Konservatuar nedir?

Konservatuar Almanca, Fransızca, İngilizce ve İtalyanca gibi dillerde de kullanılan ve genel olarak müzik eğitiminin yapıldığı yer anlamında kullanılan bir kelimedir. Kelimenin İtalyanca kökü ise, “çalışma evi” manasına gelmektedir. Konservatuar kelimesi genel olarak Avrupa dillerinde benzer şekillerde kullanılır çünkü konservatuar kavramının ortaya çıkışı doğrudan Rönesans ile ilgilidir. Orta Çağ’ın karanlığından çıkma çabası içinde olan Avrupa toplumlarında Rönesans ile birlikte hemen hemen her alanda yenilikler yaşanmıştır ki bu yenilikler müzik alanını da doğrudan etkilemiştir. Rönesans döneminde Avrupa’nın birçok yerinde hastaneler ve huzurevleri bünyesinde “kiliseye bağlı olarak” çalışan yetimler koroların kurulması ile ilk konservatuarlar kurulmuştur.

Yetim okullarındaki küçük çocukların koro öncesinde müzikal bir eğitim almasını sağlayan ilk oluşumlar zaman içinde gelişmiş ve konservatuar halini almıştır. Orta Çağ’dan itibaren kilise korolarında müzik eğitimi çalışmaları yapılmasına rağmen gerçek anlamda ilk konservatuarların 1795 yılında Paris’te kurulduğu söylenebilir. Paris belediyesinde bando şefi olan Bernard Sarratte tarafından kurulan bu müzik okulu, günümüzde eğitim veren konservatuarların atası olarak kabul edilmektedir.

Paris’te Bernard Sarratte tarafından açılan ilk müzik okulunun adı her ne kadar ilk başlarda “enstitü” olarak geçse de, daha sonra okulun adı İtalyanca olarak yazılmış ve böylece okul “konservatuar” adını almıştır. Müzik okulunun adı 1795 yılında kurulduğunda “Institut National de Musique” iken, daha sonra okulun adı İtalyanca olarak yazılmış ve “Conservatoire de Musique” haline gelmiştir. Böylece gerçek anlamda “konservatuar” ismi ile eğitim veren bir müzik okulu kurulmuştur. 19. yüzyıldan itibaren Fransa genelinde birçok konservatuar açıldı ve sonraki yıllarda birçok devlette bu eğitim modelini örnek aldı. 19. yüzyıl Fransa’sındaki konservatuarları örnek alan ABD ve Avrupa devletleri de ülkelerinde müzikal eğitim veren konservatuarlar açmaya başladı.

1807 yılında kurulan Milano Konservatuarı’nın ardından Prag ve Viyana gibi Avrupa merkezlerinde de konservatuarlar açıldı. ABD Avrupa’da hızla yaygın hale gelen konservatuarları inceledikten sonra önce Boston’da, daha sonrasında da New York’ta konservatuarlar açtı. Böylece dünya genelinde müzik eğitiminin verildiği konservatuarların sayısı artış göstererek eğitim kalitesi üzerinde çalışmalara başlandı. Konservatuarların sayısı arttıkça iyi okullar fark yaratmak için daha da kaliteli eğitim verme gayreti içine girince müzik eğitiminin de içeriği hızlı bir şekilde genişledi ve günümüzün eğitim modeli şekillenmeye başladı. Türkiye coğrafyasında ilk konservatuar, Osmanlı Devleti’nin başkenti olan İstanbul’da “Darülelhan” adıyla 1913 yılında kurulmuştur.

Bir Cevap Yazın