Suriye’deki olayların nasıl doğdu, nasıl gelişti?

Suriye Baas Partisi’ne sadık askerler ile bu partiyi iktidardan indirmeye kararlı olan muhalifler arasında uzun zamandır devam eden bir silahlı mücadele söz knousudur.. Gösteriler ilk olarak 15 Mart 2011 tarihinde başlamış ve 2011 yılının Nisan ayında bütün ülkeye yayılmıştır. Muhalifler, 1971 yılından beri iktidarı elinde tutan ailenin mensubu Beşar Esad’ın istifasını ve 1963 yılından itibaren ülkeyi idare eden Baas Partisi’nin iktidarı bir an önce bırakmasını istemektedir.
Suriyede-olaylar
2011yılının Nisan ayında Suriye Ordusu muhaliflerin bu başkaldırısını bastırmak için görevlendirilmiş ve askerler bütün yurtta göstericiler üzerine ateş açmıştır. Bunun üzerine ülkede bütük bir kaos başlamıştır.Gösteriler silahlı mücadeleye dönüşmüştür. Büyük çoğunluğu firari askerler ve sivil gönüllülerden oluşan muhalif güçler, merkezi bir liderlik olmaksızın direniş başlatmışlardır. Ülkenin hemen hemen her köşesinde yaşanan çatışmalar asimetrik savaş niteliğindedir.

2013 yılında Hizbullah, Beşar Esad’ın yanında savaşa dahil olmuştur. Beşar Esad yönetimi gerek Rusya’dan ve gerekse İran’dan askeri ve parasal destek almıştır. Buna mukaibil, muhalifler de Katar ve Suudi Arabistan’dan silah desteği almaktadır.

Birleşmiş Milletler ölü sayısını Eylül 2013 tarihi itibarıyla 120,000 olarak açıklamıştır. Bu vahşet hala aynı şiddette devam etmektedir. Bu raporlara göre on binlerce muhalif mensubu kişi devlet hapishanelerinde hapsedilmiş, bu göstericiler işkenceye maruz bırakılmıştır.

1946 yılında bağımsızlığını kazanmış olan Suriye, Hafız Esad, Kasım 1970 tarihinde Suriye Başbakanı olmuştur. 2000 yılındaki ölümüne kadar Suriye Devlet Başkanı olarak kalmıştır. Suriye Baas Partisi, günümüze kadar ülkeyi tek parti rejimi olarak idare etmiştir.

Savaştan önce hükümet aleyhtarlığının en yüksek olduğu yerler, çoğunlukla dindar Sünnilerin yaşadığı ülkenin fakir kesimleri olmuştur. Dera ve Humus gibi şehirler bu bölgelerin başında gelmektedir.
İsyan başlamadan önce ifade hürriyeti, toplanma hürriyeti ve örgütlenme hürriyeti sıkı bir şekilde Suriye’de kontrol altında tutulmuştur. 2006 yılından itibaren muhaliflere uygulanmış olan seyahat yasakları artırılmıştır. Ülkede halk üzerinde büyük bir baskı kurulmuştur. İnsan Hakları İzleme Örgütü raporunda, 2010 yılında dünyada en kötü insan hakları durumunun Suriye’de olduğunu bildirmiştir.

Ülkedeki bütün basın yayın organlarının Baas Partisinin kontrolü altında olduğu ülkede gazeteciler ve sistematik olarak tutuklanmış ve yargılanmıştır. İnternet sansürünün son derece yoğun olduğu ülkede, politik sebeplerden dolayı internet siteleri yasaklanmış ve bu sitelere erişenler tutuklanmıştır.

Suriye’deki bu isyan Arap Baharı’ndan etkilenerek, 2011 yılının Ocak ayından itibaren küçük gösteriler şeklinde başlayıp büyüyerek, yolsuzluğa ve insan hakları ihlallerine karşı bir sivil ayaklanma olarak başlamıştır. Daha geniş çaplı gösteriler 15 Mart 2011 tarihinde güney şehri Dera’da başlamıştır. Dera bundan dolayı ilerleyen dönemlerde “Devrimin Beşiği” olarak anılmıştır. İsyan kısa zamanda ülke çapına yayılmıştır. Hükümet bunun üzerine ayaklanmalara işkenceler, geniş çaplı tutuklamalar, polis şiddeti ve sansürle cevap vermiş, fakat gösteriler büyümeye devam etmiştir.

Askeri baskılardan sonra , bazı askerler göstericilere katılmak için firar etmiş ve pek çok gösterici de silahlanmaya başlamıştır. 4 Haziran 2011’de ilk silahlı çatışma yaşanmıştır. Suriye Ordusunun cenaze törenine katılan kalabalığın üzerine ateş açması üzerine kızgın göstericiler, ateş açılan binayı ateşe vermiş ve 8 güvenlik görevlisini öldürmüştür.
]
Çatışmalar sürdükçe, Suriye yönetimi ayaklanmayı bastırmak için tanklar ve keskin nişancılar kullanmaya başlamıştır. Son derece sert ve gaddarca önlemlerle ayaklanmalaır bastırmaya çalışmıştır. Çatışmaların son derece yoğun olduğu yerlerde su ve elektrik kesilmiş, güvenlik güçleri çeşitli gıdalara el koymuştur.[
Suriye Ordusu, Dera, Humus Duma, Baniyas, Rastan,Hama, , Halep, Talkalak, İdlip, Cisr eş Şuğur, Deyrizor ve Lazkiye şehirlerini kuşatmıştır.

3 Şubat 2011’i 4 Şubat’a bağlayan geceyse en kanlı günü olmuştur. 2012 Humus Kandil Gecesi Saldırısı sonucunda 200’den fazla insan ölmüştür. Suriye ordusu Eylül 2012’de misket bombaları kullanmaya başlamıştır.
13 Kasım 2012 tarihinde Şanlıurfa’nın Ceylanpınar İlçesi yakınındaki Resulayn kasabasında Özgür Suriye Ordusu tarafından öldürüldüğü iddia edilen sivillerin ve Suriye Ordusu askerlerinin gömüldüğü toplu mezarlar ortaya çıkmıştır.

Bugün itibariyle süren iç savaşta yüz binlerce insan ölmüş ve birçok kişi göç etmek zorunda kalmıştır.

Bir Cevap Yazın