Körlüğe neden olan hastalıklar nelerdir?

Rutin kontroller ile kişiler bir taraftan olası hastalıklara karşı önceden önlem alabilecekleri gibi bir yandan da göz sağlıkları koruyabilirler.
Körlüğe neden olan bir takım sebepler vardır. Bu sebepleri şöyle sıralayabiliriz:

1 Doğuştan gelen körlükler
Bu körlüklerin en önemli nedenlerinden biri temel göz dokularının oluşmaması ya da eksik oluşmuş olmasıdır. Bunun yanı sıra görme sinirinin ya da retina adı verilen görme tabakasının gelişme bozukluklar ve hastalıkları körlük nedeni olabilmektedir. Bu gibi doğumdan öne başlayan durumlar az görme ya da his görmemeye sebep olabilmektedir. Doğuştan gelen körlüklerin tedavisi hemen hemen imkansızdır.
Kalıtım, akraba evlilikleri, annenin hamileliğinde geçirmiş olduğu hastalıklar körlük nedeni olabilir. Çocukluğun erken döneminde oluşan görme kayıplarının önemli bir sebebi de karasu da denilen göz tansiyonudur. Bu rahatsızlık daha çok akraba evliliği olan kişilerin çocuklarında görülür. İlaçla tedavisi sınırlı olan karasuya cerrahi müdahale gereklidir.
şeker-hastalığı-körlüğe-neden-oluyor
Kalıtsal görme kaybına yol açan hastalıklardan biri de tavuk karası olarak halk arasında bilinen retinitis pigmentosadır. Bu hastalığında esas nedenini akraba evlilikleri oluşturmaktadır. Loş ışıkta ve karanlıkta az görme ile başlayan şikayetler görme alanının giderek daralmasına neden olur. Bu hastalıkta körlüğe yol açmaktadır.
Çocukluk döneminde körlüğe nende olan bir diğer hastalıkta göz içi tümörüdür. Bunda da yine kalıtım faktörü oldukça önemlidir. Gözbebeğinde gri bir parlaklık sonucu fark edilir. Tümörün ilerlemesi körlüğe yol açmaktadır.

2- Diabet (şeker hastalığı)
Şeker hastalığı, gözde bazı bozukluklara neden olabilir. Göz enfeksiyonlarının sıklığı, göz adale felçleri, katarak gelişmesi diabet kaynaklı göz komplikasyonlarındandır. Bu hastalıkta görme merkezinin kanama ve ödemden etkilenmesi ile hastanın görmesi giderek azalmaya başlar. Yeni damarların çatlaması ise büyük göz içi kanamalarına ve göz kaybına neden olabilir. Hastalık meydana gelmişse en önemli tedavi yöntemi; göz anjiografisi denilen göz dibi damarlarının özel çekilmiş fotoğraflarını aldıktan sonra uygulanan lazer tedavisidir. Lazer fotokoagülasyon bilhassa çok ilerlememiş durumlarda görmenin korunmasını %70-80 oranında sağlayabilmektedir. Bir diabet hastasının ortalama 3-6 aylık aralıklarla düzenli bir şekilde göz kontrolü yaptırması erken önlem amacıyla şarttır.

3- Yüksek kol tansiyonu ve damar sertliği
Yüksek kol tansiyonu ve onunla birlikte ortaya çıkan damar sertliği bütün vücut damarlarını etkilediği gibi göz damarlarını da etkilemektedir. Yüksek kol tansiyonuna bağlı başlayan göz dibi kanamaları, damar tıkanmaları körlük ile sonuçlanabilir. Yine bu hastalarda görme sinirini besleyen damarların tıkanması da diğer bir körlük sebebidir. Bundan dolayı kol tansiyonlarını düzenli takip etmeleri, rutin kan muayenelerini düzenli olarak yaptırmaları, gerekmektedir.

4- Görme tabakası ve sinirini etkileyen dejenaratif yani iltihabi hastalıklar
Herhangi bir nedenden dolayı, görme tabakası, görme merkezi ya da siniri bozulabilmekte ve körlüğe yol açabilmektedir. İlaç veya lazer tedavileri ile görmenin kazanılmasını veya korunmasını sağlayabilmektedir.

5- Göz tansiyonu (glokom)
Glokomun en yaygın şekli açık-açılı glokom sinsi şekilde başlayan ve yavaş gelişim seyreden bir hastalıktır. Glokomun bu tipi kolay bir şekilde kontrol altında tutulabildiği halde, genel olarak, onarılması imkansız olan görüş kaybı meydana geldikten sonra teşhis edilir. Açık açılı glokom, gözün içindeki sıvının artışına bağlı basıncın, optik siniri meydana getiren hassas lifleri harap etmesine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Glokomdan dolayı meydana gelen körlük tedavi edilemez.

6- Katarakt
Görme azlığına yol açan bir diğer hastalıktır. Ancka teknolojinin gelişmesine pararlel olarak son derece başarılı ameliyatlar ile yüz güldüren sonuçlar alınmaktadır.

7- Behçet hastalığı
Ülkemizde körlüğün önemli sebeplerinden biri de Behçet Hastalığıdır. Deneyimli bir merkezin kontrolü altında tedavi edilen hastalarda görme bozukluğu en alt seviyelerde tutulabilir. Aksi takdirde körlükle neticelenebilmektedir.

Bir Cevap Yazın