Gurlular kimdir?

Adını daha çok Selçuklular döneminde duyduğumuz Gurlular, Afganistan’ın Gur bölgesinde kurulmuştur. Bundan dolayı bu ismi almıştır. Gur halkı Herat’ın doğu ve güneyinden geçen kervanları vurarak ve savaşarak yaşamlarını sürdürürdü.
gurlular
Gazneli hükümdarlarından Sebüktekin’in oğlu Sultan Mahmud ve oğlu Mesud, Gur topraklarına seferler düzenlediler. Gur emirlerinden bir kısmı Gaznelilerin hâkimiyetine girdilerse de bu pek uzun sürmedi.

Gurlular hakkındaki ilk açık bilgiler Selçuklu Sultanı Sencer dönemine aittir. 11. yüzyılın sonlarında Gur emiri İzzeddin Hüseyin, hem Sultan Sencer’e ve hem de Gazne Sultanına hediyeler sunarak bağlılığını bildirdi. Böylece Gazne sultanı III. Mesud onu Gurluların başına emir olarak tayin etti. Bu tarihten itibaren Gur topraklarında bu emirin soyundan gelen emirler hâkim oldular. İzzeddin Hüseyin ölünce, Gûr bölgesinin toprakları yedi oğlu arasında paylaşıldı. Çocukların en büyüğü olan Seyfüddîn Suri, Gur emiri unvanı ile başa geçti. Kardeşlerinden Fahrüddin Mesud, Bamyan emiri oldu ve hanedanın Tuharistan kolunu kurdu. İzzeddin Hüseyin’in bir diğer oğlu olan Kutbeddin Muhammed’e Bilâd-ı Cibâl bölgesi verildi. Kutbeddin, daha sonra Firûz-Kuh şehrini kurma çalışmalarına başladı. Kutbeddin kardeşleriyle geçinemeyince bir süre sonra Gazne’ye gitti. Gazne sultanı Behram Şah’ın kızı ile evlendi. Kısa zaman sonra taraftar edinmesinden endişelenildiğinden dolayı Behram Şah tarafından öldürüldü. Kutbeddin’in yerine kardeşi Behâeddîn Sam geçti. Kutbeddîn’in zehirlenerek öldürülmesinden dolayı intikam almak isteyen Seyfeddîn Surî, kardeşi Behâeddîn Şam’ı Gur’da vekil olarak bırakarak Gazne üzerine yürüdü. Behram Şah, Lahor şehrine çekilmek zorunda kaldı. ,Ancak Behram, çok geçmeden bir baskın düzenleyip Seyfeddîn’i yenerek öldürttü. Gûr’da vekil olarak bırakılan Behâeddîn Şam, intikam için kardeşi Alâeddîn Hüseyin’i Gur’da vekil bırakarak Gazne üzerine sefer düzenledi.Ancak bu seferde öldü. Yerine Alâeddîn, geçti ve o da Gazne üzerine yürüdü. Gazne sultanı Behram’ı üç kere yendi ve Gazne’yi ele geçirdi.

Bunun üzerine büyük bir güç olduğunu sanan Gur sultanı Alâeddîn, Selçuklu sultânı Sencer’e karşı gelmeye başladı ve her yıl gönderdiği hediyeleri artık göndermedi. Sultan Sencer’in Herat valisi Alâeddîn’le anlaştı. Bu Sultan Sencer bunun üzerine Gur üzerine yürüdü. Sonunda iki ordu Herat’la Firûz-Kuh arasında bulunan Nab şehri yakınlarında karşı karşıya geldi. Savaş başladığında Alâeddîn’in ordusundaki Türkler, Sultan Sencer’in tarafına geçtiler. Alâeddîn yenilip esir düştü. Bir süre Sultan Sencer’in hizmetinde bulunan Alâeddîn affedilerek Gur’a döndü.Ancak Sultan Sencer’in 1157 yılında ölmesi üzerine, Selçuklu topraklarında çıkan karışıklıklar Gurlular için bir fırsat oldu.
Alâeddîn, ilk olarak Bamyan ve Tuharistan koluna hâkim olduktan sonra, Davar, Büst ve Horasan’da Tülek ile Garcistan ve Murgab ovasındaki bazı yerleri de ele geçirdi. Alâeddîn, son zamanlarında Melahid ve Karmatîler’e bazı haklar verdiğinden, dolayı bunların bozuk fikirleri Gur bölgesinde hızla yayıldı. Alâeddîn’in ölümü üzerine yerine Seyfeddîn Muhammed geçti. İlk olarak Melahid ve Karmatîleri yok etmeğe çalıştı. Seyfeddîn tahta geçince, babası tarafından hapsettirilen Behâeddîn Şam’ın oğulları Gıyâseddîn Ebü’l-Feth ile Muizüddîn’i serbest bıraktı. Ancak ordu kumandanı Ebü’l-Abbâs 1161 yılında Seyfeddîn’i öldürerek tahta Gıyâseddîn Muhammed’i çıkardı. Bunu öğrenen Muizüddîn derhal ağabeyinin yanına gelerek, onun ser Candar’ı oldu.

