Nüfus Mübadelesi(Türk-Yunan) nedir?

11 Ekim 1922 tarihinde imzalanan Mudanya Mütarekesi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, “Misak-ı Milli” sınırlarına, Musul ve Hatay hariç olmak üzere, ulaşmıştır. Türkiye’nin diğer Batılı devletler gibi tam bağımsızlık ve eşitlik statüsünü kazandığı Lozan’da kazanmıştır. Lozan Barış Konferansı sonucu Türkiye, eşitliğini ve egemenliğini tüm dünyaya kabul ettirmiştir. Müttefik devletlerle imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile, Musul, Hatay ve diğer bazı küçük sorunlar dışındaki tüm sorunlar çözümlenmiş ve Türkiye, bağımsız devletler arasındaki yerini almıştır.
mübadele-gemileri
Lozan Barış Konferansı’nın ortaya çıkarmış olduğu siyasi metinlerden biri de “Yunan ve Türk Halklarının Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol”dür. Bu sözleşme ile gerçekleştirilmiş olan nüfus mübadelesi esnasında yaklaşık olarak 350.000 Müslüman Türk ile 200.000 Hıristiyan Rum yaşadıkları yerleri terk etmek durumunda kalmışlardır. Mübadele, kısa bir süre sonra başlamış ve her iki ülke için de yıllarca ciddi bir sorun oluşturmuştur.

Balkan Savaşları döneminde meydana gelen göç olayları bir “Nüfus Mübadelesi”ni gündeme getirmiştir. Mehmet Said Halim Paşa’nın başkanlığını yapmış olduğu İttihad ve Terakki Hükümeti ile Bulgaristan arasında 29 Eylül 1913 tarihinde imzalanmış olan İstanbul Antlaşması ile mübadele, resmiyet kazanmıştır. Göç olaylarını düzenlemiş olan İstanbul Antlaşmasıyla, gerçekleştirilecek ahali değişimi, sınırın her iki yanında 15 km. mesafede oturanları kapsamıştır.

1913’de Balkan Savaşının bitmesiyle Yunan nüfusun etnik yapısı, 1830’daki durumdan son derece farklı bir görünüm kazanmıştır. Bu tarihte Yunanistan sınırları içindeki Türk, Ulah, Slav ve Arnavutların sayısı nüfusun yaklaşık olarak % 20’sini bulmaktaydı.

Yunanistan’ın bağımsızlıktan sonraki asıl amacı, sınırları içinde sadece Yunanlıların yaşadığı bir devlet oluşturmaktı. Yunanistan’ın amaçlamış olduğu sınırlar, Batı Anadolu bölgesine kadar uzanmıştır.
İttihat ve Terakki Hükümeti İzmir Rumları ile Makedonya Türklerini kapsayacak olan bir mübadeleyi Yunanistan’a önermiş olduğu tarihte, güvenlik gerekçesi ile Ege kıyıları ve Doğu Trakya’daki Rumların Anadolu’ya nakillerini kararlaştırmıştı. Dolayısıyla bu mübadele önerisi Yunanistan’ın amaçlarına hiç ama hiç uygun değildi. Ancak İttihat ve Terakki’nin aldığı nakil karan, Venizelos’un öneriyi kabullenmesine sebep olmuştur 7 . Haziran 1914 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ile Yunanistan arasındaki nüfus mübadelesiyle ilgili antlaşma imzalanmış ve mübadeleyi yürütecek bir Karma Komisyon oluşturulmuştur. Fakat Birinci Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla antlaşma uygulanamamıştır.

Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşından yenik çıkmış bunun neticesinde 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunanlılar İzmir’e asker çıkarmıştır. Yunanlıların İzmir’i işgal etmesinden sonra Anadolu’da bir Türk Kurtuluş Savaşı başlamıştır 1919-1922 tarihleri arasında devam etmiş olan savaş, Türkiye ile Müttefik Devletlerin Mudanya’da imzaladığı mütareke ile sona erdi. Bu tarihten sonra Türkiye ile Yunanistan arasındaki durum da tamamen değişmiştir.

