Erguvan ağacı nasıl yetiştirilir?

Latince adı Cercis siliquastrum olan erguvan ağacı, baklagiller familyasından bir ağaç türü olup, 10 metreye kadar boylanabilen, tek gövdeli, yaprak döken ve çalı görünümüne sahip bir ağaççıktır.Yapraklar karşılıklı, basit, dairemsi olup 7-12 cm boyutundadır. Yapraklar tazeyken bronz, pembemsi bir renge sahiptir. Fazla bakım gerektiren bir ağaç değildir.
erguvan
Dip kısmı kalp şeklinde, uç tarafı yuvarlak, kenarlar ise tamdır. Gençken kırmızımsı-mor daha sonra mavi-yeşile döner. Yüzeyi dalgalı düşmeden önce ise tamamen sarıdır. Çiçekler 1,5-2 cm uzunluğunda kırmızı-mor 3-6 tanesi bir arada bulunur. Meyve fasulye biçiminde olup, 7-10 cm uzunluğa sahiptir. Erguvan ağacının bir diğer önemli özelliği toprağa azot bağlamasıdır.

Anavatanı Güney Avrupa ve Batı Asya olan ağaç ülkemizde Ege ve Marmara Bölgesi’nde daha çok görülmektedir. Tohum ve çelikle üretilen bir ağaç türüdür. Tohumlarda kabuk sertliğinden kaynaklanan çimlenme engeli bulunmaktadır. Tohumlar 2-3 dakika kadar sıcak su ve 24 saat ise ılık suda bırakıldıktan sonra ilkbahar mevsiminde ekilir. Çelikle üretim ise genel olarak Temmuz ve Ağustos aylarında yarı odunsu çeliklerle yapılmaktadır.
Yaprak döken orta büyüklükte ve güzel çiçekler açan bir ağaç türüdür. Kökleri ile havanın serbest azotunu bağlar. Kendisi ve yakınındaki diğer bitkiler bu azotu kullanır. Erguvanın ortalama boy ve çapı (çevresi) 10-12 m’ ye kadar boylanabilir. Gençken gri renkli gövdesi olan ağacın yaşlandıkça gövdesi koyu kahverengiye dönmektedir.

Ağacın sürgünleri kalın zikzak yapmakta olup kırmızı-kahve renklidir. Üzerinde gözle görülebilen çok sayıda yuvarlak lentisel bulunmaktadır. Meyvesi tek karpelden meydana gelmektedir. Olgunlaştığı zaman damar-sırt hattı ile karın hattından açılan kuru meyve tipidir. 9-10 cm uzunluğunda 2,5cm genişliğinde kızılımsı kahve renklidir. Saçak kök tipine sahip bir ağaçtır.Ilıman iklim bitkisi olan erguvan -10°C ye dayanmaktadır. Tam güneş ve hafif gölge sevmektedir.

Erguvan ağacı hafif ve ,süzek, kumlu tınlı toprakları seven bir ağaçtır. Ancak ağır topraklar dışında her çeşit toprakta kolaylıkla yetişir.
Su ihtiyacı oldukça az olup kuraklığa dayanıklıdır.
Ağacın taze çiçekleri ve yaprakları yenilebilmektedir. Kerestesi çok güzel cila kabul etmektedir. Bundan dolayı mobilya sanayisinde kaplama tahtası olarak kullanılmaktadır.

Türkiye’de kıyılarda, vadilerde,yamaçlarda ve ormanların koruma alanlarında yetişmektedir.

Erguvan ağacı yaprak açmadan önce Nisan ayının sonuyla Mayıs ayının başında birkaç haftalığına baharın müjdecisi kabul edilen morumsu pembe renkte çiçekler açmaktadır. Uzunca saplı 3-8 çiçekli salkım şeklindedir.Yaşlı gövdesi bile çiçek açmaktadır. Çiçekler hermafrodittir. Bazı Hıristiyan inanışlarına göre İsa’ya ihanet etmiş olan havarisi Yahuda kendini bu ağaca asmıştır. Efsaneye göre bu olaydan sonra önceleri beyaz olan erguvan çiçekleri utançtan veya kandan dolayı kırmızıya dönmüştür.

Yazın sap bölümünden girintili yuvarlak yaprakları olur. Sonbaharda fasulye benzeri tohumlar bırakmaktadır. Erguvan çiçeği havaların güzel gitmesi halinde bazen sonbaharda da açmaktadır.
Erguvan ağacı İstanbul’u, bilhassa İstanbul boğazını bahar mevsiminde kendine has mor rengine büründürmektedir. Bizans ve Hristiyanlığın önemli simgesidir. Erguvan moru Bizans hükümdarlarının kıyafetlerinde sıkça kullanılan bir renktir. Doğal yollarla üretilen en zor renk olduğundan dolayı bir zenginlik ve güç belirtisi olarak akbul edilmiştir. Örneğin imparator dışında hiç kimse mor pelerin takamazdı.

Erguvan ağacı yüzyıllar boyunca Bursa’nın da simgesi olmuştur. Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezit’in damadı Emir Sultan’ın her yıl erguvan açma mevsiminde Bursa’da müritleriyle buluşmasından dolayı 14. yüzyıldan itibaren düzenlemeye başlanan erguvan şenlikleri, şehrin ekonomisine ciddi manada olumlu etkide bulunmuştur. 19. yüzyıla kadar gelenek olarak devam etmiştir.

Bir Cevap Yazın