Lale Devri nedir?

Osmalale devrinlı İmparatorluğu’nun gerileme döneminde; 1718 yılında Avusturya ile imzalanan Pasarofça Antlaşması ile başlayıp, 1730 yılında gerçekleşen Patrona Halil Ayaklanması ile sona eren; lüksün, zevk ve sefanın hakim olduğu döneme “Lale Devri” denilmiştir. Lale Devri yıllarında Osmanlı Padişahı III. Ahmet, Sadrazamı ise Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’dır. Döneme “Lale Devri” denilmesinin nedeni ise, o dönem İstanbul’ın her yerinde var olan lale çiçekleridir.

Lale Devri, Osmanlı’nın yüzünü batıya döndüğü, batılılaşma anlamında önemli adımların atıldığı bir dönemdir. Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa bu kapsamda önemli uğraşlar sarfetmiştir. Barışçı bir ortamda ilişkilerin gelişmesi için batılı ülkelere elçiler gönderilmiş, oradaki yaşama dair özellikler belirlenmeye çalışılmıştır. Özellikle 1720 yılında Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin Avrupa’ya gitmesi ve beraberinde getirdiği bilgiler Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’yı çok etkilemiş, batılılaşma yönündeki motivasyonunu iyice pekiştirmiştir.

Padişah III. Ahmet’in de onayı ile İstanbul’da büyük bir imarlaşma başlatıldı. Birçok yeni bina ve bahçe yapıldı. Hollanda’dan getirtilen lale soğanları şehrin her yanına ekildi. Günlük yaşama zevk ve sefa hakim olmaya başladı. Dönemin en ünlü gelişmesi matbaanın ülkeye getirilişi olmuştur. Sayid Efendi ve İbrahim Müteferrika Avrupa’dan matbaayı Osmanlı’ya getirmişlerdir. Bir diğer yenilik ise kağıt fabrikasının kurulması olmuştur. Çiçek aşısı ilk kez bu dönemde uygulanmaya başlamıştır. Yangınları önlemek için “Tulumbacılar” adı verilen itfaiye birliği de bu dönemde kurulmuştur.

Ülkede üst düzey kesimde hüküm süren bu zevk ve sefa, halk düzeyine kadar indirilmediğinden zaman içinde bu durum tepki toplamaya başladı. Zorluk içinde yaşamını sürdüren halk, ülke kaynaklarının bu şekilde harcanıyor olmasından önemli derecede rahatsız olmaya başladı. İran’a karşı sefere çıkmasını istedikleri Padişah III. Ahmet’in bir düzmece ile gitmediği halde gitmiş gibi yapması, halkın sabrını taşıran son damla olmuştur. Yaşanan bu gergin ortamdan yararlanmak isteyen “Patrona Halil” adında bir yeniçeri isyan çıkardı ve halkı da yanına aldı. Lale Devri’nin bitişini simgeleyen Patrona Halil İsyanı sonunda Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa idam edildi, Sultan III. Ahmet tahttan indirildi ve yerine I. Mahmut getirildi. Padişahlık devri sırasında III. Ahmet’in I. Mahmut’a söylediği şu söz çok manidar olarak tarihteki yerini almıştır:

“Devleti ehliyetsiz sadrazamlara teslim etme.”

Bir Cevap Yazın