Türk Kurtuluş Savaşı’nın kesin bir başarıya ulaşması, savaş sonucu Yunanistan’ın yaşadığı yoğun Rum göçü, Yunanistan’ın nüfus mübadelesi konusundaki görüşlerini değiştirmesine yol açmıştır. Yaşanan yoğun göç, Yunanistan’ı ekonomik ve sosyal açıdan oldukça güç bir duruma sokmuştur.

20 Kasım 1922’de başlamış olan Lozan Barış Konferansı, kurulan Ülke ve Askerlik Sorunları Komisyonu ile Maliye ve İktisat Sorunları Komisyonu olmak üzere üç komisyonla çalışmalarını yürütmüştür. Ülke ve Askerlik Sorunları Komisyonu Komisyon’u azınlıklar ve Türk-Yunan nüfus mübadelesi sorunu ile ilgilenmiştir. Mübadele sorunu Türkiye ile Yunanistan arasında yoğun tartışmalara sebep olmuştur. Bu sorun hem Batı ve Doğu Trakya sınırlarının belirlenmesi açısından hem de kimlerin azınlık statüsüne tabi olacağının belirlenmesi açısından büyük bir öneme sahiptir.

Mübadele konusu, Ülke ve Askerlik Sorunları Komisyonu’nun 1 Aralık 1922 tarihinde görüşülmeye başlanmıştır. Yunanistan temsilcisi Venizelos, Osmanlı İmparatorluğu’nun 1914 yılının ilk aylarında Küçük Asya ve Doğu Trakya’dan 450.000 Rum’u zorla sınır dışı ettiğini dile getirmiş ve ilk kez “mübadele” sözcüğünü de kullanmıştır.

Dr. Nansen, Türk-Yunan mübadele antlaşması için daha önce uygulanmış olan Bulgar-Yunan antlaşmasının örnek alınmasını önermiştir. Dr. Nansen bu önerisiyle Milletler Cemiyeti’ni de işin içine sokmuş oluyordu.
İsmet Paşa, mübadele sorunu ile azınlıklar sorununun birlikte ele alınması gerektiğini ifade etmiş, Ülke ve Askerlik Sorunları Komisyonu iki sorunun birbirine bağlı olduğunu kabul ederse mübadele konusunda Türk Temsilci Heyetinin görüşlerini açıklayacağını belirtmiştir. Türk tarafı mübadele konusundaki görüşlerini daha sonraki oturumlarda açıklamıştır.

Yunanistan’ın mübadele konusundaki en önemli isteği mübadelenin isteğe bağlı olarak gerçekleştirilmesi olmuştur. İngiliz temsilci Lord Curzon da mübadelenin zorunlu olması gerektiğini savunuyordu. Mübadelenin gönüllü olması durumunda bunun aylar alabileceğinden endişe duymaktadır.

Lozan Barış Konferansı’nda 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanmış olan “Yunan ve Türk Halklarının Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol” 30, Ülke ve Askerlik Sorunları Komisyonu Alt-Komisyonunca hazırlanan taslaktır. Zaten bu taslağın ortaya çıkmasından sonra Konferansta mübadele sorunu tam anlamıyla çözümlenmiş sayıldığından dolayı yeniden görüşme konusu olmamıştır.

Yunan Temsilci Heyetinden Venizelos ve Caclamanos ile Türk Temsilci Heyetinden İsmet Paşa, Dr. Rıza Nur Bey ve Hasan Bey’in imzaladığı Sözleşme ve Protokol on dokuz madde ve bir protokolden oluşmaktadır.
Sözleşmeye göre mübadeleye Türkiye’deki Rum Ortodoks dininden Türk uyrukları ile Yunanistan’daki Müslüman dininden Yunan uyruklar tabi tutulmuştur. Mübadelenin en önemli özelliği ise zorunlu olmasıdır. Fakat sözleşme ile İstanbul’un Rum ahalisi ile Batı Trakya’daki Müslüman ahali mübadele dışı tutulmuştur. Mübadele dışı tutulacaklar yine ikinci maddede belirtildiği gibi, İstanbul için belediye sınırları içinde 30 Ekim 1918 tarihinden önce yerleşmiş (etablis) Rumlar ve Batı Trakya için 1913 tarihli Bükreş Antlaşmasının çizdiği sınırın doğusunda yerleşmiş olan Türkler olacaktır.

Bir Cevap Yazın