Molla Gürani kimdir?

Molla Gürani 1410 yılında Diyarbakır sınırları içindeki Gürân kasabasında doğduğu belirtilmektedir. Ancak bu kasaba günümüze ulaşamadığı için doğum yeri ile ilgili çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Bazı kaynaklar doğum yeri için Suriye’nin Gürân kasabasına bağlı bir köyü göstermektedir.
molla-gurani
Molla Gürani Osmanlı âlimlerinin en meşhurlarından ve dördüncü şeyhülislâmıdır. Adı Ahmed bin İsmâil bin Osman Gürânî olan ünlü şeyhüslamın lakapları ise Şerefüddîn, Şihâbüddîn ve Molla Gürânî’dir. Molla Gürânî olarak tanınıp, meşhur olmuştur.

Molla Gürani, küçük yaşta Kur’ân-ı kerîmi ezberlemiştir. Sarf, nahiv, beyân, meânî gibi âlet ilimlerini ve kırâat ilmini öğrenmiştir. Daha sonra ilim öğrenmek için Bağdat, Diyarbakır, Hıns ve Hayfa şehirlerine gitmiştir. 17 yaşındayken Şam’a gidip, bir süre de oradaki âlimlerden ders alıp, ilim öğrenmiştir. Daha sonra Şam’dan Kâhire’ye giden Molla Gürani Kâhire’de çeşitli âlimlerinden ders alarak; tefsir, kıraat, hadis ve fıkıh ilimlerini öğrenmiştir. Dönemin önde gelen alimlerinden İbn-i Hacer Askalânî’den hadîs ve fıkıh ilmiyle ilgili eserler okumuştur. Molla Gürani tahsilini tamamladıktan sonra, kıraat, tefsir, hadis ve fıkıh ilimlerinde değerli bir alim olarak olmuştur. Yavaş yavaş herkes tarafından tanınmaya ve Kahire’deki medreselerde ders vermeye başlamıştır. Memlûk hükümdarlarının ve devletin ileri gelenlerinin bulunduğu ilim meclislerine katılmış buradaki tartışmalara girmiştir.

Kâhire ve Şam’dan sonra İstanbul’a gelmiştir. İstanbul’a gelişi, hayatında yeni bir başlangıç olmuştur. Önce Şafiî mezhebinde olan Molla Gürani daha sonradan Hanefî mezhebine geçmiştir.

Ünlü Osmanlı âlimlerinden Molla Yegân hacca gittiği zaman, Kâhire’ye uğramış ve Molla Gürânî’yi burada tanıyıp, onun dine bağlılığını ve ilimdeki ustalığını, İstanbul’a getirmek istemiştir. Molla Gürani Molla Yena’ın bu teklifini kabul edip İstanbul’a gelmiştir. Molla Yegân, hacdan İstanbul’a gelince, Sultan II. Murad Han’ın karşısına çıkmış ve beraberinde de tefsir, fıkıh, hadis konularında iyi yetişmiş bir alim getirdiğini belirtmiş ve Molla Gürani’yi tanıştırmıştır. Sultan II. Murad onu hemen müderris olarak tayin etmiştir. Daha sonra da Yıldırım Medresesi’nde müderris olarak görev yapmıştır. Sultan II. Murad, Molla Gürani’yi oğlu Şehzade Mehmed’in yani Fatih’in yetiştirilmesi ile görevlendirmiştir.

Şehzade Mehmed, bu sırada Manisa’da bulunuyordu. Bunun için Molla Gürani, Manisa’ya gönderilmiştir. Molla Gürani Fatih’in yetişmesi için ona dersler vermeye başlamıştır. Gördüğü gevşeklik karşısında, vakur ve sert tutumuyla, Şehzade Mehmed’in derslere devamını sağlamıştır. Şehzade Mehmed böylece Kur’an-ı kerimi kısa sürede hatmetmiş ve ondan ilim öğrenmiştir. Bunun üzerine Sultan II. Murad Molla Gürani’ye çok miktarda mal ve parayı hediye etmiştir.

Fatih Sultan Mehmed’in yetişmesinde, Molla Gürani’nin çok büyük emeği geçmiştir. Bu bakımdan Fatih, şehzadeliğinden beri hocasını çok sever, saygı ve hürmette asla kusur etmezdi.
Fatih Sultan Mehmed tahta geçtikten sonra Molla Gürani’yi vezir yapmak istedi. Molla Gürani Fatih’in bu teklifini kabul etmemiş ancak kadıaskerlik teklifine olumlu cevap vermiştir. Kadılığa başlayınca, müderrislik görevini de yürütmeye devam etmiştir. Daha sonra Molla Gürani Bursa evkaf idaresi vazifesi ve kadılık vazifesi için Bursa’ya gönderilmiştir. Molla Gürani bir süre sonra çeşitli nedenlerden dolayı Anadolu’dan ayrılıp, Mısır’a gitmiştir.
Molla Gürani Mısır’ da Sultân Kayıtbay’dan büyük hürmet görmüştür. Bir süre sonra Fatih Sultan Mehmed Han, Mısır Sultânı Kayıtbay’a, Molla Gürani’yi göndermesini rica etti. Kayıtbay, Molla Gürani’ye çok para ve yolda lazım olabilecek eşyaları verip, büyük hediyelerle onu Fâtih Sultan Mehmed’e göndermiştir.
Fatih onu bir daha Bursa kadılığına tayin etmiştir. Sonra yeniden Kadıaskerliğe ta’yin edildi. 1480 yılında Şeyh-ül-İslâmlık makamına getirilmiştir. Sekiz yıl boyunca bu görevi yerine getirmiştir.

Molla Gürani, çok hayır ve hasenat yapmıştır. Dört cami, bir Dâr-ül-hadis medresesi, bir hamam ve çeşitli binalar yaptırmıştır. Molla Gürani sekiz yıllık şeyhülislamlık görevinden sonra rahatsızlandı. 1488 yılının kış mevsiminde vefat etmiştir.

Bazı eserleri
1- Gâyet-ül-Emânî fî Tefsîr-i Seb’il-Mesânî
2- El-Kevser-ül-Cârî alâ Riyâd-il-Buhârî: Sahîh-i Buhârî’ye yazdığı şerh
3- Şâtıbiyye Kasîdesi’nin Ca’berî şerhine dair bir hâşiye
4- Keşf-ül-Esrâr an Kırâat-il-Eimmet-il-Ahyâr
5- Şerh-i Cem’ul-Cevâmi: (fıkıh usulüne dâir)
6- Arûz ilmiyle ilgili bir kasîde

Bir Cevap Yazın