Sinir sistemi ve beyin arasındaki bağlantı nedir?

beyinSinir sistemi denildiğinde nöron diye bildiğimiz hücre yığını akla gelebilir. Ancak sinir sistemi mükemmel bir şekilde yaratılan kompleks bir sistemdir. Ana merkezi kafatası içine yerleştirilmiş, uzantılarıyla, tali merkezleri vücuda yayılmıştır. Beyin sinir sisteminin başkanlığını yapar. Talamusla başlayan, hipotalamus, beyincik, omurilik soğanı ve omurilik gibi bölümlere ayrılan merkezi sinir sistemi, buradan çıkan ve vücuda yayılan çevresel sinir sistemiyle birlikte sinir sistemini oluşturur. İki yarım küreden meydana gelen beynin dışındaki bölümler beyin sapıdır. Bunlar önemli alanlardır. Omurilik kafatasından dışarıda olsa da, merkez sisteme bağlıdır. Kanalın içindeki omurlarda herhangi bir yaralanma olursa, travmanın beyne yakınlığı oranında hayati önemi artar. Ana merkezden yayılan sinirlerdeki yaralanmalarda, bağlı oldukları doku ve organda felç olsa da, yaşamı riske atmaz. Sinir sistemi beyinle beraber işlevini yerine getirebilen yapılardan oluşur.

Beynin kapasitesi

Vücutta bulunan sinirlerin uzunluğu yaklaşık 768.000 km yi bulur. Bunların yaklaşık 400.000 km si çevresel sinirlerden, 368.000 km si merkezi sinirlerden oluşur. Beyinde olan hücrelerden aynı anda geçen bilgi 200.000 kadardır. Vücuttaki her alandan daima milyonlarca bilgi, bu hücrelerden geçer ve merkez sistemden çevresel sinir sistemine, çevresel sistemden ise merkeze iletilir. Beyinde bulunan hücrelerde yaklaşık 30 milyar kadardır. Beynin kabuk bölgesindeki hücreler 10 milyar, beyinciğin kabuk bölgesindekiler 10 milyar, beyindekiler ise 10 milyon hücredir. Hücrelerin bilgi alışverişini yapmasını sağlayan bağlantı noktaları yani sinapslar 100 trilyon kadardır. Beyindeki sağ ve sol yarım kürelerde saniyede 4 milyar uyarı değişimi yapılmaktadır. Beyin insanda embriyo halindeyken % 92 oranında sudan meydana gelir, doğum anında su oranı % 90, gelişimini tamamladığı zamanda su oranı % 72 kadardır. Beyindeki kalan kısım farklı elementlerden oluşur.

Beyin faaliyetleri

Beyindeki beyincik dengeyi ve kas hareketlerini düzenlerken, orta kısımda beyin ve omuriliği bağlayan piramit gibi olan omurilik soğanı ve pons köprüsü kafatasından çıkar ve omurgaya girer. Buradan kalp atım hızını, sindirim süreçleri ve soluk alıp verme gibi eylemleri düzenler. Talamusla birlikte refleksleri denetler, iç organlardan gönderilen iletileri düzenler, iç ortamın düzenler, uyku ve heyecan denetimini yapar. Talamus omurilik soğanıyla beyin yarım küreleri arasındaki kesişim noktasıdır. Koku dışında gelen duyu uyarılarını toplayarak, kabuk bölgesine gönderir ve duyuları bilinçli şekilde değerlendirir. Talamusun altında olan hipotalamus, cinsiyet hislerini, hoşlanma, ağrılar, susama ve acıkma hislerini, vücut ısısını, kan basıncı ve iç organların işlevlerini düzenlemektedir. Hormonların üretilmesini sağlar.

Beyinde iki yarım kürenin önünden arkaya giden derin bir yarık bulunur. Yarığın tabanında iki yarım kürenin iletişimini sağlayan kalın bir sinir demeti bulunur. Sinir lifleri omurilik soğanındayken çaprazlanır ve yön değiştirir. Bu yüzden beyinde sol bölüm vücudun sağına, sağ bölümde soluna hükmeder. Bu yarım küreler aynı gibi gözükse de, önemli görev farklılıkları vardır. Konuşmayı denetleyen merkezler ile her şeyin düzenli olmasını sağlayan merkezler sol tarafta, ortamların, resimlerin idrakını sağlayan merkezler sağdadır. Sinir sistemindeki sinir lifleri beynin yarım küreleri arasında olmadığında, insanların bu işlemleri yapması mümkün değildir. İnsanlar bir anda sudan çıkmış balık gibi olur. Gözleriyle bir resmi görür, bunun ne olduğunu anlayamaz, anlar fakat konuşamaz.

Beyin yarım kürelerini örten kabuk bölgesi 6 tabaka halindedir. Bunlar gelen duyuların analiz edildiği, istemli kas hareketlerinin denetiminin yapıldığı, hatırlamanın, akıl yürütmenin ve öğrenme gibi faaliyetlerin düzenlendiği bölümdür. Yarım küreler yani asıl beyin beynin % 85 ini oluşturur. Doğum sonrasında beyin 400 gram, 1 yaşına gelindiğinde 800 gram, 4 yaşındayken 1200 gramdır. 20 yaşlarına gelip gelişimini tamamladığında 1379-1434 gram olur. Kadınlarda bu daha düşüktür. Bu zamana kadar beyinde hücrelerin sayısı artma, fakat ağırlığı artar. Bu sadece hücreler arası bağlantılarda olan artıştan kaynaklanır. Gençlikten itibaren beyin ağırlığı her sene yaklaşık 1 gram azalır. İnsan 75 yaşına geldiği zaman beynin büyüklüğü gençliğine göre onda bir kadar küçülür. Bu bir anlamda her gün beyinde 50.000 sinir hücresinin ölümü demektir. Sinir hücreleri doğum anına kadar gelişimini tamamlar. Bu zamandan sonra çoğalma özellikleri yok olur. Sinir hücrelerinin öldüğünde, bunlarla bağlantılı fonksiyonlarda bozulma olur. Yaş ilerledikçe hücreler arası bağlantılar azalır. Ancak gençlikte tecrübe edinildiğinde yaşlılıkta akıl yürütme yeteneği artar. Eğer yaşlılık döneminde de zihinsel faaliyetlere ara verilmeden devam edilirse, beynin fonksiyonları sürdürülebilir.

Bir Cevap Yazın