Cabir ibn Hayyan kimdir?

Tarih perdesinin arka planlarında kalan önemli isimlerinden biri olan Ebu Musa Cabir bin Hayyan ya da bilinen ismiyle Cabir ibn Hayyan, M.S. 722 ile 808 yılları arasında yaşamış ve bilinen insanlık tarihine damgasını vurmuş karakterlerden biridir. Gerçek anlamda çok yönlü bir bilim insanı olan Cabir ibn Hayyan; fizik, kimya, metalürji, astronomi, felsefe, tıp ve eczacılık gibi bilim dallarında devrinden yüzyıllar sonra Avrupalı bilimadamları tarafından fark edilecek buluşlar ve çalışmalar yapmıştır. Günümüzün Eski Yunan meraklısı Avrupalı bilim çevreleri tarafından her ne kadar adından söz edilmese de, Cabir ibn Hayyan aslında buluşları ile bilim dünyasında ün yapmış birçok Avrupalı bilimadamından yüzyıllar önce benzer çalışmaları yapmıştır.

Günümüzde bilim çevreleri tarafından adından sıkça söz edilen ünlü Alman kimyacı Otto Hahn, 1879 ile 1968 yılları arasında yaşamış ve atom parçacıklarının radyoaktif etkileri üzerine yaptığı çalışmalar nedeniyle 1944 yılında Nobel Kimya Ödülü almış bir isimdir. Oysa Cabir ibn Hayyan Otto Hahn’dan yaklaşık olarak “1.000” yıl kadar önce uranyum çekirdeğinin parçalanabileceğine dair yorumlar yapmıştır. Fiziksel maddenin en küçük yapı birimini yani atomu “El-cüz’ü la Yetecezza” olarak isimlendiren Cabir ibn Hayyan, bu yapı biriminin muazzam derecede yüksek seviyeli bir enerji taşıdığını ve atomun parçalanması sırasında ortaya çıkan enerjinin tüm Bağdat’ı bile yok edebilecek güçte olduğunu söylemiştir.

Felsefe alanında da çalışmalar yapan ve metinlerinde sıkça Antik Yunanlı göndermelerde bulunan Cabir ibn Hayyan, atom üzerindeki çalışmalarında Eski Yunanlıların “parçalanamaz” dediği atomun aslında parçalanabileceğini çok açık bir dille yazmıştır. Yaşadığı dönemde medeniyetler başkenti olan Urfa’nın en önemli bilim ve kültür merkezi olan Harran Üniversitesi’nde günümüz manasında rektörlük de yapan Cabir ibn Hayyan, ayrıca son yılların popüler kültürünün ilgi alanı olan “simyacılığın” da kurucularından biridir. Gerçek anlamda “devrinin yüzyıllarca ilerisinde” bir bilim insanı olan Cabir ibn Hayyan, bir çoğumuzun lise yıllarında öğrendiği Dalton Atom Modeli’nden yüzlerce yıl önce atomun yapısı hakkında çalışmalar yapmıştır.

İngiliz bir bilimadamı olan John Dalton, 1766 ile 1844 yılları arasında yaşamış ve kimya ile fizik bilimleri üzerine yaptığı çalışmalarla adından günümüze dek anılmasını sağlayacak şöhreti kazanmıştır. Atom teorisini savunan ve günümüzde birçok bilim çevresi tarafından “modern atom modelini ilk defa ortaya atan kişi” olarak tanımlanan John Dalton’dan da yaklaşık olarak 1.000 yıl kadar önce Cabir ibn Hayyan maddenin en küçük yapıtaşının atom olduğunu açık bir dille ifade etmiştir. Cabir ibn Hayyan tarafından geliştirilen atom modelinin kesinlikle dünya bilim seviyesinin yüzyıllarca ötesinde olduğunu söylemek mümkündür. Atomun yapısı hakkında çalışmalarından da öte bilinen insanlık tarihinde atomun parçalanmasının üzerinden henüz 100 yıl daha geçmemiş olmasına rağmen Cabir ibn Hayyan atom çekirdeğinin parçalanabileceğini 1.000 yıl öncesinden öngörmüştür.

Zehirlerin zehri olarak bilinen Arsenik tozunu da imbik gibi kendi icat ettiği kimya gereçleri ile başarılı bir şekilde elde etmeyi başaran Cabir ibn Kayyan, keşfeden böylece Arsenik’i de keşfeden bilimadamı olmuştur. Popüler kültürde gerek “Da Vinci Şifresi” gibi kitaplarla gerekse de Hollywood yapımı fantastik kurgu filmleri ile ilgi odağı haline gelen simyacılık da, simyacılık biliminin “babası” olan Cabir ibn Hayyan’ın yazdığı eserlerin Avrupa’ya giderek Latinceye çevrilmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Abbasi Dönemi’nde yaşamış Fars asıllı bir bilim insanı olan Cabir ibn Hayyan’ın bilindiği kadarıyla 400’ün üzerine eseri bulunsa da, günümüze yalnızca 20 tanesi ulaşabilmiştir.

Rahnansaika

 

 

Bir Cevap Yazın