Parmak izi nedir?

Parmak uçlarını örten derinin üzerinde değişik desenler oluşturan ince çizgiler ve kıvrımlar bulunmaktadır. Parmak ucundaki bu çizgiler her insanda hatta ve hatta tek yumurta ikizlerinde bile farklıdır. 19. Asır önemli bilim adamlarından Francis Galton yaşlılık nedeni ile deri ne kadar kırışmış olursa olsun bu çizgilerin yaşam boyunca hiç değişiklik göstermediğini saptamıştır.
Parmak ucu her insanda farklı ve değişmez olduğundan dolayı kimlik saptamada kesin sonuç veren bir yöntemdir. Parmak uçlarının pürüzsüz yüzeyler üzerinde bıraktığı izlere parmak izi adı verilmektedir. Bir suçu araştıran uzmanlar öncelikle parmak izi tespit etmeye çalışırlar. Eğer bulabilirlerse suçlunun kimliğine ilişkin en önemli ipucunu yakalamış sayılmaktadırlar.

ABD’nin Washington şehrindeki Federal soruşturma Bürosu (FBI) çok geniş bir parmak izi koleksiyonuna sahiptir. Burada suçluların yanı sıra orduda ve devlet işlerinde görevli olanların , göçmenlerin ve yabancıların da parmak izleri bulunur. Ayrıca birçok insan belleğini yitirme ya da adının bir başkası tarafından kullanılma tehlikesine karşı kendi isteği ile parmak izini aldırmaktadır. Parmak izinin kullanıldığı başka bir alan da imza atamayan kişilerle ilgili olan alandır. İmza atamayan örneğin okur yazar olmayan bir kişi herhangi bir konuda yazılı onayını belirtmek için parmak basabilmektedir. Resmi kurumların gözetiminde uygulanan bu yöntemle parmak izi yerine geçmektedir.

Bugün dünyanın bir çok ülkesinde suçluların belirlenmesinde parmak izinden yararlanılmaktadır. Parmak izi alınırken izin net bir şekilde görülebilmesi için baskı mürekkebine bastırılan parmak uçları kağıda sıkı bir şekilde bastırılır.

Çinlilerin daha binlerce yıl önce parmak izinin önemini kavradıkları ve bir tür parmak izi sistemi kullandıkları ileri sürülmüştür. Ama bunun doğruluğunu kanıtlayacak veriler henüz bulunmuş değildir.
Günümüzde uygulanmakta olan parmak iziyle kimlik saptama yöntemi yeni sayılır. Edward Henry isminde bir İngiliz yıllar boyunca çalışarak parmak izlerini sınıflandıran bir yöntem geliştirmiş ve kendi içlerinde çeşitli gruplara ayrılan parmak izlerinin dosyalanarak kolay bir biçimde bulunabilmelerini sağlamıştır. İlk olarak 1901 yılında Scotland Yard tarafından benimsenen ve Galton – Henry sitemi olarak bilinen bu yöntem dünyanın bir çok yerinde bazı değişikler ile kullanılmaktadır.
Edward Henry tüm parmak izlerinin kemer, kement, sarmal ve karma biçimli olarak dört ana gruba ayrılabileceğini saptamıştır. Daha sonra her grupta bulunan parmak izlerini alt gruplar içinde yeniden sınıflandırmak suretiyle ve ardından daha da ayrıntılı bir sınıflandırma ile bu grupları kendi içinde binlerce küçük gruba bölmüştür. Böylece herhangi bir parmak izinin birkaç dakika içinde bulunabilmesini sağlamıştır.

Bütün parmak izleri 4 temel gruptan birine girmektedir. Ama parmağın bırakmış olduğu iz diğerinden farklılık göstermektedir. Aynı kişiye ait her parmağın farklı iz bırakmasının sebebi parmak uçlarındaki çizgi özelliklerinin insandan insana olduğu gibi parmaktan parmağa da farklılık göstermesidir.
Parmak ucundaki çizgiler büyüteç ile incelendiği zaman, her çizgide zincir halkası gibi birbirine bitişik küçük deliklerin olduğu görülmektedir. Bu delikler derinin hemen altında olduğu bulunan ter bezlerinden terin dışarıya çıkmış olduğu noktalardır. Bir parmak pürüzsüz bir yüzeye bastırıldığında bu deliklerden çıkan küçük ter zerrecikleri birleşerek parmak izi şeklinde terden bir çizgi meydana getirir. Bu ter izleri genellikle çıplak gözle fark edilemez. Bu güçlüğü yenmek için suç mahallinde parmak izi bulunduğu zaman, izlerin üzerine fırçayla bazı özel pudralar sürülmektedir. Böylece parmak izi görünür hale getirilmektedir. Son zamanlarda lazer yöntemi ile parmak izleri görünür hale getirilmektedir.

Bir Cevap Yazın