Rüya nedir?

Yazının en başında belirtmek gerekir ki, “rüya nedir” sorununa bilimsel anlamda verilebilecek herhangi kesin bir cevap bulunmamakla birlikte, bilinen insanlık tarihinin en eski dönemlerinden bu yana insanlar rüyalarla ilgilenmiştir ve günümüzde rüyaların yapısını ve oluşumunu inceleyen bilim dalına da Oneiroloji adı verilir. Rüya, uykunun doğal seyri ile birlikte oluşan ve dışarıdan kişi ve beyin faaliyetleri gözlemlendiğinde çoğu zaman REM adı verilen bir evre olarak tespit edilebilen bir algı ve duygular bütünüdür.

Rüyanın oluşması kişinin uyku haline geçmesi ile doğal bir şekilde gelişir ve kişinin duyu organlarının dışında gelişen bir yapı ile olayları algılamasına neden olur. Bu nedenle birçok bilim çevresi rüyalar için “duyusuz algı” tabirini kullanır. Zira kişi gördüğü rüyalarda pek çok olayı tecrübe ederek farklı ortamları algılasa da, fiziksel dünyada algıyı oluşturacak herhangi bir nesnel varlık yoktur. Rüyalarda her ne kadar görsel ve işitsel duyular aracılığı ile kişinin algısında bir oluşum meydana gelse de, fiziksel dünyada kişinin algısını tetikleyecek herhangi bir ses dalgası ya da görsel öğe bulunmamaktadır.

Tüm bu nedenlerden dolayı bilinen insanlık tarihinin ilk dönemlerinden günümüze kadar insanlar rüyalara farklı anlamlar yüklediği gibi, çoğu zamanda oldukça gizemli görünen bu algısal olayı anlamaya çalışmıştır. Günümüzün modern teknolojileri kullanılarak dahi psikoloji biliminin kesin bir açıklama getiremediği rüyalar, bu tür bilimsel çalışmaları kendi imkanlarıyla ya da çeşitli çevrelerden aldığı destek ile gerçekleştiren parapsikolog ve deneysel spritualist tarafından da anlaşılamamıştır. Bilimsel olarak tanımlanan rüyanın mekaniği ancak beynin rüya görülmesi esnasında ürettiği elektrik sinyallerinin çeşitli aletler kullanılarak ölçülmesi ve kayıt edilmesiyle şekillenmektedir.

Rüyaların nörofizyolojik açıdan incelenmesi ise oldukça kapsamlı ve bilimsel açıdan anatomi, biyoloji ve biyokimyanın iç içe geçtiği bir alandır. Rüya görülmesi sırasında beyinde gerçekleşen son derece kompleks faaliyetlerin incelenmesine, anlaşılmasına ve kayıt altına alınarak yorumlanmasına yönelik gelişen bu nörofizyolojik incelemeler, 1950’lerde insanların teknolojik anlamda gelişimini hızlandırması ile hareket kazanmıştır. Bu tür nörofizyolojik incelemeler de genel olarak rüyaların hangi şartlarda ve uykunun hangi aşamalarında gerçekleştiğini anlamaya yönelik olsa da, rüyaların tam olarak ne olduğunu ya da insanların neden rüya gördüğünü kesin olarak açıklamamaktadır.

Bir Cevap Yazın