OECD nedir?

14 Aralık 1960 tarihinde imzalanan Paris Sözleşmesi sonrası bir proje olarak üzerinde çalışmaların başladığı OECD(Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü), günümüzde birçok alanda otorite olarak kabul edilen uluslararası bir ekonomi örgütüdür. Bazı ülkelerde İktisadi İşbirliği ve Gelişim Teşkilatı(Organisation for Economic Co Operation & Devolopment) olarak da isimlendirilen OECD, 2. Dünya Savaşı’ndan harabe olarak çıkan Avrupa coğrafyasının ekonomik anlamda yeniden yapılandırılması amacıyla 1948 yılında kurulan Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün mirasçısı olarak kabul edilmektedir. Marshall Planı olarak tanınan Avrupa’yı ekonomik anlamda ayağa kaldırma çalışmalarının geliştirilerek Avrupalı ülkelerin yeni bir yapılanma süreci içine girmesi, OECD projesinin de hayata geçmesini sağlamıştır.

Günümüzde OECD üyesi olan ülkelerin oldukça büyük bir bölümü, İUT ve AB üyesidir. Ayrıca “gözlemci üye” olarak tanımlanan da birçok ülkenin bulunduğu OECD, sanayileşmeyi gerçekleştirerek kalkınma sürecini başarıyla tamamlamış ülkelerin üye olduğu bir örgüt haline gelmiştir. OECD, finansal açıdan eşzamanlı bir istikrarın hakim olduğu üye ülkeler kadar gelişmekte olan ülkelerle de çalışmaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşayan insanların ekonomik anlamda zenginleşmesini amaçlayan OECD, böylece halkların daha üst düzeyli bir yaşam standardına sahip olması için çalışmalar yapmaktadır. Ekonomik dengenin sürekli olarak korunmasına yönelik politikalar geliştiren OECD, işsizliğin ortadan kaldırılması için ülkelere destek vermektedir.

Dünya çapında ekonomik gelişim politikalarının başarılı bir şekilde uygulanmasını hedefleyen OECD, yaptığı analizlerle ülke ekonomilerinin doğru şekilde yapılandırılmasına yardımcı olmaktadır. Ekonomik gelişim süreci içinde halkların sosyokültürel anlamda da gelişmesi için politikalar geliştiren örgüt, uluslararası ölçekte çalışmalar yapmaktadır. Ülkeler arasında herhangi bir ayrım gözetmeden küresel ticaretin gelişmesi amaçlayan OECD, üye ülkelerden üç temel esası etkili bir şekilde uygulamasını ister: insan hakları, demokrasi ve özgürlük. OECD bu üç temelin aslında yapılan ekonomik faaliyetlerin başarıya ulaşmasına hizmet ettiğini düşünür ve bu nedenle tüm üye ülkelerden bu üç konuya büyük özen göstermesini ister.

Günümüzde OECD üyesi 33 ülke bulunmaktadır. 2005 yılı Dünya Bankası verilerine göre OECD üyesi olan 33 ülkenin 30’u, “yüksek gelirli ülke” statüsüne sahiptir. Ülkemizin de 1961 yılında katıldığı ve böylece “kurucu üyeler” arasında yer aldığı OECD, Avrupa Komisyonu’nun da katılım gösterdiği bir organizasyondur. Örgütün kuruluş amacı her ne kadar 2. Dünya Savaşı sonrası zor bir dönem geçiren Avrupalı devletleri ekonomik anlamda kalkındırmak olsa da, günümüzde dünyanın pek çok farklı bölgesinden ülkelerin katılımı ile OECD uluslararası bir organizasyon haline gelmiştir.

Rahnansaika

 

Bir Cevap Yazın