Osmanlılarda saray teşkilatı yapısı nasıldı?

Osmanlı Devleti’nde saray yalnızca bir devlet başkanının yaşadığı ve özel hizmetlerinin görüldüğü bir yer ve hizmetli kadrolarının bulunduğu bir kurum değil, aynı zamanda yönetimin başında bulunan hükümdarın etrafında bulunan görevlilerin meydana getirdiği bir birimdir.
saray
Yönetici sınıfın bütün Osmanlı devlet düzenini işler hale getirmek gibi özel güç ve yetkileri bulunuyordu. Bütün Osmanlı tarihi boyunca yönetici sınıf, merkezi yönetimin güçlü olduğu zamanlarda yüksek statülü ve yetkili olmuş ancak 17. yüzyıldan itibaren küçük yaştaki padişahların tahta çıkmaya başlamasıyla birlikte otorite boşluğu meydana gelmiş ve bu durum adem-i merkeziyetçiliğe yol açmıştır.

Osmanlı padişahlarına dört asra yakın hizmet eden Topkapı Sarayı, esas itibariyle Enderun (iç bölüm), Birun (dış bölüm) ve Harem olarak üzere üç kısımdan oluşmaktaydı. Sarayın nizamı ve alanları bu teşkilata göre düzenlenmişti. Bu üç bölümde hükümdarın özel hizmetleri kadar kamu hizmetleri de yerine getiriliyordu.
Sarayın Babüssaade adı verilen kapısından itibaren hükümdarın özel ikametgâhı başlardı .Vezir-i azam dâhil olmak üzere hiç kimse izin almadan buraya girememekteydi. Babüssaade’den içerideki üçüncü avluya Enderun ya da Harem-i Hümayun denilmekteydi. Burada Enderun halkına ait olan odalar ve koğuşlar yer almaktaydı. Padişahın özel dairesi olan Harem’de Enderun’un bir parçası gibiydi.

1- Enderun (İç Saray)
Padişaha hizmet eden görevlilerin, askeri ve idari yöneticilerin yetiştirildiği saray okulunun yer aldığı bölümdür. Padişah, devleti Enderun’dan yönetirdi. Padişahın devlet işlerini yerine getirdiği, elçilerin kabul edildiği ve aynı zamanda devlet yönetiminde görev alacak devşirme gençlerin yetiştirildiği bir okuldu.
Sözcük olarak sarayın iç yaşamı anlamına gelen Enderun, saray ve mabeyn karşılığı olarak kullanılmıştır. Ayrıca Enderun Harem dairesi olarak da bilinmektedir. Teşkilat anlamında ise, Osmanlı sarayında padişahın günlük hayatını geçirdiği ve dinlenmesi, eğlenmesi, çalışması gibi tüm hizmetlerin görüldüğü birimdir. Enderun, oda adı verilen koğuşlar, kütüphane, eğitim birimleri, köşkler, hazine, hamam ve camiden meydana gelmekteydi. Enderun halkı yani saray kadrosu, içoğlanları, oda erkânı ve ak ağalardan oluşmaktaydı. Enderun’un iki fonksiyonu bulunmaktaydı. Birincisi, padişahın özel hizmetini yapmak, ikincisi ise devlete yüksek kademe yönetici yetiştirmekti. Dolayısıyla Enderun sarayda resmi ve özel hayatın iç içe bulunduğu kesimdir.
Enderun, Osmanlı Devleti’nin idari mekanizmasını yürütecek olan elemanların yetiştirildiği saray teşkilatı içerisindeki bir eğitim kurumu olduğundan dolayı Osmanlı Devleti’nde medrese dışındaki en önemli eğitim kurumudur. Enderun Mektebi’nin en eskisi Edirne Sarayı’ndadır.

