Altın nasıl oluşur?

Altının Periyodik Cetvel’de “Au” olan simgesi, Latince “Parlayan” anlamına gelen “Aurum” kelimesinden gelmektedir. Doğal rengi parlak sarı olan ve son derece yumuşak bir fiziksel yapıya sahip olan Altın, bilinen insanlık tarihinin ilk dönemlerinden beri insanoğlunun en çok rağbet ettiği elementtir. Altın günümüzde de dünya genelinde en değerli maddelerin ilk sırasında gelen, kendine has sarı rengi ile parlak bir yüzeye sahip olan, asitlere karşı büyük oranda dayanıklılığı bulunan ve diğer elementlere göre çok kararlı bir yapısı olan bir maddedir. Doğal çevrede serbest halde bulunabilmesi nedeniyle insanların günümüzde dahi altın arayışını sürdürmesi, dünya nüfusunun büyük bir bölümünün bu elementi hala etkili bir ticaret ve yatırım aracı olarak görmesine neden olmuştur.

Çoğu insan altının doğada tıpkı petrol gibi belirli şartlar ve uygun çevre sağlanması durumda uzun sürede oluştuğu düşünse de, aslında bir element olan altın dünyanın gençlik döneminden beri saf halde bulunmaktadır. Bilinen insanlık tarihinin en eski dönemlerinden beri gerek ticaret gerek yatırım gerekse de ziynet eşyası olarak çok yaygın bir biçimde tercih edilen altın, yumuşak yapısı sayesinde çok kolay işlenebilen bir cevher olduğu için de yoğun talep görmüştür. İlk çağlardan günümüze uzanan macerasında değerini hiçbir zaman kaybetmeyen altın, saflık derecesi arttıkça yumuşaklık özelliği de doğru orantılı olarak artan bir maddedir.

Altının bu kadar yoğun bir biçimde tercih edilmesindeki en büyük nedenlerden biri de, bu elementin son derece kararlı bir kimyasal yapıya sahip olmasıdır. Kararlı yapısı sayesinde havadan ve sudan “kesinlikle” etkilenmeyen altın, bu nedenle hiçbir zaman paslanmaz. Diğer metallerle kıyaslandığında altının paslanmaya karşı üstün bir korumaya sahip olması, ilk çağlardan beri insanoğlunun bu madeni en değerli eşya olarak görmesine neden olmuştur. Ayrıca saf altının yumuşak yapısı bu metalin çok kolay dövülmesini ve arzu edilen her şekle getirilebilmesini sağladığından, birçok toplum altından ziynet eşyaları da yapmıştır.

Milattan önceki dönemlerden günümüze uzanan macerasında altın hiçbir zaman önemini kaybetmemiştir. 2009 yılında National Geographic Dergisi bilindiği kadarıyla günümüze dek insanların yaklaşık olarak 160 bin ton altın çıkarttığını ve bu altının sadece 2 olimpik yüzme havuzunu doldurmaya yeterli olacağını söylemiştir. Dünyamızda bu miktarın yüzlerce katı altının hala doğal bir şekilde bulunduğu tahmin edilmektedir. 160 bin ton altının günümüzdeki piyasa değeriyse yaklaşık olarak 5,5 trilyon Dolar kadardır.

 

Bir Cevap Yazın