Doğumun evreleri nelerdir?

DoğumDoğum hamileliğin sonunun geldiğini ve artık bebeğinize kavuşacağınız zamanın geldiğini gösterir. Doğumun başlamasında kadının vücudunda bazı belirtiler ortaya çıkar. Doğum son derece doğal bir eylem olduğu için, doğumun belirtileri kadınlar tarafından kolayca fark edilir. Ancak bazen kadınlar doğumun başlamasını gösterir bu belirtileri kolay anlayamaz. Bu durum genellikle ilk defa doğum yapacak olan kadınlarda gerginliğe neden olabilir. Bu yüzden hep birlikte doğumun evreleri hakkında yaşanan gelişmeleri birlikte değerlendirelim.

Doğumun evreleri nasıl gelişir?

Karnın aşağıya doğru inmesi: Gebe olan kadınlarda karnın aşağıya inmesi, dışarıdan bakanlar tarafından fark edilecek seviyede gerçekleşir. Bu konuda daha önceden tecrübeli olan yakınları, gebelerde karnın aşağıya doğru inmesini doğumun başlangıcı olarak kabul etmektedir. Bunun nedeni ise, rahimde gerçekleşen kasılmalarla birlikte bebeğin başının doğum kanalına doğru inmesidir. Gebe kadınların kendisi bile bunu ayna karşısında rahatlıkla fark edebilirler. Leğen kemikleri arasına doğru inmiş olan bebek, bu aşamada artık kadının daha rahat nefes almasını sağlayacaktır. Fakat bu aşamada da idrar torbasına olan baskı artar. Anne adayları bu yüzden sıkça tuvalete çıkmaya başlarlar.

Kanlı mukus ya da sümüksü akıntının gelmesi: Bu durum halk arasında nişan geldi olarak tanımlanır. Bu işaret doğuma çok az bir süre kaldığını belirmektedir. Fakat bazı hamile kadınlarda bu işaret doğum sırasında da gelebilir. Rahim ağzında hem bebeğin, hem de rahmin enfeksiyonlardan korunması için gebeliğin başlangıç döneminde oluşan madde, rahim kasılmaları yüzünden gevşer ve dışarıya atılır. Bu madde bazen pembemsi gelse de, gelen akıntı kanama değildir.

Bağırsak hareketlerinde artış: Rahmin gebeliğin son döneminde bağırsakları sıkıştırması yüzünden, tuvalete daha sık çıkılır. Doğumun giderek yaklaşması kadında bulantı ve ishal gibi etkilere neden olur.

Mide bulantısı ve mide ağrısı: Doğumun yakınlaşıyor olması mide sorunlarının artmasına sebep olur. Gebe kadınlar bu etkileri ağrı ve bulantı şeklinde hisseder.

Kilo kaybının olması: Doğumun hemen öncesinde anne adayının vücudunda olan ödemin çözülmeye başlaması yüzünden, gebelik döneminde vücutta toplanan sıvı dışarı atılır. Ellerdeki ve ayaklardaki oluşan şişlikler indiği için bu kilo kaybı olarak yansır.

Vajinal akıntıdaki artış: Rahim ağzında meydana gelen kasılmalar yüzünden bir taraftan rahim ağzı açılırken, bir taraftan burada olan küçük damarlarda yırtıklar meydana gelmeye başlar. Bu sırada meydana gelen pembemsi sümüksü akıntı, kadında vajinal yolla dışarıya atılır.

Alt bel ağrısının olması: Sırt bölgesinde alt taraftan başlayan ağrılar, doğumun yaklaşmasıyla birlikte şiddetini giderek arttırır ve doğumun başladığını gösterir. Oluşan ağrıların dinlenmeyle bile geçmemesi durumunda, kadının doktora gitmesinde yarar vardır.

Anne adayının daha enerjik olması: Adeta doğanın bir lütfu olan ve kadının doğuma hazırlanmasını sağlaması için kadın kendisini daha enerjik bir duruda hisseder. Kendilerini doğumdan önce daha enerjik hisseden kadınlara, ihsan edilen bu lütuf doğanın bile doğuma yardımcı olduğunu gösterir. Bu enerjinin israf edilmeden doğumda kullanılması faydalı olur.

Su kesesinin açılması: Doğumdan önce olan rahim kasılmaları esnasında, amnios kesesinde küçük yırtıklar meydana gelebilir. Bu yüzden amnios sıvısı keseden dışarı sızar. Bu belirti gebe kadınların % 12 sinde görülmektedir. Rahim ağzı 7-8 cm olmadan önce çoğunlukla su kesesi açılmaz. Ağrılar başlamadan daha önce suyun gelmesi durumunda, gecikmeden mutlaka doktora gidilmesi gerekir. Bu gelen suyun berrak ve kendine has özel bir kokusu bulunur.

Doğum sancılarının başlaması: Doğum sırasında olan ağrılar başlangıç aşamasında adet sancıları benzer. Zaman içinde sırtın alt tarafından başlayan ağrılar, bel ve karın bölgesini etkilemeye başlar. Bu zaman diliminde oluşan ağrıların yalancı ve gerçek doğum ağrısı olup olmadığının ayırt edilmesi çok önemlidir. Yalancı ağrılar bu aşamada düzensiz olarak gelir, gerçek doğum ağrıları ise düzenli şekilde olur. Gittikçe ağrılar birbirine daha fazla yaklaşır. Yani ağrı sıklığı artar. Pozisyon değiştirildiği zaman ağrı şiddetini arttırır.

Doğum sancılarının süresi ne kadardır?

Doğum ağrılarının düzenli hale geldiğinde, saat tutulmalıdır. Sancıların ne zaman başladığı saat ve dakika olarak bir yere not edilmeli. Aynı şekilde sancıların bitiş zamanlarının da not alınması gerekir. İki sancı arasında geçen zaman tam olarak hesaplanmalı. Sancı aralarında olan sürelerin eşitlenmesi durumunda, düzenli olarak ağrı çekilir hale gelinir. Bu sürenin 15-20 dakikaya inmesi halinde, gecikmeden doktora gidilmelidir.

Bir Cevap Yazın