Horlamanın nedeni nedir?
Horlama, herkeste görülebilen normal bir durumdur. Yapılan tespitlere göre, özellikle yetişkin insanların yaklaşık olarak %20 ile %25’inde horlama görülmektedir. Toplumda daha çok, erkeklerde ve şişman kişilerde daha sık olmaktadır. Bu durum her insanda görülebilir, eğer herhangi bir önlem alınmazsa zamanla şiddeti artarak gecede en az 500-600 kadar nefes alamama durumundan dolayı çok havasız kalanlar (bu da beyin hücrelerine zarar vermektedir), gece birden korkuyla uyananlar olabilmektedir. Horlama hadisesinin oluşumu, üst solunum yolundaki yumuşak dokular, yani yumuşak damak, bademcikler ve küçük dil olarak uyku durumunda iken gevşerler. Bunun sonucu olarak da, nefes alma yolunda kısmi bir daralma meydana gelmekle birlikte horlama sesi bu dokuların titreşimiyle bu ses ortaya çıkmaktadır. Hava yollarında ki daralmanın şiddetine büyüklüğüne göre horlamada ortaya çıkan sesin yüksekliği de değişmektedir. Ailede horlama durumu ilk başta bazı kişilerce önemsiz ve basit bir durum kabul edilebilmektedir. Fakat bazen bütün bir ev halkını huzursuz ve rahatsız edebilecek bir seviyeye gelebilmektedir. Horlama yeterli oksijen alamamasından dolayı bu kişinin uyku düzenini olumsuz olarak etkilemektedir. Yani çok uyuduğu halde vücudunun dinlenememesi ve gündüz devamlı olarak uykulu bir halde olması, konsantrasyon bozukluğu, halsizlik gibi durumlar ortaya çıkabilmektedir. Bu durumun yıllarca devam edip bir tedavi uygulanmadığı zaman çoğu insanda kalp hastalığı, beyin problemleri, şeker hastalığına, tansiyon yüksekliği ve felç gibi hayati tehlikesi olan ciddi hastalıklara yol açabilmektedir. Hatta kazaların büyük kısmı da bundan kaynaklandığı düşünülmektedir.
Horlama, tıpta bu horlama hastalığına, obstrüktif uyku apnesi ismi verilen ve uykuda solunumun da oluşan nefes alış-verişlerin zaman zaman durması ile kendini gösteren bazı hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olabilecek ciddi bir hastalığın belirtisi olabilir. Bu gibi insanların yaklaşık olarak üçte biri kadar bu ciddi problemin yapılan araştırmalar neticesinde varolduğu bilinmektedir. Horlamanın teşhis ve tedavisi ancak bir uyku laboratuarında gerekli incelemelerin ve tetkiklerin yapılması sonucu ile mümkündür. Bu rahatsızlık çok ilerlemişse bile tedavisi mümkündür fakat biraz zahmetli ve sıkıntılı olmaktadır.
Yapılan araştırmalara göre bu hastalığın en büyük problemi olarak kilo fazlalığı gösterilmektedir. Hatta kilolu kişilerin zayıflamaya giderek bu rahatsızlıklarının ya azaldığı veya ortadan kalktığı görülmüştür. Bu oran yüzde seksen civarındadır. Kilo verme ile birlikte bu rahatsızlığın tedavisinde kullanılan birçok yöntem uygulanmıştır. Bu yöntemler özel şekilli ortopedik yastıklar, ağız veya buruna yerleştirilen nefes almayı kolaylaştıran bazı cihazların kullanılması, uyku hapları alınması, sakinleştirici ilaçlar ve alkol ve sarhoş edici içkilerin kullanımından kaçınılması gibi yöntemler horlamanın kontrolünde veya tedavi edilmesinde yararlı olabilmektedir. Bu yöntemlere ek olarak da, günümüzde yapılan ameliyatla yüzde doksana yakın horlamayı ortadan kaldıran bir yöntem geliştirilmiştir. Bu tedavi yönteminde Laser uvulo-palatoplasti (LAUP) adı verilen bir cerrahi müdahale ile ağız içindeki yumuşak damaktaki dokular yeniden şekillendirilerek ve horlamayı önlemek mümkün olmaktadır.