Özel yaşamın gizliliği hakkı nedir?

Kişi dokunulmazlığının bir devamı olarak nitelendirilebilecek önemli haklardan biri özle yaşamın gizliliği hakkıdır. Öze yaşam kişinin yalnızca kendisine ait olan başkaları ile paylaşmaktan sakındığı hayat alanıdır. Başkaları tarafından bilinmesi, görüntülenmesi veyahut görülmesi istenmeyen bu alan herkese kapalı olan bir yaşam alanıdır.
bbb
Haberleşme özgürlüğü de kişinin temel hakları arasında bulunmaktadır. Kişi bu hakkını kullanırken gizlilik içinde kullanma hakkına sahiptir. Bu hakkı kimsenin engellemeye hakkı bulunmamaktadır. Yasal bir dayanağı olmadığı sürece hiç kimse bir kimsenin telefon konuşmalarını dinleme, mektuplarını açma ve okuma, e-postalarını okuma ve açıklama hakkına sahip bulunmamaktadır. Modern hukukta özel yaşamın gizliliği hakkı; konut dokunulmazlığı, haberleşmenin gizliliği ve özle eşyaların gizliliği başlıkları ile incelenirken bu konuda İslam’da çok daha detaylı bir şekilde ele alınmaktadır. İslam’ın ortaya koymuş olduğu bazı prensipler vardır ki insanlar bu prensipleri uydukları takdirde özle hayatın gizliliği kendiliğinden korunmuş olur. Başka bir ifade ile insanların özel hayatını ihlal etme yolu kapanmış olacaktır.

İslam dini, özel hayatın gizliliğini korumaya yönelik önlemler almıştır. Bir kişinin ayıplarını araştırmak özel yaşamın gizliliğine müdahale etmek demektir. Allah Kur’an-ı kerim’de “birbirinizin suçlarını ve ayıplarını araştırmayınız” diye buyurmaktadır. Birinin para miktarını, aile hayatındaki yeme içme tarzlarını, hatıra defterini, günlüğünü, eşi ile olan konuşmalarını araştırmak özel hayatın gizliliğine müdahale olarak değerlendirilmektedir. Bununla birlikte bir kimseni gizli kaydı ile diğerine vermiş olduğu bir eşya veya söylemiş olduğu bir söz de gizlidir. Açıklanmaması gerekir. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed “ Müslümanlara eziyet etmeyiniz ve onların gizli taraflarını araştırmayınız” diye buyurmuştur.

Bir kimse hakkında yanında konuşulamayacak hususları arkasından konuşmak özle yaşamın gizliliğine müdahale etmektir. İslam dini bir kimse hakkında onun hoşlanmayacağı hususları hazır bulunmadığı bir ortamda konuşmayı özel yaşamın gizliliğine müdahale olarak kabul etmektedir. Konuşulan özellikler kişide varsa gıybet, yok ise iftira olarak kabul görmektedir. Laf götürüp getirme de özel yaşamın gizliğine bir müdahale olarak görülmektedir. Duyulan veya dinlenen bir sözü fesatlık veya kötülük amacı ile başkalarına aktarmak yahut onu yaymak özel yaşamın müdahaleye uğradığı başka bir durumdur. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed bu konuda şöyle demektedir: “Ara bozmak için laf getirip götürten kimse cennete giremez.”

Başkalarının evine izin almadan girmek özel yaşamın gizliliğine müdahaledir. Özle yaşamın gizliliği evlere izin almadan veya haber vermeden girilerek de ihlal edilebilir. Bu konuda Allah “ Ey iman edenler evlerinizden başka evlere izin almadan seslenip selam vermeden girmeyiniz. Eğer düşünürseniz bu şekilde hareket etmenin sizin için hayırlı olduğunu göreceksiniz. Şayet evde kimseyi bulamaz iseniz yine de size izin verilmedikçe içeriye girmeyin. Size dönün denirse dönün.” buyurur. Kendi evimize girerken bile geldiğimizi usulüne uygun olarak haber vererek girmemiz, habersizce girmekten daha uygundur.
Verilmiş olan bir sırrı açıklamak İslam dinine göre özle yaşamın gizliliğine müdahaledir. Özle yaşamın gizliliğini korumakta olan prensiplerden biri de sır saklamaktır. Bu prensibe uyan bir kimse bir başkasının özel hayatı ile ilgili gizli bilgileri kimseye söylemez. Bunun neticesi olarak da başkalarının gizli durumları ortaya çıkmamış olur.

Özel hayatın gizliliği hususunda herkes yabancı sayılır. Hatta “anne” bile odasına izinle girilecek bir yabancı gibi kabul edilmelidir. Kişinin özle hayatı kendi istediği müddetçe özel kalabilir. Bu gizliliğe müdahale eden herkes yabancı kabul edilir.
Ayrıca Kur’an-ı Kerim’de küçük çocuklarımızın sabah kalkarken, akşam yatarken, odamıza girerken izin istemeleri gerektiği açıkça belirtilmiştir.

Bir Cevap Yazın