Klimayı kim icat etti?

Modern dünyada bir lüksten ziyade bir ihtiyaca dönüşen klimalar ilk bakışta teknoloji ile şekillenen bilim fikirlerin ürünü gibi düşünse de, aslında insanoğlu yüzyıllardır benzer sorunları yaşamakta ve özellikle yaz sıcaklarında kapalı mekanlarda serinlemenin yollarını aramaktadır. Mekandaki havanın soğutulması için kullanılan klima teknolojisi gerçekten de yenilikçi ve modern bilim doğrultusunda geliştirilmiş bir yöntemdir ancak Romalılar zamanında dahi doğal taşlardan yapılan yapıların serinletilmesi ile çalışmalar olduğu bilinmektedir. Romalılar yapının duvarlarından su geçirerek taşların soğumasını ve böylece iç mekanda daha serin bir hava oluşmasını sağlamaya çalışmıştır. Klima teknolojisi ise mekanı değil, doğrudan havayı soğutmak ile ilgilidir.

Klimanın icadı her ne kadar 20. yüzyılın başlarına rastlasa da aslında bilim tarihi açısından başladığında bilimin gazların soğutma sağlamak için kullanıldığını keşfetmesi 18. yüzyılın ilk çeyreğine rastlamaktadır. Bilim tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Michael Faraday’ın 1820 yılında sıvılaşan ve sıkışan amonyağın buharlaştırılması ile havanın soğutulabildiğini bulması ile klimaya yönelik fikirlerin olgunlaşma süreci de başlamıştır. Daha sonraki yıllarda bilim insanları tarafından Faraday’ın keşfi üzerine pek çok deney yapıldı. 1842 yılında ABD’li doktor John Gorrie buz üretmek ve bu buzu da yapı içlerindeki havanın sıcaklığını kontrol etmek üzerine çalışmalar gerçekleştirdi.

Günümüzde kullanılan modern klimanın ilk nesil öncüsü ise 1902 yılında bir elektrik mühendisi olan Willis Carrier  tarafından icat edilmiştir. “Air-Condition” ismi ile patent başvurusu yapan Carrier’ın yaptığı ilk klima “tam 30 ton” ağırlığındaydı. Bir elektrik mühendisi olarak 1901 yılında çalışmaya başlayan Carrier aslında meslek hayatının ilk günlerinden itibaren iklimlendirme üzerine çalışmalar yapmaya başladı. Mezuniyetinin ardından başladığı işte kendisine verilen ilk görev, ısıtma bobinlerinin soğurabileceği hava miktarının belirlenmesiydi. Isıtma bobinlerinin sistem bünyesindeki havayı ne kadar ısıtabileceğini hesaplayan Carrier bu çalışması ile şirketi çok büyük bir masraftan kurtardı ve bu konudaki çalışmaları için de büyük bir destek sağladı.

1902 yılına gelindiğinde Brooklyn’de hizmet veren bir matbaa, ısı ve nemin çok yüksek olması sebebiyle kağıt kalitesinin bozulduğu ve bu sebeple de baskı esnasında renklerin dağıldığını söyleyerek Carrier’a başvurdu. Matbaanın baskı kalitesini ciddi şekilde etkileyen sıcaklık ve neme çözüm bulmak için kolları sıvayan Willis Carrier, 17 Temmuz 1902 tarihinde dünyanın ilk klimasını tamamlayarak matbaaya teslim etti. Suyun buharlaştırılması ya da yapı duvarlarından su geçirilmesi ile ısı alışverişi sağlanarak iç mekanın serinletilmesinden farklı olarak çalışan klimalar kısa süre içinde daha da geliştirildi ve gerek ağırlık gerekse de boyut açısından daha işlevsel hale getirildi. 1906 yılında Stuart Cramer tarafından “Water-Condition” patentinin alınması ile birlikte sanayi için önemli bir kol haline gelen nem ve sıcaklık yönetimi, böylece günümüze dek sürecek olan gelişmesi sürecine başlamış oldu.

Bir Cevap Yazın