Hat sanatı nedir?

Hat sanatı diğer adıyla hüsn-ü hat yazı sistemleri ve yazı öğeleri kullanılarak geliştirilen, sıklıkla dekoratif amaç için kullanılan, bir çeşit görsel sanat türüdür. Osmanlı’dan günümüze yaygın olan yerli hat tarzları arasında rika, nesih ve sülüs’dür.
hhh
Çağdaş anlamda “işaretlere anlamlı, ahenkli ve hünerli bir şekilde biçim verilmesi sanatı” olarak tanımlanmaktadır. Belirli bir yazı stiline yazı tipi, hat türü, el ya da alfabe gibi tanımlanabilir. Farklı yazı sistemlerinde farklı şekillerde, farklı coğrafyalarda ortaya çıkmış olan hat sanatı,bilhassa matbaa öncesinde büyük bir öneme sahipti. Bugün tipografi sanatıyla ilişkilendirilebilecek olan hat sanatı genel olarak yazı sistemlerine ya da farklı hat kültürlerine göre sınıflandırılmaktadır. İslam hat sanatı (İslami kaligrafi), Pers hat sanatı (Pers kaligrafisi), Arap hat sanatı (Arap kaligrafisi), Batı hat sanatı (Batı kaligrafisi)Japon hat sanatı (Japon kaligrafisi), Çin hat sanatı (Çin kaligrafisi), gibi…

Hat kelime itibariyle yazı ve çizgi manalarını taşımaktadır. Belirlenmiş olan estetik kurallara bağlı kalınarak yazı yazma sanatı olarak ta açıklanabilir. Hat Sanatı ise “Güzel Yazı” anlamına gelmektedir. Hat Sanatının asıl ismi Hüsn-i Hatt’tır. Batı kültüründe bizim hat sanatının karşılığı kaligrafi’dir. Batı kültüründe kaligrafiye çok fazla önem verilmediği görülmektedir. Oysa İslam toplumlarında hat sanatına büyük bir önem verilmiştir. İslam Topluluğunda halkın tamamı tarafından beğeni ile takip edilen Hat Sanatı, bu sanatı icra eden veya etmeyen herkes tarafından büyük ilgiyle izlenmektedir. Hat Sanatını gerçekleştiren hattatlar eserlerinde ruhlarının yansımasını ifade ederler. Bütün güzellikleri, duyguları, düşünceleri kâğıtta bir araya getirirler.

Abbasiler döneminde Bağdatlı vezir ve hattat İbn Mukle’nin emekleri ve bu yazı türüne kattığı yenilikler ile yazının ana hatlarını belirleyici sistem geliştirmiştir. ;İbn Mukle hat sanatının gelişmesinde önemli rol üstlenmiştir. Abbasiler zamanında hat sanatı, reyhanî, sülüs, nesih, muhakkak, tevki ve rika adı altında çeşitlendirilmiştir. Bu yazı türlerine “Aklam-ı Sitte” denilmiştir. Bu yazı çeşidi 100 yıl sonra Arap asıllı hattat ustası Ali Bin Hilan’ın büyük katkıları neticesinde daha çok gelişti ve yayıldı.

Abbasiler zamanında gelişmesini sürdüren hat sanatı, Osmanlı Devleti’ile beraber daha çok fazla gelişme göstermeye başlamıştır. Osmanlı ve İranlı hattatlar her geçen gün bu sanatı geliştirmeye ve daha geniş kitlelere yaymışlardır. Osmanlılar döneminde Şeyh Hamdullah zamanında hat sanatı en parlak dönemini yaşamıştır. Bu dönemde hat sanatı geniş kitlelere hitap etmeye başlamıştır. Ünlü hattat Şeyh Hamdullah’tan sonra 1650 yıllarında hattat Hafız Osman kendisine has üslubuyla hat sanatına bambaşka bir güzellik katmıştır.
1800 yıllarında İsmail Zühdü ve kardeşi Mustafa Rakım kendi üsluplarıyla hattatlığa yeni bir boyut kazandırmışlardır. Hattatlığa yön veren bir diğer önemli hattat Sami Efendi olmuştur. Mahmut Celalettin Efendi, Ahmet Karahisari, Yesarizade Mustafa İzzet Efendi gibi önemli şahsiyetler hat sanatının gelişiminde önemli rol oynamışlardır.

Hat sanatında kullanılan malzemeleri şöyle sralayabiliriz:
1- Kalem: Hat sanatında yazının temel aracı kalemdir. Hat sanatında kalem olarak kamış daha çok tercih edilmiştir. Kamışın ucu yazılacak yazının kalınlığına göre makta adı verilen sert maddelerden yapılmış olan altlığın üstünde eğik olarak tutulur ve kalemtıraş işlevi gören özel bir bıçakla yontularak belli bir açıda kesilir. Celi yazılar da ise ağaçtan yapılmış olan kalın uçlu kalemler tercih edilir.

2- Mürekkep: Hat sanatında kullanılan mürekkep diğer mürekkeplerden farklı olup özel olarak hazırlanır. İs ile arapzamkının dövülmesi ile elde edilen bu mürekkep akıcı şekilde yazı yazmayı sağlar, yanlış yazma durumunda da kolaylıkla silinir.

3- Kağıt: Hat sanatında kullanılan kağıtlar özel olarak seçilir. Kağıtlar öncelikle hamurları ne olursa olsun, nebati ve madeni boyalarla değişik renklere boyanırlar. Mürekkebi emip dağıtmaması, kaleme akıcılık sağlaması için kağıtların yüzeyine ahar adı verilen bir madde sürülür ve daha sonra da mührelenir.

4- Hokka: Mürekkep hokkanın içinde saklanır. Camın dışında pişmiş topraktan, metalden ve çeşitli ağaçlardan hokka yapılabilir. Kalem sokulduğu zaman uç dibine vurup bozulmasın diye hokkanın içine lıka adı verilen bir tutam ham ipek konur.

Bir Cevap Yazın