Koroner kalp hastalığı nedir?

koroner kalpKoroner kalp hastalığı kalbe kan ve oksijen taşınmaya yarayan damarların daralmasıyla meydana gelir. Kalp insan yaşamında hiç durmadan çalışır ve vücutta bulunan tüm organlara kan pompalar. Kalp kası hiç yorulmadan çalışabilir, ancak devamlı olarak enerji ihtiyacı vardır. Kalbin bu şekilde çalışmasını sağlamak için kanlanması gerekir. Kalp kasını besleyen damarlar da, koroner arter damarlar olarak tanımlanır. Koroner kalp hastalığı olarak adlandırılan hastalık, koroner arter hastalığıdır. Koroner arterlerin tıkanıklığı ya da daralması kalbin kanlanmasını ve beslenmesini engellemektedir. Bu sorunda bedende göğüs ağrısı, kalp krizi gibi etkiler oluşur. Koroner arterlerde oluşan daralma, çoğunlukla yağlı maddelerden oluşan plaklar nedeniyle meydana gelir. Normal olarak koroner arterlerin iç yüzeyleri kan akışını sağlayabilmek için pürüzsüz yapıda olur. Damarların içindeki hücrelerde damarın açık kalmasını sağlayacak maddeler salgılar. Damarların daralması sonucunda damar sertliği adı verilen tıkanıklık başlamış olur. Ateroskleroz denilen durumda damarların elastikiyeti azalmakta ve kanın geçişi sırasında genişlemekte zorlanırlar. Efor sırasında kalbe yeteri kadar kan gitmez ve hastalık belirtileri yaşanmaya başlar.

Koroner kalp hastalığının belirtileri nedir?

Bu hastalık kişilerde damar tıkanıklıkları ileri aşamaya gelmeden şikâyete yol açmayabilir. Hissedilen belirtiler eforla ya da stres anında göğsün sol tarafında yanma, baskı ve ağrı olarak kendini gösterir. Ağrılar kola ve çeneye yayılabilir ve mide ağrısına neden olabilir. Yaşanan belirtiler herkeste farklı görülebilir. Rahatsızlığın tipik belirtisi şikâyetlerin eforla birlikte başlaması ve dinlenme sırasında geçmesi şeklindedir. Hastalığın ilerlemesi halinde dinlenmede bile, belirtiler hissedilir. Bu aşamada hastalık ciddiye alınmalıdır. Yaşanabilecek bir kalp krizinin habercisi olabilir. Hastalık ileri aşamada koroner arterlerde aniden tıkanmayla kalp krizine sebep olabilir. Bu etkiyle birlikte ritim bozukluğu, kalbin pompalamasının azalması ve durması oluşabilir. Bu durumda acilen müdahale edilmezse, hastanın ölümle kaybedilmesi görülebilir.

Koroner kalp hastalığının risk faktörleri nedir?

Ülkemizde ve dünyada en fazla ölüm nedeni koroner kalp hastalığından olur. 40 yaş sonrasında erkeklerde görülme olasılığı % 49 iken, kadınlarda  % 32 oranında görülür. Kadınlarda daha ileri yaşta risk daha fazla artar. Koroner kalp hastalığının riskini arttıran farklı etkenler vardır. Bu risk faktörleri iki grupta değerlendirilir. Bunlar;

Değiştirilemeyen risk faktörleri

  • Genetik yatkınlık: Ailede koroner kalp hastalığı olan kişiler, koroner kalp hastalığı açısından riskli kabul edilir.
  • Cinsiyet: Koroner kalp hastalığı erkekleri kadınlardan daha fazla etkisi altına alır. Kadınlar menopoz sonrasında hormon düzeyinin değişmesiyle daha fazla risk altına girer. Ancak bu dönemden sonra kadın ve erkek eşit risk grubuna girer.
  • İleri yaş: Damar sertliği oluşması çocuklukla birlikte başlar. Bu sorun ilerleyip yaklaşık olarak 50 li yaşlarda ortaya çıkar. Yani yaşın ilerlemesi hastalığın ortaya çıkma riskini arttırır.
  • Diyabet hastalığı: Şeker hastalarında damar tıkanıklığı olması, normal kişilerden daha yüksek orandadır. Bu yüzden hastalarda koroner kalp hastalığı gelişimi daha fazla olur.
  • Kişilik yapısı ve stres: Stres ve yoğun çalışmak kalp hastalıklarının gelişmesini hızlandırır. Bu kalp krizini tetikleyen bir etkendir. Stres kandaki hormonların ortaya çıkışını tetiklemekte, tansiyonu yükselterek, kalp krizine sebep olmaktadır.

Değiştirilebilen risk faktörleri

  • Sigara alışkanlığı: Sigara içilmesi kalp hastalıkları başta olmak üzere, başka hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur. Sigara içildiğinde kana giden oksijen azaltmakta, kan basıncı ve kalp atım hızı artmakta ve kanın pıhtılaşma oranı yükselmektedir.
  • Hipertansiyon: Yüksek tansiyonu olan hastaların çoğunda, bu sebepsiz olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca böbrek arterindeki tıkanıklıklar da, hipertansiyon oluşumuna sebep olabilir. Kişiler bunun genellikle farkında olmaz. Bu nedenle kan basıncının belli aralıklarla ölçülmesi gerekir.
  • Obezite: Bu genç yaşta olan kişileri bile etkisi altına alabilir. Beslenme düzeni ve hareketsiz bir yaşam tarzı obeziteyi ortaya çıkaran etkenlerdir. Eğer altta yatan bir neden varsa, bunun tedavi edilmesi obezite sorununu ortadan kaldırabilir. Bunun dışında uygun diyetlerin uygulanması ve cerrahi girişimlerle hastaların tedavi edilmesi koroner kalp hastalığı ve diğer hastalıklardan korunmaya yardımcı olur.
  • Egzersiz azlığı: Hareketsiz bir yaşam sürmek kalp hastalıklarının gelişme riskini arttırır. Düzenli yapılan egzersizler kan basıncını, kan yağlarını ve kalbin çalışma düzenini ayarlayarak, koroner kalp hastalığı oluşumunu azaltır.

Hastalığın tanısında en önemli konu kalbin bu etkilerden zarar görmeden belirlenmesinde yatmaktadır. Hastalar kendilerinde kalp hastalıklarına ait belirtiler olduğunu hissederse, bir an önce doktor kontrolüne girmelidir. Rahatsızlığı teşhis etmeye yarayacak tanı yöntemleri kullanılarak, gereken tedavilerin uygulanması gerekir.

Bir Cevap Yazın