Kaçış sendromu nedir?

Kaçış sendromu bireylerde kanın yoğunlaşması ve tansiyonun düşmesi gibi belirtiler göstererek oluşan, damarların içinden mineral, protein ve suyun sızması sonucunda meydana gelen bir rahatsızlıktır. Kendini tekrarlayıcı şoklarla belli eden ve krizlerden 24 saat evvel yorgunluk, halsizlik ve hafif ateş gibi gribal enfeksiyon belirtileri veren bir sorundur. Meydana gelen krizlerin yaşanma sıklığı bir kaç ayla, yıllarca süren aralıklarla devam edebilir. Bu krizlerin önlenebilmesi etkilerin azaltılabilmesi için gribal enfeksiyonlarda kullanılan ilaçlar veya bronşit, astım ilaçları kullanılır. Bu rahatsızlık günümüze kadar dünyada çok az sayıda yaşanmıştır. Ülkemizde Mehmet Ali Erbil’in yaşadığı bir rahatsızlık budur. Bu rahatsızlık son yıllarda daha sık görülmeye başlanmıştır. Bu güne kadar bu sorunun neden kaynaklandığı kesin olarak tespit edilememiştir.

Kaçış sendromu nasıl yaşanıyor?

kaçış sendromu

Hastaların kan basıncında azalma ve tansiyonun düşmesiyle beraber yaşanan bu rahatsızlık kişilerin şoka girmesine neden olmaktadır. Bunlar hastaların günlük yaşamını olumsuz olarak etkilemekte ve ani yaşanan krizler nedeniyle ölüme sebebiyet vermektedir. Hastalarda ayaklarda şişme ve halsizlikle yaşanan rahatsızlık, nefes darlığı çekilmesi, böbreklerin faaliyetinin durması, solunum yetmezliği, organ yetmezliği ve tansiyon düşüklüğü yaşanmasına sebep olur. Hastanın psikolojik yönden buhrana girmesine sebep olan septik şok reaksiyonunun ne zaman geleceği belli değildir. Damarlarda olan protein, mineral ve suların dışarıya sızması sebebiyle diğer organların işlevinin bozulmasına neden olan kaçış sendromu rahatsızlığına, bazı araştırmalar köpek pisliği gibi hayvan dışkılarının yol açtığı hakkında sonuçlar çıkarmıştır.

Kaçış sendromuna hangi önlemler alınabilir?

Bu sorunda yaşanan krizlerden önce bazı belirtiler oluştuğundan, hastalar krizler için önlem alabilir. Kriz yaşanmadan bir gün önce grip hastalığında olduğu gibi belirtiler gösteren rahatsızlık, septik krizin geleceğini haber verir. Bu septik krizlerin ne kadar sürelerde geleceği bilinmez. Bunlar kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bu rahatsızlığa yakalanmış olan kişilerin sayısı her geçen gün artış göstermektedir. Kaçış sendromu başlamasıyla birlikte, vücuda yerleşen ve kronik bir hale gelen bir rahatsızlıktır. Damarlarda dengeyi sağlayan çalışma mekanizmasını etkisiz hale getiren sorun, çok tehlikeli ve devamlı olarak takip edilmesi gereken bir hastalıktır. Vücutta bulunan her organa zarar verebilen etkilere sebep olduğundan, kısa zamanda hayati organların felç olmasına neden olabilir. İnsanlar bundan farklı hastalıklarla hayatını kaybedebiliyor. Bacaklarda ve karında ağrı ya da bayılma ile belirti verebilir. Vücutta ödem olması ve kan yoğunlaşması meydana gelir. Hastalığın en büyük komplikasyonu akut böbrek yetmezliğini oluşturmasıdır. Böbrekler hasar gördüğü zaman, hastalar kendilerini toparlayamaz ve yaşamı bile riske girebilir. Organların oksijen akışına engel olup, sıvı kaybı, idrar atımı ve dolaşım dehidrasyonu yavaşlar. Kriz aşamasına geldiğinde hasta komaya girer. Kan yoğunlaştığı için, hastanın vücudu şişmeye başlar. Bunun yanı sıra kanda albümin azalır ve ödem meydana gelir. Bu sebeple hastalar bir gün önce bacak ağrısı, ateş yükselmesi, karın ağrısı, halsizlik, baş dönmesi, bulantı ve kusma gibi belirtilerde mutlaka hastaneye gidip, doktor denetimine girilmelidir.

Kaçış sendromunun tedavisi nasıl yapılır?

Bu hastalığın kesin bir tedavisi yoktur. Krizlerin az riskle atlatılması ve yeniden oluşmasını engelleyebilmek için, doktorun önereceği ilaçları kullanmak faydalı olabilir. Ayrıca üst solunum enfeksiyonlarında kullanılmış olan ilaçlarla, nefes darlığı, bronşit, astım gibi rahatsızlıklarda kullanılan ilaçlarda kullanılır.

Bir Cevap Yazın