Televizyonu kim icat etti?

Eski Yunanca uzak anlamındaki “tele” ve Latince görmek manasındaki “visio” sözcüklerinin birleşmesiyle oluşan televizyon sözcüğü, her ne kadar Türk Dil Kurumu tarafından “göreç” olarak ifade edilse de ülkemizde de dünya genelindeki gibi bu şekliyle kullanılmıştır. Sözcüğün ortaya çıkışı, televizyonun da icadıyla paralellik gösterir bir şekilde 20. yüzyılın başlarına rastlamaktadır. 20. yüzyılın ilk yıllarında televizyon ile ilgili bir takım nadir düşünceler olsa da, günümüzde milyarlarca insanı adeta hipnotize eden bu cihazın ortaya çıkışı 1920’leri bulmuştur. Elektromanyetik dalgaların kullanılması ile vericiden gelen yayını görüntü ve sesli bir biçimde aktaran televizyon, dünya çapında kullanılan en etkili iletişim araçlarından biri haline gelmiştir.

İngiliz bir bilim insanı olan John Logie Baird tarafından İngiltere’nin bir kasabasında 1923 senesinde icat edilen televizyon, 1930’lara gelindiğin Avrupa çapında ses getirmiş ve her eve girmese de çehresini milyonlarca insana göstermiştir. Belki de Barid dahi icat ettiği bu cihazın gelecekte milyarlarca insanı kendisine bağlayacağını ve reklamcılıktan siyasete sosyal yaşamın birçok alanı için muazzam derecede kuvvetli bir araç olacağını tahmin edememiştir. John Logie Baird her ne kadar elektromanyetik dalga prensipleri doğrultusunda icat ettiği cihazın iletişim kurulmasını sağlayacağını fark etmiş olsa da, resmi olarak ilk televizyon yayını ancak 3 yıl sonra 1926’da gerçekleştirilebilmiştir.

1926 yılında ilk televizyon yayının gerçekleştirilmesi ile bu modern dünyanın “çoğu insan için” vazgeçilmezi olan cihazın önü açılmış ancak Baird tarafından geliştirilen ilk televizyonun pek de kaliteli bir görüntü sunduğunu söylemek mümkün değildir. Yapılan ilk denemelerde yalnızca noktalar halinde ve oldukça bozuk bir görüntü elde eden John Baird, sürekli titreyen görüntünün netleştirilmesi için kapsamlı bir çalışma içine girmiştir. 1930’lara gelindiğinde Marconi gibi elektronik sistemler Baird’in mekanik dönen disk sistemlerine rakip olmuş ve böylece uluslararası karteller bu yeni icadın gelecekte ne kadar etkili olacağını anlayarak kendi şirketlerini kurma yoluna gitmiştir.

İcat edilmesinin üzerinden daha 10 yıl dahi geçmeden elektronik bir ev aleti olarak Avrupa ve ABD’de satışa sunulan televizyon, çok daha geniş kitlelere hitap eden önemli bir propaganda aracı haline geldi. Nitekim Nazi Almanya 1936 yılında Berlin’de düzenlenen Olimpiyat Oyunlarını televizyon aracılığı ile tüm ülkeyle paylaşmayı başardı. Söz konusu teknoloji olduğunda neredeyse her konuda olduğu gibi ülkemiz televizyonların gelişimini de yıllar sonra takip etmiştir. Zira ülkemiz için yeni olan renkli televizyonlar ile ilgili çalışmalar ABD ve Avrupa’da 1940’lı yıllardan itibaren başlamıştır. 1950’lere gelindiğinde ABD’nin bazı eyaletinde renkli televizyon yayınına geçişmiş ancak renkli yayının tüm ABD geneline ulaşması 1960’ları bulmuştur.

Bir Cevap Yazın