Mandıracılık nedir?

Süt ve süt ürünlerinin üretimi ile ilgili olan mandıracılık, tarım sektörünün önemli bir dalıdır. Dünyanın önde gelen süt üreticileri Avrupa Topluluğu ülkeleri, SSCB ve ABD’dir. Fransa, Almanya, Avustralya, Yeni Zelanda ve İngiltere de mandıracılığı bilinçli bir şekilde yapıldığı ülkelerden önemli olanlarıdır.
mandıra_48_fotografie__generováno_v_jalbum_6.5_&_chameleon_skin__help
Mandıracılık uygun iklim ve piyasa koşullara bağlı olarak gelişme göstermektedir. Yazları çok fazla sıcak olmayan, kışları ise yumuşak geçmekte olan ılıman bir iklim mandıracılığa için elverişli olan koşullardır. Çünkü bu koşulların olduğu yerlerde çayırlar iyi daha çok bulunmaktadır. Sanayinin, yoğun bir nüfusun toplanmasına sebep olduğu şehirlerde süt talebi yüksek olduğundan dolayı mandıracılık daha çok büyük şehirlerin yakınlarında gelişmektedir. Mandıralar, büyüklükleri ve hayvanların yetiştirilmesi için kullanılan yöntemler bakımından farklılıklar göstermektedir. Güney İngiltere’nin bazı yerleri, inekler ABD’nin güney bölgeleri ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde yıl boyunca sürekli olarak açık havada kalabilmektedirler. İngiltere ile Kuzey Amerika gibi iklimin daha soğuk olduğu yerlerde ise inekler kış aylarını ahırlarda geçirmektedirler. Türkiye’nin büyük bir bölümünü de bu ülkelerden sayabiliriz.

Süt verimi yüksek olan sığır soyları Ayrshire, İsviçre Esmeri, Holstein-Friesian, Shorthorn, Jersey ve Guernsey’dir. Anavatanı Channel Adaları olan Jersey ve Guernsey’in sütünde yağ oranı diğer soylara göre çok daha yüksektir ve bu sütün kreması diğerlerine göre daha iyidir. İlk defa 18. yüzyılda başlamış olan ıslah yöntemleri, süt ineklerinin verimliliğinin artırılmasında önemli rol oynamaktadır. Bu yöntemler sayesinde bir bölgedeki en iyi hayvanlar seçilerek onlardan yeni sığır soyları elde edilmektedir.

Süt sağma döneminde bir süt ineğinin yıllık süt verimi 1.800 ile 9.000 litre arasında değişmektedir. İngiltere’de bu miktar yaklaşık 4.000 litre iken, ABD’de ise yaklaşık 6.000 litredir. ABD’de verimin yüksek olmasının sebebi sığırlara çok besleyici yemler verilmesidir. Türkiye’de besleme koşullarının elverişsizli olmaması ve yerli sığır soylarının veriminin düşük olmasından dolayı bir inekten elde edilen yıllık ortalama süt verimi 600-900 litre kadardır.

Süt inekleri daha çok sabah erken ve öğleden sonra olmak üzere günde iki kez sağılmaktadır. Süt verimi çok yüksek olan bazı sürülerin günde üç kez sağıldıkları da bilinmektedir. Sağım işleminin belirli ve düzenli aralıklar ile yapılması gerekmektedir. Sağım için kullanılan süt sağma makineleri küçük mandıralar dışında çok yaygın olarak kullanılmaktadır.

İneklerin önemli bir kısmı ortalama 2,5-3 yaşına geldiği zaman ilk yavrusunu doğurmaktadır. Yaşamı süresince 4-5 kez doğum yapmakta olan inekler, sütünün büyük bölümünü doğumu takip eden 4-6 haftalık süre içinde vermektedirler. Bundan dolayı mandıracılar devamlı olarak sürülerine genç inekler katmak zorundadırlar.

İnsan beslenmesi açısından büyük öneme sahip olan sütün temiz ve mikroplardan arındırılmış olması için bir takım kural konmuştur. Ahır ve sağım yerlerinin çok temiz tutulması ve hijyenik olmasının yanında, süt sağma makinelerinin, içinden süt geçen boruları ve mandırada kullanılan diğer gereçlerin her sağım işleminden sonra mutlaka yıkanması ve bakterilerden arındırılması gerekmektedir. Sağılmış olan sütün, sıcaklığının en kısa sürede 10°C’nin altına düşecek biçimde soğutulması gerekmektedir. Çünkü bakteriler düşük sıcaklıkta kolay kolay üreyip çoğalamazlar.

TÜÎK verilerine göre, Türkiye’de süt işlemeciliği yapmakta olan işletme sayısı bin 502’e ulaşmış durumdadır. Ancak bu işletmelerin önemli bir kısmı küçük üreticilerdir. Bazıları ise dünyanın çeşitli ülkelerine ihracatta bulunacak kadar büyük işletmelerdir.

Türkiye süt ve süt ürünleri sektöründe endüstrileşme adına hatırı sayılır bir mesafe kat etmiştir. Mandıralar yavaş yavaş küçük çapta yetiştiricilik yapıp, yerel üretime yönelik işletmeler olmaktan çıkıp daha büyük işletmelere dönüşmektedir.

Bir Cevap Yazın