Pamuk hastalıkları nelerdir?

1-Yaprak Hastalıkları
Alternaria macrospora; hastalık belirtileri çıkış sonrasında kotiledon yapraklarda görülür.Lezyonlar, genel olarak kahverengi mor alanlar ve küçük yuvarlak lekeler şeklindedir.Cercospora gossipina; erken dönemde yaprakta kırmızı yuvarlak lekeler şeklinde görülür. Ascochyta gossypi; toprak kökenli olan etmen kotiledon yapraklarda açık kahverengi lekeler şeklinde görülür, lekeler zamanla gövdeye doğru yayılma gösterir.
Yaprak hastalıkları ile mücadele yöntemleri birbiriyle benzerlik gösterirler. Bitki artıkları mutlaka alandan uzaklaştırılmalıdır.
pamuk hastalıkları
2-Fide Kök Çürüklüğü Hastalığı
Rhizoctonia solani, Verticillium spp. Fusariumspp. Macrophomina spp. Hastalığa neden olmaktadır. Hastalık etmenleri kışı toprakta ve bitki artıklarında geçirirler. Fidelerin toprak yüzeyine çıkmadan veya çıktıktan sonra ölümüne yol açarlar. Hastalık belirtisi olarak köklerde, kabuk dokusunda renk değişimi, yumuşama ve çürümeler, kök boğazında kahverengileşme ve incelme sonucu bitkide devrilme, toprak seviyesinin biraz altında kırmızı kahverengi içe çökük lekeler görülür. Yağışlarla birlikte hastalık ilerler ve netice olarak bitki ölür.

Hastalığa engel olmak için pamuk ekimi erken yapılmamalı, toprak kuru tutulmalı ve derin ekimden kaçınılmalıdır. Kimyasal ilaçlamayla da hastalı ile mücadele edilebilir.

3-Verticillium solgunluğu
Belirtiler alt yapraklardan başlayarak üst yapraklara ilerleyen solma ve pörsüme şeklindedir. Daha sonra damar araları sararır, kurur, esmerleşir ve yapraklar dökülür. Hastalık erken başlamış, ekim geç yapılmışsa hasta bitkilerin boylarında kısalma görülür, koza sayısı azalır ve oluşan kozalar küçük kalır. Etmen genel olarak kışı toprakta sklerot olarak geçirir. Kılcal köklerden bitkiye girer ve tohuma kadar ilerler. Hastalığı önlemek için ekim nöbeti uygulanmalı,dayanıklı çeşitler ekilmelidir. Hastalıklı bitki artıkları yok edilmelidir. Dengeli gübreleme ve sulama yapılmalıdır. Yabancı otlarla mücadele edilmelidir. Etmene karşı etkili bir kimyasal yoktur.

4-Siyah Kök Çürüklüğü
Hastalıklı bitkilerin hipokotilleri ve kökleri siyahlaşır ve sonrasında çürür. Yapraklar küçülür. İnfekteli bitkiler topraktan kolaylıkla sökülür.Kök ile sapın birleştiği noktada hastalıklı doku silindir şeklinde siyah ve şişkin olarak kendisini gösterir. Etmen pamuk yetiştiriciliğinde olgunlaşmayı önler ve verimi büyük ölçüde düşürür. Hastalıkla mücadele etmek için hastalığın konukçusu olan yabancı otlarla mücadele edilmeli ve ekim nöbeti uygulanmalıdır.

5-Koza Hastalıkları
Koza hastalıkları pamuk yetiştiriciliği yapılan bütün alanlarda ekonomik zarara neden olmaktadır. Kayıplar yüksek nemli koşullarda çok daha fazladır.Fusarium Koza Hastalığı; İlk olarak koza ve çenetlerde nekrotik lezyonlar görülmeye başlar. Kozada kararmalara yol açar. Xanthomonas Koza Hastalığı; Patojen koza üzerinde küçük yuvarlak, koyu yeşil ve yağlı lekelere neden olur. Lekeler birleşir ve bütün kozayı kaplar.

Hastalık genel olarak kültürel yöntemlerle önlenmeye çalışılır. Bitkiye daha fazla güneş ışığı sağlamak ve nemi azaltmak mücadele için çok önemlidir. En önemli yöntem temiz ve kaliteli tohum kullanmaktır.

6-Köşeli Yaprak Leke Hastalığı
Hastalık bitkinin koza,yaprak ve taraklarında koyu yeşil ve kahverengi lekeler şeklinde görülür.İlk lekeler bitkinin kotiledon yapraklarında görülmekte olup açık yeşil yuvarlak yağ lekesi gibidirler. Lekeler zamanla kuruyarak kabuk şeklini alır. Lekeler uygun koşullarda gerçek yapraklara, sapa ve kozalara geçer. Hastalığın ileri aşamalarında genç sürgün ve dallarda uzunlamasına dar lekeler görülür ve bu lekeler zamanla kararır ve dallarda kırılmalara neden olur.
Hastalık tohumla taşındığından dolayı mutlaka temiz tohumluk kullanılmalıdır. Hasat sonrası bitki artıkları kesinlikle tarladan toplanmalıdır.Tarla drenajı iyi olmalı ve aşırı sulamadan kaçınılmalıdır. Ekim nöbeti uygulanmalıdır. Kimyasal mücadele de mümkündür.

7-Pamukta Tahta Kuruları
Erginin boyu 5 mm kadardır. Elipsoit bir şekli vardır. Genel olarak yeşil renktedir. Vücut ve bacaklar üzerinde koyu lekeler bulunmaktadır.
Yumurtaları 1.0 – 1.5 mm boyunda ve 0.4 mm eninde , şişe şeklinde beyaz krem renkte, ucu düz ve kenarları dudak gibi kıvrıktır. Bitki dokusuna gömüldüğünden yumurtanın tamamı görülmez. Kışı genel olarak ergin olarak geçirirler. Kışın yabani bitkilerde, ilkbaharda hem yabani ve hem de kültür bitkilerinde bulunurlar. Pamuğa da buralardan geçerler. Pamuğun çıkışından itibaren görülebilirler. Pamuğun koza oluşturma döneminden olgunlaşmaya kadar artış gösterebilirler. Pamuk gelişme mevsiminin sonuna doğru daha taze olan kültür ve yabani bitkilere geçerler. Yüksek orantılı nemi ve sıcağı severler. Bitkinin yaprak ve taze filizlerinde bulunmakla birlikte generatif organlarda daha fazla bulunurlar.

Pamuk bitkisinin tüm organlarında beslenirler. Emilen yer salgılanan toksik maddeden dolayı ölür. Pamuk zararlıya karşı çekici olmayacak şekilde yetiştirilmelidir. Bunun için aşırı azotlu gübre kullanılmamalıdır. Aşırı sulama yapılmamalıdır. Kimyasal ilaçlama ile zararlı ile mücadele edilebilmektedir.

Bir Cevap Yazın