Tüberküloz hastalığı nedir?

Mycobacterium tuberculosis adı verilen bir basille oluşan tüberküloz bulaşıcı bir hastalıktır. Tüberküloz, % 80 oranında akciğerlerde olmak üzere hemen hemen bütün organlarda görülebilmektedir. Tedavi edilmeyen ya da yetersiz tedavi edilen hastalarda ölüme neden olabilmektedir. Bugünkü modern tedavi ile tüberküloz hastalarında yüzde yüze yakın bir iyileşme sağlanabilmektedir.
tuberculosis
Dünyada ve ülkemizde toplam nüfusun yaklaşık olarak üçte biri tüberküloz basili ile infekte durumdadır. Her yıl 8,7 milyon insan bu hastalığa yakalanmakta, 2 milyon insan ölmektedir. Bir kişinin infekte olduğunu tespit etmenin tek yolu Tüberkülin (PPD) cilt testidir. Fakat bu test BCG aşısı yapılmış olanlarda pozitif sonuç verdiğinden dolayı Türkiye gibi BCG aşısının zorunlu olan yerlerde bu ikisini birbirinden ayırmak oldukça zordur.

Tüberküloz hastalığı insandan insana havayolu ile bulaşan bir hastalıktır. Tüberküloz mikrobunun kaynağı, tedavi görmemiş olan akciğer tüberkülozuna yakalanmış olan hastalardır. Bu hastaların öksürmesi, hapşırması ya da konuşması ile mikroplar havaya saçılır ve oradan karşıdaki kişilere kolaylıkla bulaşır.

Tüberküloz hastalığı grip , nezle gibi kolay kolay bir başkasına bulaşmaz. Ancak tedavi altında olmayan ve halen basil saçan bir hasta ile uzun süre kapalı bir alanda birlikte yaşanırsa hastalık bulaşabilir. Bundan dolayı hastalık genel olarak aynı evde birlikte oturanlara veya yakın arkadaşlara bulaşabilmektedir. Kalabalık yaşam koşulları, yoksulluk bulaşma riskini daha çok artırmaktadır. Ev veya kapalı iş yeri ortamları dışında tüberkülozun bulaşma riski son derece azdır.

Tüberküloz mikrobu vücuda girdikten sonra hastalık yapmadan uzun süre vücutta sessiz olarak kalabilir. Bu kişilerde genel olarak bir hastalık belirtisi yoktur. Vücudun savunma mekanizmaları vasıtası ile ile mikrop hapsedilmiş durumdadır. Tüberküloz mikropların vücuda girdikten sonra hastalık yapma süresi ve şansı kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Küçük çocuklar ve vücut direnci düşük olanlar hastalanma riski çok olan kişilerdir. Hastalık mikrobu aldıktan sonra oluşabileceği gibi yıllar sonra da ortaya çıkabilir. AIDS hastalığı vücut direncini kıran hastalık olduğundan dolayı bu kişilerde tüberküloz hastalığı çok daha fazla olabilmektedir. Bunun yanı sıra şeker hastalığı, uzun süre kortizon ve benzeri ilaç kullananlar , böbrek hastalıkları , bazı kanserler, silikozis, sigara ve alkol bağımlılığı olanlar tüberküloz hastalığına yakalanma riski yüksek olan kişilerdir.

Vücudumuza giren tüberküloz mikropları çeşitli nedenlerle aktifleşip çoğalmaya başlarlarsa tüberküloz hastalığı ortaya çıkar. Tüberküloz hastalığı tedavi edilmezse tuttuğu organda tahribat yapar ve sonunda ölüme yol açabilir.
Tüberküloz hastalığı genellikle sessiz bir başlangıç gösterir. Kronik bir tablo vardır. Solunum sistemi semptomları, hastalığa spesifik olmayan sistemik semptomlar ve akciğer dışı diğer organ bulguları görülebilir. Tüberküloz semptomları ve hastalığın ciddiyeti, çok hafif düzey ile ölüm arasında bir tablo arasında değişebilir. Tüberküloz herhangi bir organ ya da dokuyu tutabilir. Öksürük, göğüs ağrısı, balgam çıkarma, hemoptizi (kan tükürme), sırt-yan ağrısı, nefes darlığı ve ses kısıklığı başlıca solunum sistemi belirtileridir. Ateş, halsizlik, çabuk yorulma, iştahsızlık, gece terlemesi, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama diğer belirtilerdir.

Tüberküloz hastalığının kesin tanısı balgamda tüberküloz basillerinin gösterilmesi ile konulmaktadır. Hastanın yakınmaları sonucu hastalıktan şüphelenilir. Hastanın hikayesi, fizik muayene bulguları, akciğer filmi, tüberkülin cilt testi ile hastalıktan şüphelenilir ve bakteriyolojik veya histolojik inceleme ile tanı kesinleştirilir. Belirtiler genel olarak hafif şekilde başlar ve yavaş yavaş ilerler. Bundan dolayı, birçok hasta doktora başvurmakta gecikir. Bazıları bilhassa öksürük şikayetini sigara veya ya da başka bir nedene bağlar ve doktora gitmez. Bu durum yanlış teşhis ve yanlış tedavilere neden olabilmektedir.

Günümüzde hastalık tedavi edilebilir bir duruma gelmiştir. Ancak günlük uygulamalarda tedavinin uzun ve çok ilaçla yapılıyor olması hasta uyumunu güçleştirmektedir. Tedavi en az 6 ay olmak üzere hastanın durumuna göre 9,12 ve hatta 24 aya kadar uzatılabilir. Düzensiz veya eksik yapılan tedavi ilaç direncine neden olarak hastalığın tedavisini güçleştirebilmektedir. Ülkemizde Verem Savaş Dispanserleri ücretsiz olarak hastalığın tetkik ve tedavisini yapmaktadır. Bu gün tüberküloz hastalığının tedavisi için etkili, yan etkisi az ve ucuz 5 tane ilaç daha çok kullanılmaktadır. Bu ilaçlar:
1- İsoniazid (ağız yolu ile)
2- Rifampisin (ağız yolu ile)
3- Pirazinamid /Morfozinamid (ağız yolu ile)
4- Etambutol ( ağız yolu ile)
5- Streptomisin ( kalçadan enjeksiyon).

Bir Cevap Yazın