Siyanoz belirtileri nelerdir?

Siyanoz ya da halk arasındaki adıyla morarma, deri yüzeyinin yakınındaki kan damarlarında 2.5 g/dL ya da daha fazla deoksijene hemoglobin varlığı ile oluşan, derinin ve mukozanın mavi renk alması durumudur. Siyanoz sırasında dokular olağandışı şekilde az miktarda oksijenlenir ve normalde parlak, oksijenden zengin kanla dolu olan dokular daha koyu deoksijene kanla dolar. Deoksijene kan koyu mavimsi renge dönüşmeye daha fazla yatkındır ve bu oksijen azlığı (hipoksi) dudaklardaki, ekstremitelerdeki ve mukozadaki mavileşmenin sorumlusudur.
siya
Yaşamımızı sürdürmek için gerekli olan oksijen, akciğerlerimiz tarafından solunum neticesinde atmosfer havasından alınarak kana verilmekte ve kan yolu ile bütün doku ve organlarımıza taşınmaktadır. Kanda Oksijen alyuvarlarımız içindeki hemoglobine bağlanarak taşınmaktadır. Oksijenin hemoglobine bağlanması ve dokuda ondan ayrılması kandaki Oksijenin parsiyel basıncı yani miktarı ile ilişkili olup akciğer hastalıklarında kandaki Oksijen basıncının düşmesi sonucu hemoglobine bağlı oksijen miktarı da düşmektedir. Bu durum genel olarak kendisini hastanın deri ve müköz membranlarında (ağız içi, dudaklar gibi) morarma ile gösterir.

4-6 Gm/dl arasında kan deoxygenated haemoglobin ulaştığı zamanlarda, siyanoz görülebilir. Bu kan, mavi veya mor deri ve müköz membran görünümlerini veren kandır. Normalde yaklaşık olarak 80-%87 oksijen doygunluğu artış için klinik olarak belirgin siyanoz verecektir. Ancak, anemi haemoglobin düzeylerinin düşük olduğu hallerde daha düşük oksijen doygunluğu siyanoz gösterilmez. 6 G/dl haemoglobin düzeyi sadece oksijen doygunluğu % 60 düşmüştür siyanoz gibi gösterir.

Siyanoz santral ve periferik olmak üzere 2 ayrı grupta ele alınmaktadır. Santral siyanoz, azalmış kan oksijenizasyonuna bağlı olup solunum ve dolaşım sistemi hastalıklarında görülmektedir. KOAH, Kronik bronşit,astım, bronşektazi gibi bazı kronik akciğer hastalıklarının ağır formlarında görülen siyanoz, bazen de akciğer embolisinde olduğu gibi önceden herhangi bir solunumsal yakınması veya hastalığı olmayan bireylerde birdenbire ortaya çıkabilir. Hastalarda genel olarak siyanoz ile birlikte, altta yatan akciğer veya kalp hastalığına ait bulgu ve semptomlar mevcuttur. Örneğin KOAH sebebi ile siyanozu olan bir hastada uzun yıllardır devam eden nefes darlığı, öksürük, balgam çıkarma, hırıltılı solunum gibi çeşitli yakınmalar olur.

Siyanozun başka nedenleri de vardır. Bu liste hepsini içermemektedir. Sebepler hem kişinin yaşı , cinsiyeti hem de belirtinin özelliği , zamanı , kötüleştiren faktörler ve beraberindeki şikayetler gibi spesifik karakterleriyle değişiklik gösterebilir.

Periferik siyanoz dolaşımın yetersizliğine bağlı olarak bilhassa parmak uçları gibi vücudun uç noktalarında meydana gelen bir siyanoz tipidir. Şiddetli konjestif kalp yetmezliği veya şokta olduğu gibi kardiyak output düşükse kanın ciltten merkezi sinir sistemi, kalp gibi daha vital bölgelere daha fazla akışını sağlamak için bir mekanizma olarak ciltte vazokonstriksiyon oluşur. Bunun sonucunda ekstremitelerde soğuklukla birlikte şiddetli siyanoz ortaya çıkabilir. Periferik siyanoz için en iyi örnek soğuk havalarda parmak uçlarında ve damarlarda meydana gelen daralma ve buna bağlı dolaşımın azalmasından dolayı ortaya çıkan siyanozdur. Periferal siyanoz, parmaklarda veya ekstremitelerde yetersiz düzeyde dolaşıma bağlı mavi renklenmedir. Ekstremitelere ulaşan kan oksijen bakımından pek zengin değildir ve deriye bakıldığında deri mavi renkte gözükür. Merkezi siyanoza sebep olan tbütün faktörler periferal siyanoza da neden olmaktadır ancak periferal siyanoz ortada kalp ve akciğer yetmezliği olmadan gözlenebilir. Küçük kan damarları yetersizlikleri olabilir. Kanın normal oksijen düzeyi artırılarak bu durum düzeltilebilir.

Periferal siyanoza yol açabilecek bazı durumlar:
1. Merkezi siyanoza neden olan tüm faktörler
2. Soğuğa maruz kalma
3. Raynaud fenomeni

Tedavi için ilk olarak altta yatan akciğer veya kalp hastalığının tanısının konulması gerekmektedir. Bu amaçla hastanın ayrıntılı bir öyküsü alınarak EKG, solunum fonksiyon testleri, akciğer grafisi, arter kan gazları tetkikleri yapılmalıdır. Siyanozun nedeni belirlendikten sonra ilgili hastalığa yönelik tedaviye başlanılmalıdır. Gerekli görüldüğü takdirde geçici olarak veya bazı kronik hastalıkların ileri dönemlerinde devamlı olarak oksijen tedavisi uygulanır.

Bir Cevap Yazın