Jean-Jacques Rousseau kimdir?

Rousseau Cenevre’de Protestan bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur.Annesini doğum anında kaybetmiştir. Saatçi olan babası ise kısa bir süre sonra Rousseau’yu akrabalarının yanına bırakarak şehri terk etmiştir. Henüz 16 yaşında iken Cenevre’den ayrılmış olan Rousseau , Sardinya ve Fransa’da bulunmuştur. Savoie’da madame de Warens’in koruması altına girmiştir. Protestanlık’tan Katoliklik’e dönmüş olan Rousseau burada bol bol kitap okuyarak kültürünü geliştirmiştir. Bir süre müzik ve din eğitimi almıştır.

33 yaşında Fransa’nın başkenti Paris’e yerleşerek Çapkın Musalar operasını bestelemiştir. Aydınlanma Çağı’nın önemli isimlerinden biri olan Diderot ile tanışmış olan Rousseau Encyclopedie’nin müzik maddelerini yazmıştır. 1752 yılında bestelemiş olduğu Köyün Kahini operası ile sarayda da tanınmasına karşın bu imkandan yararlanarak rahat bir hayat sürdürmeyi tercih etmiştir.

1754 yılında Cenevre’ye dönmüş olan ve yeniden Protestanlık’ı kabul eden Rousseau, burada Dijon akademisi tarafından açılmış olan tartışma için yazmış olduğu “İnsanlar Arasındaki eşitsizliğin Kaynağı ve Temeli üzerine Konuşma” eseri ilk büyük eseridir. Rousseau bu eserinde 1750 yılında yazmış olduğu doğal insan ve doğal yaşama ilişkin kuramının başlangıcı kabul edilen ve Dijon Akademisi tarafından ödüllendirilen denemesindeki görüşlerini belirtmiştir.

Tek başına “doğal düzen” içinde yaşamakta olan insanın mutlu, iyi yürekli ve özgür olduğunu, topluluk yaşamına geçilmesi ile kıskançlığın ortaya çıktığını belirten Rousseau, mal mülk sahibi olmanın doğal eşitliği yok ederek toplumda zengin – yoksul, efendi – köle ayrımını yarattığını ifade etmiştir. Toplumlar mülkiyeti korumak için insanlar arasında sahte bir sözleşme ile yapılan siyasal ve yasal düzenlemeler neticesinde oluşmuş ve toplum yaşamı “doğal düzen”den kopuşu daha belirgin hale getirmiştir. Böylece insanlar arasındaki eşitsizlik insanın doğallığını kaybettiği ve toplumsallaştığı süreç içinde yaratılmıştır.

Cenevre’den yeniden Paris’e dönmüş olan Rousseau, din konusunda anlaşmazlığa düşerek Encyclopedie çevresinden uzaklaşmıştır. 1756 yılında Montmorency’de bir kır evine yerleşmiştir. Burada Fransız Devrimi’nin el kitabı sayılan Toplum Sözleşmesi’ni kaleme alan Rousseau, daha önce yapılmış ve eşitsizlikleri pekiştiren sahte sözleşme yerine gerçek bir sözleşme yapılmasını önermiştir. Bu yeni sözleşme ile yeni bir toplum düzeni kurulacaktır. İnsanlar özgür iradeleri ile devlete devredecekleri doğal hakları yerine, yurttaşlık haklarını elde edecekler, ama devlet de genel iradeyi temsil edeceğinden sadece kendi koymuş oldukları yasalara bağlı olacaklardır. Doğrudan demokrasiyi savunan Rousseau, halkın seçmiş olduğu milletvekillerini ve hükümet üyelerini halkın temsilcileri olarak değil, sadece memurları olarak nitelendirmiştir. Çünkü ona göre genel irade yani halkın egemenliği bir başkasına bırakılamaz ve devredilemez.

Montmorency’de hayatını sürdürdüğü zaman içinde Toplum Sözleşmesi’nin yanı sıra ilk romanı olan Julie yahut Yeni Heloise ile Emil ya da Eğitim isimli eserlerini yazmıştır. Toplum Sözleşmesi bu dönemde Fransa’da yasaklanmıştır. Emil adlı eserinin ise dinle ilgili bölümlerinin yakılmasına ve Rousseau’nun tutuklanmasına kara verilmiştir.

Eğitim ve kültür üzerine düşüncelerinin bulunduğu Emil adlı eserinde öğretmeninin otoritesinin belirlemiş olduğu bir eğitimin özgür insanlar yaratamayacağını savunan Rousseau, olgunluk çağına gelene kadar çocuklara din ve ahlak eğitimi verilmemesi gerektiğini savunmuştur. Olgunluk çağına erişmiş olan çocuk, öğretmeni ile arkadaşlık ilişkisi kurarak gerekli olan eğitimi alacaktır.

Fransa’dan İsviçre’ye geçen burada da kilisenin ve yönetimin tepkisini üzerine çekmiştir. Sonunda İngiltere’ye gitmişse de bir yıl sonra 1767 yılında Fransa’ya geri dönmüştür. 1770 yılında Paris’e yerleşmiştir. İtiraflar adlı eserinde kendi yaşam hikayesini anlatmıştır. Son 10 yılında daha çok kendi hayatı ile ilgili eserler yazmıştır. 1778 yılında ölmüştür.

Bir Cevap Yazın