Algı ve algı yönetimi nedir?

Algı, duyusal bilginin alınması, yorumlanması, seçilmesi ve düzenlenmesi manasına gelir. Algı, duyu organlarının fiziksel uyarılması neticesinde meydana gelen sinir sistemindeki sinyallerden oluşur.
algi
Algı, duyu organlarımız tarafından taşınan bütün duyusal verileri örgütleyip yorumlamaktadır. İnsanların çevresinde bulunan uyaranlara anlam verme sürecidir.Algı dış dünyadan gelen uyarıların, zihinsel açıdan yorumlanması anlamını da taşır. Algılar; neyi gördüğümüzü, onu nasıl yorumladığımızı, neye inandığımızı ve nasıl davrandığımızı gösterir. Algılarımız zihnimizde değerler yaratmakta, problemler oluşturup onları çözmektedir. Son derece güçlü bir özelliği olan algılarımız, birçok uzman psikolog tarafından, “gerçek” olarak nitelendirilmektedir.

Birbirinden bağımsız olan duyma, görme, koklama, tatma gibi duyu organlarından gelmekte olan duyusal veriler, anlamlı bir bütün oluşturması için bir araya getirilip bir anlam kazandırılır. Farklı duyusal veriler, duyusal düzeyde nörofizyolojik enerjiye dönüşür ve bu andan itibaren algı süreci başlamış olur. Algı sürecinde algıyı etkileyen etkenlerin başında insanın genetik yapısı ve geçmiş yaşantısı gelmektedir. Algı, hem doğuştan gelen yetenekler ve hem de sonradan edinilen becerilerin birleşimidir.

Kişinin dış dünyayla ilgili edindiği bilgiler onların dünya hakkında bazı fikirlere sahip olmalarını sağlar. Bu çerçevede davranış ve tutumlarını oluşturur. Tecrübeye dayanan algının, görme, duyma, dokunma, koklama ve tat alma şeklinde gerçekleştiğini görürüz.Algılamayla beraber kişiler çevresinde ilgisini çeken durumları dikkate alır. Kişi, çevresinden aldığı bilgilerin bir kısmına karşı kayıtsız ve ilgisiz olurken, bir kısmına karşı da ilgi duyar ve merak eder. Yani kişide farklı yönelimler oluşmaktadır.

Birey, çevre ile ilişkisini duyu organları ile yürütmektedir. Çevreden alınan bütün veriler beyne iletilmekte ve algılanan olayla ilgili bireyin düşüncesi oluşmaya başlamaktadır. Böylece kişinin zihninde bir anlam oluşmaktadır. Bireyin daha önce benzer durumlara karşı sahip olduğu düşünceleri, yaptığı yorumlar, konuyla ilgili yerleşik inanış kalıpları araştırılır.

“Anlama” konusu algı yönetiminin temelini oluşturmaktadır. Bir birey veya konuya dair farklı düşüncelerin kendi içinde mantıklı bir tutarlılık ile meydana geldiği varsayımı anlamanın temelini oluşturmaktadır. Bireylerin bulunduğu örgütlerde ortak amaçlara ulaşmak amacıyla örgütsel yönetim sürecinde bazı eylemler geliştirilmekte, bu eylemleri yöneten, geliştiren, uygulayan ve denetleyen kişilerin birey olma davranışları gereği ihtiyaç, beklenti ve bireysel özellikleri birbirinden farklılık göstermektedir. Algı yönetimi anlayışı, bu noktada bireysel ihtiyaçlara karşılık vererek, bireyin çalışmasını, motive olmasını ve iş doyumunu sağlayarak süreci örgüt lehine çevirir. Algı yönetimi açısından büyük öneme sahip olan ve algı sürecini etkileyen faktörler 3 ana başlıkta toplanmaktadır.

Bunlar:
1. Algılayan bireyin özellikleri (Bireyin kişiliği, kişisel özellikleri, geçmişte yaşamış olduğu tecrübeler)
2. Algılanan nesnelerin özellikleri (kişi, eşya, olay, canlı ve cansız varlıklar)
3. Algılama ortamı (algılama sürecinin yaşandığı fiziksel, sosyal ve örgütsel çevre koşulları)

Algı sürecinde ilk olarak algılamayı başlatan kişi, algılayan kişinin kişiliği, kişisel özellikleri ve deneyimleri algı sürecini etkiler. Ayrıca algıladığı nesnenin sahip olduğu özellikler, karşı tarafın bir kişi, nesne veya olay olması ve algılama sürecinin meydana geldiği fiziksel ortam, sosyal çevre ve örgütsel çevre unsurları da algı sürecine doğrudan etkilemektedir. Bu faktörler ile birlikte, örgüt içi veya dışındaki hedef bireyin tanınması, yorumlanması ve anlaşılması süreci, algı yönetimi anlayışını meydana getiren temel faktörlerdendir. Algının yönetimi ise, bireyler hakkında ulaşılan anlamların, örgütsel süreçler vasıtası ile yoğrulması ve algının, örgütün ve bireyin amaçlarının gerçekleşmesine katkı sağlayacak şekilde kullanılması olarak tanımlanabilmektedir. Algı yönetimi soru sormayı ve başkalarından geri bildirim almayı gerektiren bir süreçtir. Algı yönetimi için diğer önemli noktalardan biride başkalarının algılarını ve algıların temelini anlayabilmek için yapılacak olan girişimlerdir. Algı yönetimi ile geçerlilik kazanmak ve korumak için, kamuoyu desteği oluşturmak ve korumak, belirlenen topluluğun davranış ve tutumlarını istenilen doğrultuda etkilemektir.
Algı yönetimi anlayışında kaynaklar ve alıcıların dışında verilmek istenen mesajların içeriği de büyük önem taşımaktadır. Burada kişinin algılaması neticesinde meydana gelen gerçeğin, gerçeğin kendisinden çok daha önemli olduğu görülmektedir. Mesajların kalitesi, tutarlılığı, anlaşılabilir olması karşı tarafın algısını istenilen yöne çevirmek açısından oldukça önemlidir. Duyular aracılığıyla uyarılar ve bilgiler beyine aktarılır ve burada değerlendirilir.

Algı yönetiminde günümüzde teknoloji bütünüyle kullanılmaktadır. Algı yönetimi bir başka açıdan zihin kontrolü ve zihin yönlendirilmesinden ibaret sayılabilir. Büyücü mahareti ile yığınları hipnotize etme gücü olarak da görülmektedir. Algı yönetimi fikir ve düşünceleri karşı tarafa aşılama yöntemidir.

Bir Cevap Yazın