarak Namık Kemal Magosa’ya sürüldü. Burada 38 ay kaldığı süreç içinde sık sık sıtma ve birçok hastalığa yakalandı. İstanbul’a döndüğünde II. Abdülhamit’in kurduğu komisyona üye oldu. Ancak mecliste yaptığı açıklama nedeni ile 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Davadan beraat etmesine rağmen adada ikamet etmek zorunda bırakıldı. Namık Kemal Midilli Adasını tercih etti. Burada 5 yıl mutasarrıf olarak görev yaptı. Görevi sırasında birçok Türk Okulu açtı, kaçakçılık ile mücadele etti. 1882 yılında çalışmalarındaki başarıları nedeniyle Nişan-i Osmanlı Madalyasına layık görüldü. Şikâyet üzerine 1884 yılında Midilli’den Rodos adasına atandı. Yine buradaki çalışmaları nedeniyle İmtiyaz madalyasına layık görüldü. 1887 yılında İngiliz ve yunanlıların şikâyetleri nedeniyle Sakız Adasına atandı. Buradaki kuru hava nedeniyle hastalanarak 1888 yılında vefat etti. Naaşı adaya defnedilse de, daha sonra vasiyeti üzerine Gelibolu’ya nakledildi.

Eserleri

1873 yılında Gelibolu’da “Vatan yahut Silistre” isimli tiyatro oyununu yazdı. Aynı yıl Zavallı Çocuk, 1874’te Akif Bey, 1875 yılında Gülnihal isimli tiyatro oyunlarını kaleme aldı. 1873-1876 yılları arasında Magosa Sürgününde İntibah romanını yazdı. Bir diğer romanı 1880 yılında ilk basımı yapılan Cezmi’dir. 1885 yılında diğer bir tiyatro eseri Celalettin Harzam Şah’ı ardından 1910 yılında Karabela’yı yazdı. Yine 1885 yılında eleştiri alanında Tahrib-i Harabat ve Takip, 1887 yılında İrfan Paşa’ya Mektup, 1888 yılında Mukaddeme-i Celal, son olarak Renan Müdafaanamesi isimli eserleri kaleme aldı. Birçok roman, tiyatro ve eleştiri eserlerinden sonra kendini tarihi eserlere vererek 1871 yılında Devr-i İstila, 1872 yılında Barika-i Zafer ve Evrak-ı Perişan eserlerini, 1874 yılında Kanije ve Silistre Muhasarası eserlerini yazmıştır. Osmanlı Tarihi ve Büyük İslam Tarihi adlı eserleri yazarın ölümünden sonra yayımlanmıştır.

Bir Cevap Yazın