Alternatif (yardımcı) tedavi yöntemleri nelerdir?

Günümüzde, bir yandan tıp fakültelerinde birer uzmanlık dalı olarak benimsenmiş bu tedavi yöntemleri geliştirilirken bir yandan da yeni arayışların ürünü olan alternatif ya da yardımcı tedavi yöntemleri giderek yaygınlaşıyor. Bunların başında akupunktur, kiropraksi, osteopati, homeopati ve aroma tedavisi gelmektedir. Bugün bir çok ülkede akapunkturu yardımcı bir tedavi yöntemi olarak uygulamakta olan uzmanların sayısı oldukça çoktur. Daha çok romatizma, sırt ve bel ağrısı gibi rahatsızlıkların giderilmesinde başvurulan kiropraksi ise özel bir masaj tedavisidir.
nocanvas_devlet-tamamlayici-ve-alternatif-tibbi-resmen-tanidi-9i6_e-1
ABD’li doktor Andrew Still’in buluşu olan osteopati de, gerek hastalık sebeplerine yaklaşımı, gerek uygulama açısından kiropraksiye çok benzemektedir. Still’e göre hemen hemen bütün hastalıkların ana sebebi vücuttaki kemiklerin yerinden oynuyor olması idi. Böylece kemikler çevredeki dokulara basınç yapıyor ve o bölgedeki organlara yeterince kan gitmesini engelliyordu. İnsan vücudu uyumlu ve eşgüdümlü bir bütün halinde çalıştığına göre , küçük bir yardımla kemikler yerine yerleştirildiğinde hastalık ile kolayca başa çıkabilirdi.

Başlangıçta kuşku ile karşılanan osteopati günümüzde daha çok ABD de ve bazı Avrupa ülkelerinde alternatif değilse bile yardımcı bir tedavi yöntemi olarak uzmanlarca kabul görmektedir. Aslında bu yöntemi uygulayanlarda osteopatinin ağır mikrobik hastalıkları ya da kanseri gerçekten iyileştirebileceğini öne sürerek diğer tedavi yöntemlerine alternatif olarak görmezler. Günümüzde özel olarak eğitilmiş diplomalı uzmanların uygulamış oldukları osteopati , boyun tutulması, disk kayması, eklem rahatsızlıkları, omuzda kireçlenme gibi daha çok yapısal rahatsızlıklarda asıl tedavinin tamamlayıcı bir parçası olarak düşünülmektedir. 15-45 dakika kadar süren osteopati seansında uzman bir yatağa uzanmış ya da özel bir iskemleye oturmuş olan hastayı parmakları ile yoklayarak vücudun gerilmiş olan bölgelerini araştırır. Daha sonra da bu bölgeleri elleri ile ve bazende oldukça sert bir şekilde yoğurarak, çekip iterek ve bastırarak kemikleri normal konumlarına getirmeye çalışır. Çok şiddetli sırt ağrısından yakınan hastaların bazen tek bir seansta oldukça rahatladıkları görülmektedir. Ama tedavi genellikle birkaç seans sürer ve uzmanlar hastalarına nasıl oturup kalkmaları ya da hangi hareketlerden kaçınmaları gerektiğini anlatırlar.

Alman doktor Samuel Hahnemann’ın ortaya attığı homeopati kavramı benzerin benzerleri ile tedavisi olarak özetlenebilmektedir. Hahnemann 18. asrın sonlarında hastalık belirtilerini yok etmek için kullanılan birçok ilacın yaradan çok zarar verdiği görüşünü ortaya atmıştır. Ona göre hastalık belirtileri vücudun hastalığa karşı savaşta başarılı olduğunu gösteren iyi işaretlerdi. Bu sebepten dolayı belirtileri bastırmaya çalışmaktansa hastalıkla aynı etkileri yaratan maddeleri kullanarak vücudun doğal iyileşme sürecine yardımcı olmak ve bu yol ile yenmek gerekiyordu. Bu amaç ile sağlıklı kişilere yüksek dozda verildiği zaman ateş, kusma ya da ishal gibi hastalık belirtilerine sebep olan doğal maddelerin çok küçük dozlar halinde hastalara verilmesini önermiştir.

Günümüzde homeopatik ilaçların bir çoğu şifalı otlardan , altın gibi bazı metallerden , hatta doğrudan doğruya hastanın kendi tükürüğünden hazırlanır. Kullanılan madde su, alkol ya da başka bir çözücü sıvı ile karıştırılarak çalkalandıktan sonra bu karışımdan çok az bir miktar alınıp üzerine bolca su katılır. Böylece giderek daha çok sulandırılır ve etkisi iyice azaltılır.

Alternatif tıbbın son yıllarda giderek yaygınlaşan yöntemlerinden biri olan aroma tedavisi ise kokulu otlardan özütlenen uçucu yağlar ile vücudu ovmaya ya da buharlarını solumaya dayanır. Kuşkusuz bu gerçek bir tedavi yöntemi değildir. Ama bedensel ve ruhsal gerginliği hafifleterek insanı rahatlattığı sürece yararlı sayılabilir.

Bir Cevap Yazın