Romantizm nedir?

Dünya genelinde erkeklerin belki de cevabını en çok aradığı soru olan “romantizm nedir”, insan psikolojisinin karmaşık olması ve her insanın tamamen kendine özgü düşünce yapısı olması sebebiyle gerçek anlamda göreceli bir kavramdır. Romantizmin her insan tarafından farklı yorumlanan bir kavram olduğunu söylemek mümkündür ancak yine de biri Mars’tan diğeri Venüs’ten olan kadın ile erkeklerin bu kavrama bakış açılarının büyük oranda farklı olduğu da aşikardır. Romantizm aslında Avrupa edebiyatında 18. yüzyılın sonlarından itibaren etkili olmuş bir akım olmakta birlikte etkileri felsefeden güzel sanatlara çok geniş bir alanda görülmektedir.

Edebi bir akım olarak romantizm, “kural tanımamayı” benimsemek manasına gelir. En iyi kuralın kuralsız yaşamak olduğunu savunan romantizm akımı, Fransız Devrimi sonrası Avrupa edebiyatında etkili olmuştur. İnsanların düşüncelerinin ve davranışlarının düzeltilmesi için toplum bazında çalışılması gerektiğini düşünen edebi romantikler, toplumun düzeltilmesi halinde bireysel olarak iyileşme sürecinin gerçekleşebileceğini söyler. Ancak olaya felsefi olarak yaklaşıldığında “iyileşme” kavramı da kişiden kişiye göre değiştiğinden, “kime göre iyi, neye göre iyi” şeklinde bir düşüncenin savunulması da söz konusudur. Ülkemizdeki erkek ve kadınların belki de hayatlarının her gününde duyduğu “romantizm” kavramının aslında edebiyatta bu tür etkileri olan bir akım olduğu ise, şüphesiz birçok insan tarafından bilinmemektedir.

Günümüz insanlarının romantizm kavramından anladığı, karşı cinsi etkileyecek hareketlerde bulunma ve karşı cinsten olan insanların hoşuna gidecek hal ve tavırlar içine girmektedir. Erkekler için romantizm sinema filmlerinde, kitaplarda ve televizyon programlarında görülen kurgu hikayelerden ibarettir. Sevdiği kadına küçük sürprizler yapan bir erkeğin hikayesini anlatan bir televizyon dizisi çevresindeki kadınlar tarafından “romantik” bulunduğunda, erkek de otomatik olarak bu tür hareketlerin romantik olduğu sonucuna varır. Hugo’dan Goethe’ye, Schiller’den Dumas’a birçok edebiyatçının etkisinde kalan bir edebiyat akımı, günümüzde karşı cinsi etkileme “taktikleri” olarak algılanır hale gelmiştir.

Resim, heykel ve müzik gibi sanat dallarında da etkili olan romantizm akımı, aslında karşı cinsin beğenisini kazanacak davranışlar ile ilgili değildir. Mum ışığında yenen bir her akşam yemeğinin romantik olması mümkün olmadığı gibi, habersiz yapılan sürprizlerde sevdiğine bir buket çiçek vermek de aslında romantizm ile ilgili değildir. Öznellik, melankolik bir ruh hali, düşsellik, duygusal çıkarımlar ve hayatın kurallarıyla ilgili birçok farklı düşünceyi içinde barındıran romantizm kavramı, modern insan için “ilginç bir şekilde” kadınları etkileme teknikleri haline dönüşmüştür. İnsanların oldukça büyük bir bölümünün kafasında şekillenen romantizm kavramı, çevresindeki reklam ilanlarından ve izlediği film ya da dizilerden edinilmiş bilgilerle oluşmuş suni bir görsellikten ibarettir.

Bir Cevap Yazın