Enderun, bir akademi gibi çalışarak hem saray içinde ve hem de saray dışındaki görevler için yönetici yetiştirmekteydi. Temeli Acemi Ocağı’na dayanan ve pençik resmi karşılığında alınmış olan Hıristiyan çocuklarından yetenekli olanlarının seçilip eğitiminin yapıldığı Enderun Mektebi ile Osmanlı Devleti’ne yetenekli asker ve komutan temin etmek, sürekli olarak büyüyen ülkenin farklı din, dil, ırk ve kültürüne mensup halkını idare edebilecek yetenekli yönetici kadrolarını yetiştirmek amaçlanmıştır.
Enderun Mektebi, II. Murat zamanında kurulmuş olsa da, Fatih Sultan Mehmed Han zamanında gerçek kimliğine kavuşmuştur. Bu dönemde Enderun Mektebi, sadece bir devşirme hüviyeti olmaktan çıkarak, devletin idaresi için gerekli olan mülki ve idari kadro eğitimine yönelmiştir. Enderun Mektebinde, tamamen ilgiye, kabiliyetlere ve bireysel yeteneklere önem verilmekteydi. Enderun, altı oda veya koğuştan meydana gelmiştir. Her odanın başında bir ağa bulunmaktaydı. Bu odalar Büyük ve Küçük Oda, Doğancı Koğuşu, Seferli Koğuşu, Kiler Koğuşu, Hazine Odası ve Has Odasıydı.

2- Birun (Dış Saray)
Sarayın dış hizmetlerinin görüldüğü bölümüdür. Divan toplantılarının yapıldığı Kubbealtı Birun’da bulunurdu. Birun’da bulunan Yeniçeriler, padişah ve sarayın güvenliğinden sorumluydu. Altı bölük halkı; Yeniçeri ocağının süvari kısmını teşkil eden altı sınıfın genel adıdır. Birun’da bulunan Cebeci ve Topçular ise Yeniçerinin kullandığı silahların bakım ve onarımını yaparlardı. Müteferrikalar; Osmanlı Devleti’ne bağlı hükümdarların çocuklarının bulunduğu bölümdür. Bunlardan başka, sarayda; doktorlar, darphane görevlileri, terziler bostancılar gibi sivil çalışanlar da bulunuyordu.
3- Harem
Padişah, şehzadeler ve bunların aileleri ile hizmetlilerinin bulunduğu bölümdür. Bu bölümde padişah ailelerinin dışındaki harem kadınlarına eğitim verilirdi. Harem kadınları, Türk-İslam geleneklerine göre, kabiliyetleri doğrultusunda resim, müzik, dikiş, nakış, dil ve edebiyat dallarında eğitim görürdü.
Haremdeki kadınlar, padişah ya da şehzadelere eş olabilecek şekilde bir eğitime tabi tutulurlardı. Bu kadınlar genellikle üst düzey devlet memurlarıyla da evlendirilirdi. Böylece devlet yönetiminde etkili olan kişilerin aile olarak kültür düzeyinin yüksek olması sağlanmış oluyordu. Bu kadınlar evlenerek gittikleri bölgelerde eğitimli olmalarından dolayı büyük yarar sağlamışlardı.

Osmanlı sarayında Harem hayatının devletin kuruluşundan beri var olduğu bilinmekte, Edirne Sarayı’nın yapılmasıyla birlikte şekillendiği, İstanbul’un alınmasıyla geliştirildiği bilinmektedir. Fatih Sultan Mehmet döneminde teşkilatlandırılması gerçekleştirilmiş, devlet yapısına uygun biçimde devşirme usulüyle geliştirilmiştir.

Harem personelinin en yetkili kişisi Harem Ağası idi. Ancak bunun Kızlar Ağası, Valide Ağası, Şehzadeler Ağası, Valide Sultan Haznedar Ağası, Kiler Ağası, Büyük Oda Ağası, Küçük Oda Ağası olmak üzere dereceleri vardı. Harem Ağaları, haremi korumak, yeni cariyeler sağlamak, harem halkının terfileri, cezalandırılmalarıyla ilgili konuları padişaha arz etmek, sultanların evlenmesinde vekilliklerini yapmak, kendine bağlı personeli idare etmekti.

Bir Cevap Yazın