Kehribar nedir?

Fosilleşmiş bir tür reçine olan kehribar, binlerce yıldır insanoğlunun süs eşyası yapımında kullandığı bir maddedir. Değerli taş olarak kullanılan kehribar sahip olduğu özellikler ile bilim açısından da öneme sahip bir fosil ürünüdür. Çamgiller familyasına ait olan bir çam ağacı türünün reçinesinin toprak altında fosilleşmesi ile oluşan kehribar ayrıca toplumumuzda “amber” ismiyle de anılmaktadır. Açık sarıdan kızıl renge kadar son derece geniş bir renk skalasında çıkarılan kehribar, yarı saydam bir yapıya sahip olduğundan ziynet eşyası yapımında yaygın olarak kullanılmıştır. Çoğu insan farkında olmasa da, kehribarın ilginç özelliklerinden biri de toprağa gömüldüğü zaman bazı ufak cisimleri kendine doğru çekmesidir. Milat öncesi dönemde dahi süs eşyası yapımında en çok tercih edilen maddelerden biri olan amber, kadınların en çok tercih ettiği takılarda kullanılmıştır.

Kehribarı ilginç yapan özelliklerden bir diğer ise, amberin gerek parlaklık gerekse de renk açısından herhangi bir taşla kıyaslanamamasıdır. Diğer saydam taşlardan tamamen farklı bir yapıya sahip olan kehribarın tamamen kendine has bir rengi ve parlaklığı olduğu söylenebilir. Tüm bunların ötesinde amber olarak bilinen bu madde aslında yüz binlerce yıl öncesinde ağaç reçinesi olduğundan, bulunan pek çok kehribar taşının içinde fosilleşmiş bitki ve böcek kalıntıları bulunur. Kehribarın içine gömülen bitki ve böcek fosillerinin dış ortam etkilerinden tamamen izole olması, şüphesiz bilim insanları açısından çok önemli bir durumdur. Dünyanın geçmişine dair fikir edinilmesini sağlayan amber, modern bilimin en çok ilgilendiği değerli taşlardan biridir.

Dünyanın birçok farklı bölgesinde rastlanabilen kehribar, hemen hemen her coğrafyada çıkartılabilir. Ancak günümüzün endüstriyel tüketimini karşılayabilecek ölçüde zengin yataklara sahip olan ülkelerin başında Romanya, Ukrayna, İngiltere, İsveç ve Hollanda gelmektedir. Şüphesiz bu ülkelerin günümüzde dünyanın en büyük kehribar satıcıları arasında olmasında kehribar yataklarının zenginliği kadar ekonomik güçlerinin ve teknolojilerinin de etkisi büyüktür. Genel olarak eski devirlerde oluşan denizaltı çökeltilerinde bulunan kehribar, deniz seviyesinin 25 ile 40 metre arasındaki bölümlerde bulunur. Damar şeklinde bulunan kehribara çoğu ülkede “mavi toprak” denir.

Günümüzde deniz olan bu bölgelerin eski devirlerde ormanlık arazi olduğu ve kehribarın da bu şekilde oluştuğu düşünülmektedir. Kıtasal hareketler ve diğer dış etkenler nedeniyle eski devirlerde geniş ormanlara ev sahipliği yapan bu bölgeler deniz suyu altında kalmış ve uzun yıllar boyunca deniz suyu ile temas eden kehribar damarları kum ve çakıllarla kaplanmıştır. Kehribar damarlarının “mavi toprak” olarak adlandırılmasının nedeni de deniz suyu ile temas eden damarın üzerini kaplayan kum ve çakıl tabakasının bu renkte bir görünüm sunmasıdır.

Bir Cevap Yazın