Kavimler Göçü’nün önemi ve sonuçları nelerdir?

Asya Hunları, M.S. II. yüzyıl başlarında parçalanmış halde varlıklarını sürdürüyorlardı. MS 155 yılına doğru Moğol soyundan olan Sienpiler Hunların büyük bir bölümünü batıya sürerek yurtlarından çıkarmışlardır. Daha sonra Hunlar özellikle iklimin değişmesinden batıya yönelmişlerdir. Avrupa Hunlarını kurmuşlardır.
kk
IV. yüzyılın ortalarında Hunlar, Alan ülkesini ele geçirdikten sonra Volga kıyılarında görülmüşlerdir. O tarihlerde burası, bir Germen kavmi olan Gotların hakimiyetinde bulunuyordu. Don ve Dinyeper nehirleri arasında Ostrogotlar (Doğu Got’ları), batısında ise Vizigotlar (Batı Got’ları) bulunuyordu. Daha batıda Transilvanya ve Galiçya’da da Gepideler, günümüzde Macaristan sınırları içindeki Tisza ırmağı dolaylarında iseVandallar bulunmaktaydı. Hunların lideri Balamir idaresinde, ilk saldırı 374 yılında Ostrogotlara yapılmış ve onlar bu saldırı neticesinde yıkılmışlardır. Hun orduları 375 yılında Dinyeper kıyılarında Vizigotlara büyük bir darbe vurmuşlardır. Vizigot Kralı Atanarik, kalabalık Vizigot kitleleriyle batıya doğru kaçmıştır. İspanya’ya kadar uzanmak suretiyle Hunlar Avrupa’nın etnik çehresini değiştirecek olan tarihi “Kavimler Göçü’nü” başlatmış oldular.

Hunlar; Gotlardan, Alanlardan ve Germen Taifallardan meydana getirdikleri yardımcı kuvvetlerle takviyeli kuvvetlerle ilk defa 378 baharında Tuna’yı geçmişler ve Romalılardan hiçbir karşılık görmeden, Trakya dolaylarına kadar ilerlemişlerdir. Bununla beraber, Roma İmparatorluğu’nun topraklarında görülen bu kuvvetlerin sadece keşif için gönderilen öncü birlikler olduğu, daha sonraki tarihlerde bugünkü Macaristan ovalarına kadar akınlar düzenlenmesinden anlaşılmaktadır.

Hunlar, 395 yılında iki cepheden harekete geçmişler. Romalıları olduğu kadar Sasani İmparatorluğu’nu da telaşa düşüren bu hareket Hun kuvvetleri, Erzurum bölgesinden itibaren Karasu ve Fırat vadilerini takip ederek Melitene (Malatya) ve Kilikia (Çukurova)’ya kadar ilerlemişlerdir. Hunlar daha sonra kuzeye doğru ilerleyerek Orta Anadolu’ya ulaşmışlar. Oradan Azerbaycan – Bakü yolu ile kuzeydeki merkezlerine geri dönmüşler. Bu, Türklerin Anadolu’da ilk görünüşleridir.

Hun baskısı, Balamir’in ölümünden sonra tahta geçen, Balamir’in oğlu ya da torunu olduğu tahmin edilen Uldız komutasında, 400 yılına doğru batıda devam etmiştir. Uldız’ın Tuna’da görülmesi ile Kavimler Göçü’nün ikinci büyük dalgası başlamış olup, Hasding Vandalları, 401 yılında Batı Roma eyaletlerine girerken Hunlardan kaçan Vizigotlar da İtalya’da hareket emişlerdir. Avrupa’nın çehresi bu akınlar neticesinde allak bullak olmuştur.

Kavimler Göçü’nün bitiş tarihi hakkında yapılan tahminlerden en kabul göreni Batı Roma İmparatorluğu’nun resmi yıkılış tarihi olan 476 yılıdır.

Kavimler Göçü’nün önemi ve sonuçları bu maddeler altında açıklayabilmek mümkündür:
1- Hun saldırılarından korkup kaçan barbar kavimler Roma’da karışıklıkların ve iç isyanların çıkmasına neden olmuşlardır. İmparatorluk Theodosius’un ölümünden sonra oğulları Arcadius ve Honorius tarafından paylaşılmıştır. Böylelikle, 375 yılında Roma İmparatorluğu , batısını Honorius, doğusunu Arcadius yönetecek şekilde ikiye ayrılmıştır.

2- Kavimler Göçü’ne neden olan Hunlar, Orta Avrupa’da bugünkü Macaristan topraklarını merkez alan Avrupa Hun Devleti’ni kurmuşlardır.

3- Hunlardan kaçarak batıya doğru hareket eden kavimler, Roma’yı talan ederek ülkede büyük tahribata yol açmışlardır. 5. yüzyılın ikinci yarısından sonra Batı Roma İmparatorluğu büyük güç kaybederek aşiret krallıklarına bölünmüştür. 476 yılında Roma İmparatorluğu resmen sona ermiştir.
3- Avrupa’da uzun yıllar boyunca hüküm sürmüş olan Roma İmparatorluğu’nun bölünmesi ve daha sonra Batı Roma’nın yıkılması, Avrupa’daki siyasi dengelerin bozulmasına sebep olmuştur. Kavimler Göçü neticesinde Avrupa’ya gelen kavimler Ortaçağ Avrupası’na damgasını vurmuş, “barbar krallıklar” olarak nitelendirilen küçük krallıklar kurmuşlardır.

4- Avrupa’daki otorite boşluğundan faydalanmış olan kilise ve Papalık, bütün Ortaçağ boyunca siyasal gücü elinde tutmuştur.

5- Avrupa’daki merkezi krallıkların zayıflamasından dolayı derebeylik (feodalite) rejimi ortaya çıkmıştır. Feodalitenin oluşmasında göç ve istiladan kaçanların sığınacak bir yer aramaları, bunun neticesi olarak da asillerin topraklarına ve şatolarına yerleşmeleri etkili olmuştur.

6- Avrupa yaklaşık 100 yıl kadar süren bir karışıklık ortamı yaşamıştır.

7- Avrupa’nın bugünkü etnik oluşumu, Hunların başlattığı Kavimler Göçü ile gerçekleşmiştir.

8- Katolik kilisesi, misyonerler aracılığı ile , Batı Roma İmparatorluğu toprakları üzerinde kurulmuş olan krallıkları Hıristiyanlaştırarak dinlerini yayma imkanı bulmuşlardır.

9- Kavimler göçü yaratmış olduğu etkiden dolayı tarihçiler tarafından İlk Çağın sonu Orta Çağın başlangıcı olarak kabul edilmiştir.

10- Hunların gelmesi ile Avrupa’da atlı birlikler önem kazanmış, süvarilerin silah ve kıyafetlerinde Hunlardan esinlenilmiştir. Hunlar Avrupa’da değişimin öncüsü olmuş ve askeri konularda örnek alınmışlardır.

Bir Cevap Yazın