Sosyal demokrasi nedir?

Sosyal demokrasi tanımlamadan önce demokrasi sözcüğünü anlamakta yarar vardır. Demokrasi, tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Yunanca “dimokratia” sözcüğünden türemiştir. Türkçeye, Fransızca démocratie sözcüğünden geçmiştir.Genellikle devlet yönetim biçimi olarak değerlendirilmesine rağmen, üniversiteler, işçi ve işveren organizasyonları ve bazı diğer sivil kurum ve kuruluşlar da demokrasi ile yönetilebilirler 11
Demokrasinin ne olduğunu öğrendikten sonra sosyal demokrasiyi anlamak daha kolay olacaktır. Sosyal demokrasi şöyle tanımlanmaktadır: Sosyal demokrasi kapitalizmin yarattığı eşitsizlik ve adaletsizlikleri demokratik sistem içinde kabul edilebilir düzeye indirmeyi amaçlayan siyasi ideolojidir. Bir diğer tanımda da sosyal demokrasi şöyle ifade edilir: Sosyal Demokrasi, Sosyalizm ve Demokrasi’nin uyumlu bileşimini kuran bir siyasal düşünce biçimidir. Devrimci Otoriter Sosyalizmin (komünizm) aksine, özgürlükçüdür, sosyal adalet ve fırsat eşitliğini savunur, barışçıdır, toplumsal gelişmenin evrimci yöntemle sağlanmasını ister. Sosyal Demokrasi, emekçilerle öteki sınıfların çıkarları arasında, demokratik özgürlükler ortamında, siyasal ve ekonomik yapıyı değiştirerek hakkaniyet dengesi kurmayı amaçlayan, siyasal ve ideolojik bir kitle hareketidir.

Sosyal demokrasi olgusu, 19. yüzyılın ikinci yarısından beri emekçi sınıfların yürüttüğü sosyal ve siyasal mücadeleler ile egemen sınıfların verdikleri ödünler sonunda varılan uzlaşmanın ürünüdür. 19. yüzyılın ikinci yarsında önemli olaylar yaşanmaya başlamıştır. Özellikle İngiltere ve Fransa’da bir dönüşüm yaşanmıştır. İşçi sınıfı daha bilinçli hareket edip, demokrasi yolunda önemli ölçüde mesafe kaydetmiştir. Bu süreçte klasik liberal demokrasinin temellerini oluşturan değerler sistemi (kapitalizm, siyasal demokrasi, çoğulculuk vb.) korunmuş, ama sosyal adalet, sosyal devlet, sosyal haklar gibi yeni değerlerle beslenmiştir.

Sosyal Demokrasi ve sol, amaçları açısından evrensel bir iddia ve ideal olarak bazı çevrelerde kabul edilmiştir. Özgürlük, eşitlik, kardeşlik ve adaleti, sadece solcular adına değil, tüm insanlık için talep ettiğinden dolayı evrensel bir boyutta değerlendirilmiştir.. Bu bağlamda sol ve sosyal demokrasi, dar-kaba milliyetçilikleri, devletçi-militarist yaklaşımları reddeder. Sosyal Demokrasi; modernitenin, laikliğin ürünüdür.

Sosyal demokrasi anlayışının devlete sosyal ödevler yükleyip ekonomik yaşama halk kitleleri yararına müdahale olanakları sağlaması yönünden çok önemlidir. Ülkemizde bu bağlamda en önemli adımları atan kişi olarak Bülent Ecevit bilinir. Türkiye’de sosyal demokrasi,1970’li yıllarda Bülent Ecevit’in CHP başına geçmesi ile hayat bulduğunu ifade etmek hiçte yanlış sayılmaz. Bülent Ecevit,uygulamada Amerikan ambargoları ve ülkedeki nakit sıkıntıları yüzünden başarılı olamamıştır. Buna rağmen sendikalaşma ve hakların korunması konusunda verdiği destek ile sosyal demokrasinin ülkede tutulmasını sağlamıştır. Sendikacılığın sağlam temeller üzerine kurulmasında yine en büyük pay sahibi Bülent Ecevit’tir.

1980’deki darbeden sonra sosyal demokrasi duraklama noktasına gelmiştir.Ancak kısa sürede toparlanma gösterilmiştir.Bu kez sahneye SODEP çıkmış ve HP ile birleşerek SHP’yi kurmuştur. İsmet İnönü’nün oğlu olan Erdal İnönü liderliğindeki parti yine başarılı olmuş ve hükümete kadar yükselmişti. Diğer taraftan siyasi yasağı süren Bülent Ecevit liderliğinde 1985’te kurulan DSP de sosyal demokratik partiler arasına katıldı. 1992’de ise CHP yeniden açıldı ve Deniz Baykal başkanlığındaki parti, Erdal İnönü’nün istifa etmesiyle zayıflayan SHP’yi de bünyesine katarak siyasi yaşamına devam etti.
Sosyal demokrasi bu partilerle birlik ülkemizde yaşamını sürdürmeye çalıştı.

Bir Cevap Yazın