Pasinler Savaşının nedenleri ve sonuçları nelerdir?

Büyük Selçuklu devletinin parçalanmasından sonra Anadolu Selçukluları onların yerini almaya çalışırken Gürcüler, Kafkasya’da güçlenmeye başladılar. Haçlı saldırıları karşısında ayakta kalan II. Kılıç Arslan (1155-1192), ülkesini on bir oğlu arasında paylaştırdı. Bu taksim, şehzadeler arasında mücadelenin erken başlamasına neden oldu. Bununla birlikte rekabet halinde olan kardeşler Haçlı saldırılarına karşı birlikte hareket etmişlerdir.
1196 yılında Konya’da tahta çıktıktan sonra ilk iş olarak Selçuklu birliğini kurmaya çalışan Süleymanşah, Ermenileri de bertaraf ettikten sonra Haziran 1201’de kardeşi Muizüddin Kayserşah’ın elindeki Malatya’yı aldı. Daha sonra Erzurum’a gelerek burayı da barış yoluyla ülkesine kattı. Saltuklulara son verip Erzurum’u kardeşi Muğiseddin Tuğrulşah’a verdi.
pasinler
Erzurum’dan sonra Gürcistan’a yönünü çeviren Süleymanşah’ Gürcülerin bölgedeki ilerleyişinden çok rahatsız olduğu için sefere çıktı. Sefer öncesinde iki taraf arasında diplomatik temaslar olsa da Gürcistan seferine karar veren Süleymanşah, Erzurum’un ilhakını müteakip Gürcü kraliçesine çok sert bir mektup gönderdi. Elçi, mektubun muhtevasına paralel olarak kraliçe dinini terk ederse sultanın onu eş olarak alacağını, aksi takdirde kraliçenin cariye olacağını söylediği, bu sözler üzerine Gürcülerin başkomutanı Zakariya Mhargdzeli’nin elçiye tokat attığı ve “şayet elçi olmasaydın önce dilini kesmek sonra da boynunu vurmak uygun olurdu” dediği rivayet edilmektedir. Tokat atılmasını tasvip etmeyen kraliçenin daha sonra elçiye değerli hediyeler vererek gönlünü aldığı ve o şekilde yolcu ettiği belirtilmektedir. Tamara, ordusuyla birlikte Kars yakınlarına varınca sultanın elçisini kendi elçisi ve bir mektupla Selçuklu sultanına göndermiştir. Gürcü kraliçenin mektubunda Süleymanşah’tan daha yumuşak bir dil ve üslûp kullandığı ifade edilmektedir.

Savaşta Selçuklu ordusunun sayısı ile ilgili olarak değişik rakamlar zikredilmektedir. 1201 yılında Erzurum’u alan sultan Erzincan’a ve oradan Sivas’a dönüp hazırlıklarını tamamladıktan sonra Gürcistan seferine çıkmıştır. Selçuklu ve Gürcü orduları, Micingerd Kalesi civarında savaştılar. Bu durumda Gürcü tarihçilerin savaş için neden Pasinler Savaşı dedikleri sorusu akla gelmektedir. Bunun sebebi, savaşın yapıldığı yerin Pasinler’e yakın olup buranın Gürcülerin bölgede Erzurum’dan sonra adını en çok duydukları yer olmasıdır. Selçuklu ordusu, Erzurum’dan yola çıkarak Pasinler ile Sarıkamış arasında Micingerd kalesi yakınında Bolorçi ovasında ordugâh kurmuş, Gürcü ordusu da Pasinler istikametinde ilerlemişlerdi.

Gürcüler, Pasinler’e geldiklerinde Selçuklu ordusunun dağınık olarak kurulmuş olan çadırlarda olduklarını ve sultanın nöbetçi muhafızının bulunmadığını görünce hemen saldırıya geçtiler. Bu ani baskın karşısında neye uğradıklarını bilemeyen Selçuklu askerleri daha güvenli mevzilere çekilmeye çalışırken Gürcü ordusu bunu engellemek için Selçuklu ordusunu sarmaya çalıştı ve şiddetli çatışmalar başladı. İki taraftan da çok sayıda asker öldü, fakat Selçuklu kayıpları daha fazlaydı. Savaşın bir bölümünde Gürcü komutanlar atlarını Savaş meydanını terk eden Selçuklu askerleri Gürcüler tarafından takip edildiler ve büyük kayıplar verdiler. Savaşta Selçuklulardan çok sayıda kişi esir düştü. Savaşta sultanın sancağı da Gürcülerin eline geçti. Selçuklular, bütün ağırlıklarını savaş meydanında bıraktılar ve Gürcüler altın, gümüş, mücevherat, halı, çadır, mutfak eşyası, at, katır gibi bol miktarda ganimet elde ettiler. Esirler Tiflis’e getirilip hapsedildi.

Pasinler Savaşı, Anadolu Selçukluları ile Gürcülerin karşı karşıya geldiği ilk savaştır. İlk askerî temas olması bakımından önem taşımasına rağmen, İslam tarihi kaynaklarında pek yer almamıştır. Savaş, Gürcülere büyük prestij kazandırmışsa da yeni topraklar ilhakına imkan vermemiştir. Gürcüler, Süleymanşah’dan çekindikleri için onun sağlığında bölgeye başka bir sefer düzenlememişler, fakat ondan sonra bir dizi saldırı ile Ahlat’a kadar ulaşmışlardır. Pasinler yenilgisine rağmen Selçukluların doğuda toprak kaybı olmamıştır. Bununla birlikte Kuzey Anadolu istikametinde Selçuklu ilerleyişinin bir süre durduğu söylenebilir.

Bir Cevap Yazın