İllüzyon nedir?

Günümüzde birçok insanın gördüklerini “gerçek anlamda gerçek sanarak” üzerinde uzun tartışmalara girme ihtiyacı hissettiği ve izlediği olayların gerçeküstü güçler ile açıklamaya dahi çalıştığı illüzyon gösterileri kimileri için görsel sanatların önemli bir dalı, kimileri içinse akıl oyunları ile insanları şaşırtma becerisidir. Yabancı kökenli bir kelime olan illüzyonun tam Türkçe karşılığı “yanılsamadır”. Kişinin evreni algıladığı 5 duyu organına güvenmekten başka bir çaresi olmadığından, illüzyon da bu 5 duyu organını hedef alır ve kişinin duygusal çıkarımlarla ya da mantık yürüterek rasyonel bir açıklama getiremediği durumlar yaratır. Mantığını kullanan bir kişi izlediği illüzyon gösterisinde evrensel “Kütle Çekim Kanunu” dahilinde bir nesnenin uçamayacağını bilse de, “uçuyormuş gibi görünen” duruma bir açıklama getiremez.

Kişinin duygusal çıkarımları ile zihinsel yorumlama becerisi arasındaki ilişkinin kırılması olarak da tanımlanabilen illüzyon, herkesin gözü önünde gerçekleşmesi “mümkün değilmiş” gibi görünen olaylar sergilemektedir. “Nesnelerin duygular üzerindeki izlenimlerinin kasıtlı olarak yanlış yönlendirilmesi”, illüzyon için en doğru tanımlama olacaktır. İnsanlar günlük hayatta karşılaştıkları ve aslında mantık çerçevesinde değerlendirildiğinde tutarsız olan pek çok olayı algılamadan yaşamına devam eder. İnsan beyni okuduğu bir yazıda imla hatası olsa dahi bunu otomatik olarak düzgün bir şekilde algılayabilir ve böylece kişi okuduğu yazıda herhangi bir yazım yanlışı olmadığı dahi düşünebilir. İllüzyon gösterilerinde kişinin izlediklerini gerçek olarak görmesinin altında yatan nedenlerden biri de insan zihninin bu şekilde çalışmasıdır.

Kuantum fiziğinin engin bilgi okyanusu bilim insanlarına madde olarak tanımlanan “şeyin” %99’dan fazlasının boşluk olduğunu göstermiştir ki, bu nedenle yaşam olarak nitelendirilen durum “algısal bir deneyim, bilinç farkındalığı” olarak nitelendirilir. Maddenin algılanış biçiminin kendisi dahi tamamen beyinde gerçekleşen elektrik iletimlerinden ibaret olduğundan, tüm insanların beyni “kişi farkında dahi olmadan” gün içinde on binlerce işlem gerçekleştirir. Alt bilinç olarak tanımlanan bu durumun insan hayatının %90’nında etkin olduğuna dair çalışmalar dahi bulunmaktadır. Yani insanlar kendi öz bilinçlerini/benliklerini hayatlarının yalnızca %10’luk bölümünde kullanmakta ve diğer birçok işlem beyin tarafından yıllar içinde kazanılan deneyimler sayesinde otomatik olarak gerçekleştirilmektedir.

Üst paragrafta verilen bilgiler değerlendirildiğinde illüzyonun neden insanlar tarafından “olağanüstü” bulunduğu da daha net anlaşılmaktadır. İllüzyon gösterisi esnasında insanlar farkında dahi olmadan beyinleri bazı çıkarımlar yaparak, karşısında gerçekleşen olayı daha önce yaşadığı olaylar ile kıyaslayarak bir sonuca varır. İnternette çok popüler olan “göz yanılsamaları”, insanların uzun süre boyunca dahi bakmasına rağmen “bakış açısı” değişmedikçe farkı anlayamayacağı birçok görsel durum oluşturur. Kişinin beyni karşısında bir küp gördüğünü ısrarla söylese de, bakış açısının değişmesi ile çok farklı bir durumun söz konusu olduğuna dair örnekler bu görsel yanılsamaların en meşhur örneklerindendir. Sonuç olarak insanlar belirli bir açıdan baktığında ne kadar dikkat ederse etsin karşısında gelişen olayları fark edemeyeceği gibi, illüzyon sanatçısının yaptığı hareketler ile farkında dahi olmadan belirli bir duruma şartlandırılabilirler. Bu durumla izlenen gösterinin gerçekdışı olduğunun “zannedilmesine” neden olmaktadır. Belirli kurallara uyulduğu takdirde “zekadan bağımsız olarak” her insanın baktığında ne görmesi isteniyorsa ona görmesini sağlamak mümkündür…

Bir Cevap Yazın