Su çiçeği hastalığı nedir?

Suçiçeği (varisella), varicella zoster virüsünün (VZV) neden olduğu, vücutta kırmızı döküntüler, kaşıntılı, yorgunluk ve ateş ile kendini gösteren bulaşıcı bir hastalık çeşididir. Suçiçeği döküntüleri ilk olarak gövde ve yüzde kendisini göstermektedir. Hastalık, daha çok çocuk yaştaki kişilerde görülmektedir.
ss
Halk arasında suçiçeği olarak bilinen tıp dünyasında varicella adıyla anılan bir çeşit bulaşıcı hastalıktır. Hemen hemen her insanın hayatı boyunca bu hastalığa bir şekilde yakalandığı bilinmektedir. Adını deri üzerinde sık aralıklar ile sivilceye benzer su baloncukları oluşturmasından dolayı almıştır. Bu hastalık Karamuk, varicella adı da verilen, bulaşıcı, , daha çok çocuklarda görülen, içi saydam sıvıyla dolu baloncukların husulüyle karakterize bir hastalıktır. Hastalığın asıl nedeni varicella zoster denen bir DNA’lı virüstür. Bu virüsün bir tipi vardır ve doku kültürlerinde üremektedir. Virüs organizmaya solunum yolundan girmektedir. Bu bölgede ve organlarda çoğalır ve kan dolaşımına karışır. Deriye ve bazen akciğere yerleşmektedir.
Hastalığın kuluçka dönemi yaklaşık 12-16 gündür. İlk olarak 37,5-39° ateş ile başlar. 24 saat içinde vücutta pembe renkli döküntüler meydana gelir. Bu döküntüler daha çok gövdede bulunur.

5-10 yaşlarındaki kişilerde, kış sonu ve ilkbahar aylarında görülen, bulaşıcı, ateşli ve döküntülü bir viral enfeksiyon hastalığı olarak bilinmektedir. Hastalık direk temas yada havadan hasta kişilerin salgıları aracılığıyla bulaşmaktadır. Hasta kişiler ile temastan ortalama14-22 gün sonra belirtiler başlamaktadır. Vakaların üçte birinde ateş görülmektedir. Döküntüler daha çok kırmızı kabarıklıklar şeklinde başlar ve 1-2 saat içinde yanmış gibi içi su dolu kabarcıklar halini almakta ve daha sonra bu sıvı bulanıklaşmakta, son olarak da kabuklanarak kurumaktadır. Döküntüler ilk olarak gövdeden başlar, baş ve yüze yayılır ve kol ile bacaklarda daha az döküntü görülür. Tipik belirti aynı anda 3-4 farklı evredeki döküntünün bir anda görülmesidir. Son çıkan döküntü kabuklanana kadar yaklaşık 7 gün süreyle bulaştırıcıdır. Son yıllarda aşılamanın giderek artışıyla hastalık giderek daha seyrek görülmeye başlamıştır, aşılı olanlar da hastalığı çok hafif, bazen fark edilemeyecek kadar hafif 2-3 döküntü ile geçirebilirler.

Koyu kahverengi pullar şeklinde dökülür ve iz bırakmaz. Bu döküntü gelişim dönemlerinin her biri aynı anda görülebilir. Bu, su çiçeğinin çiçek hastalığından ayrılması için özel bir belirti olarak görülmektedir.
Genel olarak döküntüler 3-4 alevlenmeyle ortaya çıkarlar. Daha sonra ateş düşer. Hastalık azda olsa yılancık ve orta kulak iltihabına dönüşebilir. Ölüm oranı % 1’den daha azdır. Su çiçeği virüsüyle yetişkinlerde zatürre baş gösterebilir.

Erken tedavi halinde ağrı ve şikayetler azalır. Bazen kaşıntıyı önlemek için kalamin losyonu kullanılmaktadır. Bağışıklık sorunu olan veya enfeksiyon ve komplikasyonları bakımından risk altında olan çocukların Varicella zoster enfeksiyonu tedavisinde antiviraller kullanılabilir. Uygulama döküntülerin ortaya çıkmasından itibaren ilk 24 saat içinde ve 2 yaşından büyük çocuklarda yapılmalıdır.Genel olarak farklı evredeki tipik döküntü tanı koymak için yeterli görülmektedir. Ancak özel durumlarda kesin tanı gerekir ise kanda VZV Ig M testi yapılır.
Döküntüler çok kaşıntılı olarak gerçekleşmektedir. Kaşıntı önlenmez ise döküntü hızlı bir şekilde başka yerlere yayılabildiği gibi ikincil bakteriyel enfeksiyon komplikasyonlarına da neden olabilir. Nadiren de olsa orta kulak iltihabı, zatürre, beyin-beyincik iltihabı gibi komplikasyonları da olmaktadır. Döküntüler oluşmaya başladıktan 4 gün sonra, ateş hala düşmemişse ya da öksürük, uykuya eğilim, sık nefes alma, kulak ağrısı, dengesiz yürüme ve yürürken sendeleme gibi belirtiler olursa mutlaka bir doktora başvurmak gerekir.
Tedavide, genel olarak doktorunuzun tavsiye edeceği ateş düşürücüler ile ateşin düşürülmesi, ağızdan ya da cilde sürülen ilaçlarla kaşıntının önlenmesi sağlanır. Bu dönemde aspirinin kesin olarak kullanılmaması önerilir. Hasta çocuk ile temastan sonraki ilk 72 saat içinde aşılanmamış olanlara aşı yapılırsa, yine koruyucudur.
Su çiçeği geçiren kişilerde devamlı bir bağışıklık durumu ortaya çıkar ve ikinci defa yakalanma ihtimali oldukça azdır. Teşhisi oldukça kolaydır. Alışkın olmayan bir göz çiçeği ile karıştırılabilir.

Bir Cevap Yazın