Tahtı ele geçiren kardeşler, ilk olarak ordu komutanı Ebü’l-Abbâs’ı ortadan kaldırdılar. Bamyan meliki Fahreddîn de, hanedanın en büyüğü olarak Gur tahtına geçmek istedi. Ancak başarılı olamadı.1173 yılında Gazne’yi ele geçiren Gıyâseddîn, kardeşi Muizüddîn’i Gazne sultanı yaptı. Sultan Gıyâseddîn 2 yıl sonra Herat’ı ele geçirerek Doğu Horasan’a sahip oldu. Üç yıl sonra Muizüddîn Tar çölünü geçti ve Gucerat’ı ele geçirmek istedi. Multan ve Uç yolu ile çöle girdi. Nehrvala üzerine yürüdü ise de, Gucerat racası Bim tarafından Anilvara dolaylarında bozguna uğradı. Muizüddîn, askerlerin çok az bir kısmıyla Gazne’ye geri dönebildi. Bu yenilgi Müslüman Türklerin Hindistan’da aldıkları ilk önemli yenilgidir.

Muizüddîn, 1180 yılında Pencab üzerine yürüdü. Gazneli soyundan Pencab meliki Hüsrev, Muizüddîn’in hâkimiyetini tanımak zorunda kaldı. Muizüddîn, Pencab bölgesinden çekildikten sonra, Melik Hüsrev bağımsızmış gibi davranarak, Siyalkot’a sefer düzenledi. Bunun üzerine 1186 yılında Muizüddîn yine Pencab’a girdi ve Lahor’u ele geçirdi. Melik Hüsrev’i yakalayıp, Firûz-Kuh’a yolladı. Böylece Sebüktekin’in kurduğu devletin Hindistan’da kalan kısmı da sona ermiş oldu.
Muizüddîn, 1190 yılında ikinci Tarain seferine başladı Ve büyük bir galibiyet elde etti. Ordusunun en ünlü kumandanı Aybek’i Hindistan’a genel vali ve ordu kumandanı tayin ederek Gazne’ye geri döndü.
Merkezde de Sultan Gıyâseddîn, Harezmşahlar ile mücadele hâlinde idi. Mücadeleler sonunda Horasan bölgesi Harezmşahlar ile Gurlular arasında bölündü.

1203 yılında Gıyâseddîn’in ölümü üzerine, Gazne sultânı Muizüddîn devletin başına geçti. Muizüddîn tahta geçtikten sonra büyük bir ordu ile Harezm topraklarına girdiyse de, yenilerek geri çekilmek zorunda kaldı. Muizüddîn, 1205 yılının kış aylarında Hindistan’da çıkan bir ayaklanmayı bastırmak için sefere çıktı. Sefer dönüşü, 1206 senesinde, bir gece vakti çadırında öldürüldü. Büst ve Zemindaver hükümdarı olan Gıyâseddîn Mahmûd, devletin başına geçti. Gıyâseddîn Mahmûd, bir taraftan Harezmşâhlar ile uğraşırken, bir taraftan da hanedan mensuplarıyla mücadele etti. Ve netice olarak Gıyâseddîn Mahmûd öldürüldü.

Gıyâseddîn Mahmûd’un yerine oğlu geçtiyse de bir kaç ay kadar ancak tahtta kalabildi. Alâeddîn Atsız, Harezmşâhların yardımıyla Gur tahtını ele geçirdi ve Gazne tahtında bulunan Yııdız’la uzun süre uğraştı. 1214 yılında yapılan savaşta öldü. Bundan sonra durum daha da karıştı. Ve Muizüddîn’in Türk kumandanları Kuzey Hindistan’da Gur siyasetini ve geleneklerini sürdürmeye devam ettiler.

Bir Cevap Yazın